Parlamenterlerin ifade özgürlüklerinin geniş ele alınması, bu özgürlüğü kısıtlanmasının ise dar kapsamda yorumlanması gerektiğini belirten Komisyon, parlamenterlerin şiddet çağrısı içermeyen veya 'rahatsız edici! konuşmalarına hoşgörü gösterilmesi gerektiğinin altını çizdi. Komisyon, parlamento dışında ifade özgürlüklerinin korunmasının önemine değindi.
Türk Ceza Kanunu'nun 216, 299, 301 ve 314'üncü maddelerinin ifade özgürlüğü kapsamını daralttığına dair bu yıl mart ayında yayımladığı raporu anımsatan Komisyon, bu durumun, 'cezai kovuşturma riski nedeniyle parlamento dışında siyasi görüş dile getiremeyen TBMM üyeleri açısından özellikle olumsuz etkiye sahip olduğunu' not etti.
Deutsche Welle Türkçe'den Kayhan Karaca'nın haberine göre, raporda, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde ifade özgürlüğü ihlali konusunda sicili en kabarık ülkelerden biri olduğu hatırlatıldı.
Komisyon, Türkiye'de mevcut durumun parlamentonun işleyebilmesi için parlamenter dokunulmazlığını temel güvence kıldığını, bu nedenle parlamento dokunulmazlığının 'olabilecek en kötü dönemde kaldırıldığını' bildirdi.
'TÜRK YARGISI ESKİYE ORANLA DAHA ZOR DURUMDA'
Komisyon, parlamenter dokunulmazlığının kaldırılmasının Anayasa'nın 10. maddesi gereği eşitlik ilkesine aykırı olduğuna da kanaat getirdi. Her parlamenterin dokunulmazlığının teker teker incelenmesi önerisine karşı TBMM'nin iş yükünün mazeret gösterilmesinin kabul edilemez olduğunu kaydetti.
'ORANTILILIK İLKESİYLE BAĞDAŞMIYOR'
Venedik Komisyonu üyesi 5 uzman hukukçu raporu hazırlamak üzere eylül ayında Ankara'da Adalet Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi ve TBMM'deki siyasi partilerin temsilcileriyle görüşmüştü.
Türkiye'nin de üyeleri arasında yer aldığı Avrupa Konseyi'nin anayasal konulardaki uzmanlık organı olan Venedik Komisyonu tarafından hazırlanan görüş raporları tüm Avrupa Konseyi için olduğu kadar AİHM için de referans oluşturuyor. Dokunulmazlıkları kaldırılan bazı vekiller AİHM'ye başvurmuştu.