Amerika’nın Sesi’nden Arzu Çakır Morin’in haberine göre, Le Monde’un araştırmacı gazetecileri Gerard Davet ve Fabrice Lhomme’un yazdığı ‘Bir Cumhurbaşkanı Bunları Söylememeli’ adlı kitap Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande hakkında bugüne dek gizli kalan gerçeklekleri gözler önüne serdi.
KİTABA ADINI VEREN İSLAMİYET SORUSU
Hollande ile 5 yıl boyunca 61 kez bir araya gelen Fransa’nın iki önemli gazetecisi, Hollande’ın hayatının kadının kim olduğundan İslam ve türban konusundaki görüşlerine kadar kamuoyuna göstermediği yüzünü ortalığa döktü.
Fransız siyasilerin yolsuzluklarını ortaya çıkarmasıyla tanınan Davet ve Lhomme’a konuşarak, Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi büyük risk alan Hollande’ın sözleri daha kitap çıkmadan gündemin birinci sırasına yerleşti. Gazetecilerle Elysee Sarayı’nda ve gazetecilerin evinde olmak üzere toplam 61 kez görüşen Hollande, “İslam karşısında sizin aldığınız pozisyon nedir?” sorusuna “Bir cumhurbaşkanı bunu söylememeli” yanıtını verdi. Hollande’ın bu yanıtı kitabın ismi de belirlemiş oldu.
‘EVET YOKSULLARA DİŞSİZLER DERDİM AMA KÖTÜ NİYETLE DEĞİL’
Eski sevgilisi Valerie Trierweiler’in dile getirdiği ve bugüne kadar hep reddettiği “Yoksullar için, kraliyet döneminde zenginlerin kullandığı ‘dişsizler’ terimini kullanırdı” açıklamasını ise sonunda kabul eden Hollande şunları söyledi: “Evet onlara dişsizler derdim. Ama kötü niyetle değil. Ben insanları çok seviyorum. Dalga geçmek için söylemedim. Bilerek saptırma var ve bu çok çirkin.”
Hollande’ın eski eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy için ‘küçük Charles de Gaulle’ dediği ve şimdiden pek çok kesimin tepkisini çeken Hollande’ın itiraflarından öne çıkanlarsa şöyle:
- İslam’la ilgili Fransa’da bir sorun var. Bunu kimse reddetmiyor. Çünkü İslam mekan istiyor, tanınma istiyor. Diğer ülkelerde böyle bir sorun yok, Fransa’da var. İslam, laik Cumhuriyet’te bir din olarak kendini ifade etmek istiyor. Sorun olan İslam dininin tehlikeli bir din olması değil. Böyle bir şey yok. Bunun dışında, eğer Müslümanlar radikal saldırıları kınamazsa ya da imamlar Cumhuriyet karşıtı davranışlarda bulunursa o zaman bir problem olur. Bir dogma olarak İslam’dan değil Fransa’daki uygulamalarından söz ediyorum.
‘BUGÜNÜN TÜRBANLI KADINI YARININ MARİANNE’İ’
- Bugünün türbanlı kadınları yarının Marianne’leri (Fransız kadının sembolü) olacaklar. Buraya türbanıyla geldiğinde, toplum ona gelişmesi için gerekli koşulları sunar. Kadın özgürleşir ve bir Fransız olur, bir ideali savunur. Elbette istediği ölçüde inancını da koruyarak. Sonuç olarak, iddiamız ne? Bu kadının esaret yerine özgürlüğü seçmesini istiyoruz.”
- Çok göçmen geliyor; burada olmaması gereken göçmenler var.
‘SARKOZY GİBİ PARAYA TAPAN POLİTİKACI GÖRMEDİM MANDELA’NIN CENAZESİNDE BİLE KAZANDIĞI PARALARI ANLATTI’
- Bu adam (Sarkozy) kadar paraya tapan bir politikacı daha görmedim. Bütün hesaplarını para üzerine yapıyor. Nelson Mandela’nın cenaze töreninde bile bana cumhurbaşkanlığı görevi bittikten sonra ne kadar çok para kazandığını, konferanslara giderek benim de çok kazanacağımı söyledi. Ama eğer cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Marine Le Pen ikinci tura kalırsa, sandığa gider Sarkozy için oy kullanırım.
‘JULİE GAYET İLİŞKİMİZİN RESMİYET KAZANMASINI İSTEDİ AMA BEN ÖZGÜR KALMAYI TERCİH ETTİM’
- Beni gerçekten anlayan ve tanıyan tek kadın dört çocuğumun annesi Segolene Royal. Valerie onu hep kıskandı ve bir gün geri geleceğini düşündü. Sonuçta Julie Gayet’yi seçtim. Julie Gayet ilişkimizin resmiyet kazanmasını istedi ama ben hep özgür kalmayı tercih ettim. Bu nedenle çok acı çekti.”
FRANSA YARGISINDAN HOLLANDE’A TEPKİ: BİR CUMHURBAŞKANININ BU GÖRÜNYÜ YAYMASI ANLAŞILABİLİR DEĞİL
Bu arada Fransa Yargıtay Başkanı Bertrand Louvel, Hollande’ın yüksek yargı ile ilgili açıklamalarının, ‘kurumsal sorun yarattığını’ söyledi. Louvel, Hollande’a “Bir önceki Cumhurbaşkanı Sarkozy ise yargı kurumu için tatsız bezelye ifadesini kullanmıştı. Bu yargıya yönelik tekrarlanan aşırılıklar, kurumsal bir sorun yaratıyor. Cumhurbaşkanının bu sıfatıyla ülke vatandaşlarına yargı konusunda bu tür kötü görüntü yayması anlaşılabilir bir durum değil” diye konuştu.
Yargıtay Başkanı Bertrand Louvel ve Yargıtay Başsavcısı Jean-Claude Marin, konu ile ilgili rahatsızlıklarını dile getirmek için dün akşam Elysee Sarayı’nda Hollande ile görüşme gerçekleştirmişti. Marin, dünkü görüşmenin yargıçların beklentilerini karşılamadığını belirterek, ‘yeniden küçük duruma düştüklerini ve yargıya yönelik haksızlık yapıldığını’ ifade etti.