Anastasiadis'in bu sert duruşu, Kıbrıs sorununun çözüm perspektifleri bakımından ne anlama geliyor? Müzakerelerde bu bir sorun teşkil eder mi? Konuyla ilgili Sputnik'e konuşan Kuzey Kıbrıs'ın eski Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Sami Dayıoğlu şunları söyledi:
‘KIBRIS RUM TARAFI GARANTİLERİ İSTEMİYOR'
"Garantiler konusu, apayrı bir sorun olarak önümüzde duruyor. Kıbrıs Rum tarafı garantileri istemiyor. Ama garantilerin bir ihtiyaç halinden çıkması için ne yapıyor? Örneğin, geçmişte küçük bir azınlık olarak nitelendirilen ama şimdi parlamentoda temsiliyeti olan bir ELAM grubu var. Onların sayısı ne kadar büyük veya ne kadar küçük olursa olsun, parlamentoda bir temsiliyeti var ve açık ve net bir şekilde siyasi görüşlerini ve duruşlarını ortaya koymaktadırlar. Bu çerçeveden baktığımızda Kıbrıs Türk tarafı tabii ki böyle bir görüşe karşı garantörlüğün idamesini, devamını ister.
Peki, burada garantörlüğün devamı şu anlamda farklılaşabilir mi, yani tüm Kıbrıslıların değil de, sadece Kıbrıs Türk devletinin garantörü olmayı tasavvur ederler mi? O da bana göre nihayette Türkiye, İngiltere ve Yunanistan'ın öngörüsüne kalmış bir şeydir. Bu nedenden dolayı evet, garantörlük bir engel, ama garantörlüğün ortadan kalkması için de o engeli kaldırmak amacıyla bir şeyler yapmamız lazım. Rum tarafının da bu konuda bir şeyler yapması, bir güven vermesi şarttır. Aksi takdirde garantörlük konusu önümüzdeki dönemde çok tartışılacak bir konu olarak karşımızda durabilir diye düşünüyorum.
‘BUGÜNE KADAR KIBRIS TÜRK TARAFININ VERECEĞİ HERHANGİ BİR ŞEY OLMAMIŞTIR'
Bu yüzden bana göre Sayın Anastasiadis'in bu sert duruşu önümüzdeki dönem içerisinde devamlı olarak kalacağını sanmıyorum. Çünkü bugüne kadar yapılan tüm görüşmelere baktığımızda neticede Türk tarafının alacağı, Türk tarafının nasıl entegre edileceği ile ilgili görüşler ve anlaşmalar ortaya konulmuştur. Bugüne kadar Kıbrıs Türk tarafının vereceği herhangi bir şey olmamıştır. Öte yandan garantörlük konusu, Kıbrıs Türk tarafının vermeyişi veya Sayın Anastasiadis'in sert duruşu ile ilgili bir şey değildir. Bu, Yunanistan, İngiltere ve Türkiye'nin elinde olan bir unsurdur ve onların mutabakatıyla devreye girecek olan bir şeydir. Bana göre bu, Sayın Anastasiadis tarafından yapılan bir çıtayı yüksek tutturma hareketidir. İlerideki dönem içerisinde bu çıta yüksekliği azaltılabilir, tabi bunun karşılığında bir şeyler almak kaydıyla. Bu nedenden dolayı bu gibi açıklamaları daha önce de gördük, bundan daha da sert açıklamaları da gördük. Eğer anlaşmaya niyet varsa bunlar ortadan kalkar diye düşünüyorum."