"Biz kendi sorunlarımıza kendimiz çözümler üretmezsek, kimse dönüp bize el uzatmaz. Derdimize çare olmaz" diye Erdoğan, "Bakınız bugün Irak'ta DEAŞ terör örgütüne karşı düzenlenen operasyona, öyle veya böyle şekilde dünyanın dört bir yanından tam 63 ülke müdahil olmuş durumda. Koalisyon diyorlar ya, 63 ülke var. Suriye'de aynı şekilde benzer durum var" ifadelerini kullandı. Erdoğan'ın konuşmasının devamında ise şu ifadeler yer aldı:
- "Bizim Türkiye olarak hem ülkemize yönelik terör tehdidinin kaynaklarını barındırması hem de bin yıllık komşuluk kardeşlik hukukumuz gereği meseleye müdahil olmamızı istemeyenler, diğer ülkelere ses çıkarmıyor. Halbuki Irak ve Suriye'nin başı dertteyse, tedbiri almak çaba göstermek en çok Türkiye'nin sorumluluğudur. Bu kardeşliğin komşuluğun bir gereğidir. Bunun içinde bir yerlerde izin alma ihtiyacımız yoktur, almayı da düşünmüyoruz. Bunun da böyle bilinmesini özellikle ifade ediyorum.
'14 YAŞINDAKİ BİR ÇOCUĞA, MESSİ'Yİ ÇOK SEVDİĞİ İÇİN, FORMA GİYDİRİYORLAR, BOMBA SARIYORLAR'
'SEN BENİM MUHATABIM DEĞİLSİN, SEVİYEMDE DEĞİLSİN, KIRATIMDA DEĞİLSİN, KALİTEMDE DEĞİLSİN'
Erdoğan, İslam dünyasının terörle anılmasından duyduğu rahatsızlığı ifade ettiği konuşmasında, mezhepçiliği de eleştirerek şöyle konuştu:
'ÖLENLERE BAKIYORSUNUZ MÜSLÜMAN, ÖLDÜRÜLENLER DE MÜSLÜMAN'
- "İslam dünyası sadece terörizm saldırı altında acı çekmekle kalmıyor, aynı zamanda terörizm bahane edlerek hem bölünmeye çalışılıyor hem ağır ithamların hedefi oluyor. Ortadoğu'da, Güney Asya'da yaşanan terör eylemlerinde, ölenlere bakıyorsunuz Müslüman, öldürenler de Müslümanlar. Ölen Allahu Ekber diyerek son nefesini veriyor, öldüren de Allahu Ekber diyerek öldürüyor. Üstelik tek mesele de bu değil. Mezhepçilik fitnesi islam dünyasına müdahaleyi kapı açan bir diğer önemli gelişme."
'BENİM SÜNNİLİK DİYE BİR DİNİM YOKTUR, BENİM ŞİİLİK DİYE BİR DİNİM DE YOKTUR'
'ATEİST TERÖRÜ DİYE BİR ŞEY DUYDUNUZ MU? DUYAMAZSINIZ'
- "Farklı inanç mensuplarına karşı düzenlenen terör eylemlerine rastlanabiliyor. Sadece faili Müslümansa, bunun adı islami terör olarak ifade ediliyor. Şayet fail başka bir inanca mensupsa bu eylem terör olarak dahi vasıflandırılmıyor. Adli vaka sınırının ötesine geçirilmeden gündemden düşürülüyor. Bugüne kadar hiç Hristiyan terörü, Yahudi terörü, Musevi terörü, şayet kişi bir inanca mensup değilse ateist terörü diye bir şey duydunuz mu? Duyamazsınız. Çünkü sadece eylemci Müslümansa, terörist diye sıfatlandırılır. Bu batı ülkelerinde, islamla terör kavramlarını eşleştirme, aynı parantezin içine alma çabasının ürünüdür. Medya bu konuda asla masum değildir. Politikacılar masum değildir. Bu konuda en büyük sorumluluk İslam dünyası olarak Müslümanlar olarak, Müslümanları temsil eden din adamları ve politikacılar olarak sizlere bizlere düşüyor."
