ABD ziyareti öncesi ESMEDYA'ya konuşan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından önce gözaltına alınan ardındansa serbest bırakılan Adil Öksüz'ün halen yakalanamamasını değerlendirdi.
Adalet Bakanı Bozdağ, “Adil Öksüzün Türkiye’de bu kadar saklanabilmesinin onun yetenekleriyle ilgili olmadığını, o kadar yetenekli bir adam olmadığını düşünmüyorum. SAS komandoları bile kaçamadılar yani Adil Öksüz'ün kaçabilme ihtimali yok. Ama belli ki Türkiye’de Adil Öksüz'ü saklayanlar var. Dışarı çıkmış mıdır? Kanaatimce dışarı çıkması çok zor. Çünkü hemen arkasından her tarafta çok ciddi tedbirler alındı. Daha fazla saklanabileceğine ihtimal vermiyorum” dedi.
Adil Öksüz'ün yurtdışına kaçtığı yönündeki haberleri de eleştiren Bozdağ, “Zaman zaman yurt dışına çıktığı veya kaçırıldığı haberleri yayınlanıyor, o işi gevşetmek için aramaları veya peşini bırakmak için bilerek yapılıyor. MİT’le irtibatı konusu daha öncede söyledim MİT’in ajanı da değildir mensubu da değildir bu bir açık iftiradır” ifadelerini kullandı.
‘ONLARDAN OLMAYAN YOK, HERKES BÖYLE YERLEŞTİRİLMİŞ’
FETÖ'yü çözdüklerini belirten Bozdağ, buna karşın tehlikenin boyutunu vatandaşa anlatma konusunda yapılacak daha çok şeyin olduğunu ifade etti.
Bozdağ, FETÖ’cülerin Emniyet teşkilatındaki tasfiye sürecini şöyle anlattı: “Devlet için paralel bir yapı oluşturdular. Emniyet, istihbarat neredeyse yüzde yüze varacak şekilde ellerindeydi. (Eski İçişleri Bakanı) Efkan (Ala) Bey bakan olduğu zaman Murat’ı alıyor yerine Nuh’u getiriyor sağlam diye. Hâlbuki Nuh’u Murat’ı kontrol için koymuşlar. Ondan daha FETÖ’cü. Beni alıyor yerine Bilal'ı getiriyorlar. Hâlbuki Bilal’i senin için koymuşlar. Şimdi sen bunlardan olmayan birini getirmeye çalışıyorsun ama bunlardan olmayanı yok. Herkesi böyle yerleştirmişler.”
2010’da HSYK’yı ele geçirerek FETÖ’nün yargıda egemenlik kurduğunu ifade eden Bozdağ, “Ondan sonra önce başsavcılar, ağır ceza reisleri vs. adımlar atılıyor. 2011’de de Yargıtay-Danıştay üye sayısını değiştiriyorlar ve çoğunluğu elde ediyorlar.
‘2010’DA ÖNLEM ALDIK’
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ifadeye çağırıldığı 2010 yılından başlayarak önlem aldıklarını kaydeden Bozdağ, bu dönemde yapılan MİT müsteşarına ilişkin yasa değişikliğini hatırlattı. Bozdağ ayrıca, dershanelerle ilgili adımın da bu çerçevede atıldığını söyledi.
Kendisinin milletvekili belirleme komisyonunda olduğu 2011 seçimlerinde AK Parti’ye FETÖ’nün operasyon başlattığını belirten Bozdağ, “Bunlarla ne kadar irtibatlı kişi varsa hepsi aday adayı oldular. Cumhurbaşkanımız (Recep Tayyip Erdoğan) buna izin vermedi. Hatta Bülent (Arınç) Bey gitti geldi ama Cumhurbaşkanımız kimseye onay vermedi.” dedi.
Bozdağ sözlerini şöyle sürdürdü: “Sadece bir iki kişi, birisi Muhammed (Çetin) birisi İlhan İşbilen. Hakan (Şükür) sporcu vasfıyla kondu bir yere. Birkaç kriptocu sonra çıktı, istifalara bakarsanız 10'u bile bulmadı. Başarmış olsalardı AK Parti’yi böleceklerdi. Milletvekili olacaklardı ve istifa edin denince AK Parti iktidarını düşüreceklerdi.”
‘FETÖ 2010’DAN ÖNCE CHP’YE, MHP’YE OPERASYON YAPTI’
FETÖ’nün ilk operasyonu siyasi partilere yaptığını da savunan Bozdağ, “2010’dan önce başkalarına CHP’ye MHP’ye operasyon var. Herkesin şapkayı önüne koyup düşünmesi lazım” ifadelerini kullandı.
Önceki dönemlerde CHP’liler ve askerin FETÖ’ye karşı mücadele ettiğini söyleyen Bozdağ, bu mücadelenin sadece laiklik ekseninde yapıldığını ve ulusal güvenliğe bir tehdit çerçevesinde değerlendirilmediğini savundu. Bozdağ, “Bunların Türkiye’de devlet için bir tehlike ve tehdit oluşturduğunun farkına varan ilk siyasi lider Cumhurbaşkanımızdır” dedi.
‘DEVLETİN İÇİNDEKİLER DEŞİFRE OLMAMAK İÇİN ÇABA SARF EDİYOR OLABİLİR’
Bozdağ, FETÖ’ye yönelik operasyonlarla örgütün ‘devletteki operasyonel gücünün sıfırlandığını’ kaydederek, “Bir organizasyon kabiliyeti kalmadı. Şimdi eğer devletin içinde olanlar varsa onlar deşifre olmamak ve kendini gizlemek için çaba sarf ediyor olabilir. Ama bunları ayıklamada bir zorluk olduğu da ortada” diye konuştu.
FETÖ üyesi olduğu gerekçesiyle görevden alınanlara da değinen Bozdağ, “Mağdur olan, yüzde 1’i dahi geçmez bu. Şimdi kim ByLock’a girdi, herkes kendini biliyor. Normal bir haberleşme olsa, WhatsApp’tan herkes haberleşiyor. Müracaatlara bakarsanız sanki tek kalemden çıkmış cümleler var. Herkes ayrı bir dilekçe yazsa aynı cümleler çıkmaz. O dilekçe örneklerinden elinize geçse de bir baksanız” dedi.
Bozdağ ‘FETÖ’nün diz çöktürme taktiğini’ ise şu sözlerle anlattı: “Önce vergiciler geliyor, kesiyor cezayı. Onların istediği gibi olmazsan bu sefer SGK müfettişleri geliyor. Yine onların dediği kıvama gelmedin mi? Bu sefer polis geliyor. Yine istedikleri kıvama gelmedin, bu sefer savcı devreye giriyor. Yine istedikleri kıvama gelmedin, orada mahkeme devreye giriyor. Seni orada çökertiyorlar.”
Bu arada Bozdağ, Fethullah Gülen’in iadesi için 26 Ekim’de ABD’ye gideceğini açıkladı. “Gülen dosyasındaki bilgi ve belge kadar dünyada kaç ülkede sağlam veri yer almıştır. Başka ülkelerin bize ilettiği dosyaları da biliyoruz. Eğer bu kadar sağlam dosyada iade yapılmazsa başka hangi dosyada yapılır” diye soran Bozdağ, şöyle devam etti: “Dosyalarda 500 bin civarında dijital veri bulunuyor. Bunların arasında bilgisayar kaydı, flaş bellek, cep telefonu kamera kayıtları, arama ve el konulma sırasında elde edilmiş pek çok evrak var. ABD, terör örgütüne göz yummamalı.”