'56 ÜLKENİN DEVLET BAŞKANLARINA MEKTUP GÖNDERİYORUM'
Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanı olarak, 56 ülkenin devlet başkanlarına mektup göndereceğini ifade etti ve mektup metnini okudu:
- "Burada çok önemli bir yere geliyoruz. Dolmabahçe külliyemizden, tüm dünyaya sesleniyorum. İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanı olarak, 56 ülkenin devlet başkanlarına mektup gönderiyorum. Mektubun metnini burada okuyacağım:
Bu konuda ülkem tarafından 23 Eylül 2016 tarihinde yayınlanan ve tüm islam işbirliği teşkilatı üyelerine dağıtılmış olan açıklamanın vurguladığı üzere, bu yasanın uluslararası hukuka, suçun şahsiliği ilkesi başta olmak üzere BM şartında yer alan temel ilkelere uygun olmadığı inancındayız. Bunun yanı sıra çifte standartlı yaklaşımların ürünü olan bu yasanın, uluslararası işbirliğine ciddi zararlar verme potansiyeli taşıdığını da düşünüyoruz.
İlgili yasanın yol açması muhtemel bölümlerden olumsuz etkileneceğinden endişe etmeliyiz. Nitekim bu hatalı yaklaşıma karşı uluslararası düzeyde ilk tepkilerden biri 14 Eylül 2016 tarihli açıklamasıyla İslam İşbirliği Teşkilatı'nın genel sekreterinden gelmiştir. İslam ülkeleri olarak aramızdaki dayanışmayı pekiştirmemiz, bu yasanın uluslararsı terörle mücadeleye olası tehlikelerine karşı ortak bir tutum belirlememiz gerektiğine inanıyorum."
'SUÇLARIN ŞAHSİLİĞİ İLKESİ VARDIR'
- "Bu ne demektir? 56 ülke hep birlikte tavrımızı koyacağız ve ABD Kongresi'nin bu kararı gözden geçirerek geri çekmesini isteyeceğiz. Neden? Hep sessiz kalınmıştır. Bir yanağa vurulmuştur, öbür yanak çevrilmiştir. Artık bizler haklarımıza sahip çıkmasını bilmeliyiz. Bir terörist, halkı Müslüman olan ülkeden çıkmış olabilir. O gitmiş orayı bombalamış da olabilir. Peki, benim ülkemde eğer ABD'li bir terörist bir yeri bombalarsa, ki bombalıyorlar. O zaman biz de çıkaracağımız bir kongre kararıyla, parlamento kararıyla, ABD'yi mahkum etme yoluna gidebilir miyiz? Aynı şekilde gideriz. Bu bu demektir. Şimdi bunun yolunu bunlar açmış oluyorlar. Suçların şahsiliği ilkesi vardır. Kimse bir suçu işleyen, bedelini o öder. Siz bunu bir devlete ödetemezsiniz. Ama kişi, işte halkı Müslüman olan bir ülkedense oynanan oyun bu. Açık net ortada."
'IRAK'A SEYİRCİ KALAMAYIZ'
- "Biz Irak'a ırak kalamayız, seyirci kalamayız. Türkiye'nin, kimsenin bir karış toprağında egemenliğinde gözü yoktur. Bin yıldır yaşadığımız bu coğrafyada kaderimiz de kederimiz de ortaktır. Yaşadığımız krizler, İslam dünyasının yeni bir silkinişe uyanışa olduğunu gösteriyor. Müslümanlar olarak sahih İslam geleneğinin etrafında bütünleşerek kendimize yeni bir gelecek inşa etmeliyiz. Yereli ihmal etmeden, zamanın ruhunu ıskalamadan geleceğe yürüyebilmeliyiz. Birlikten rahmet, ayrılıkta azap olduğu emri doğrultusunda hareket etmekte mükellef olduğumuzu unutmamalıyız."