AK Parti'nin ekonomistlerinden Grup Başkanvekili Mehmet Muş, Sputnik'e yaptığı açıklamada, Rusya'nın Türkiye için önemli ticari aktör olduğunu vurgulayarak, hem enerji hem emtia hem de diğer alanlarda Rusya ile önemli oranlara ulaşan ticari hacmimiz var" dedi.
'100 MİLYAR DOLARLIK TİCARET HEDEFİNİ YAKALAYABİLİRİZ'
Türkiye ile Rusya arasında uçak krizinden sonra başlayan normalleşme sürecinde iki ülkenin ticari ilişkileri hızla canlanacağını düşündüğünü söyleyen Muş, "Türkiye ve Rusya arasında 100 milyar dolarlık bir ticaret hedefimiz var. Ben iki ülkenin bunu yakalayabileceğini düşünüyorum" diye konuştu.
'BEKLENTİMİZ TİCARİ İLİŞKİLERİN KRİZ ÖNCESİNİN ÜSTENE ÇIKMASI'
Uçak krizi öncesinde Türkiye ile Rusya'nın ticari ilişkilerinin çok iyi olduğunu belirten Muş, kriz süresince Rusya'nın bazı uygulamaları olduğunu, Türkiye olarak Rusya ile hızlı bir şekilde kriz öncesindeki iyi seviyeye hatta onun ötesine geçmeyi arzu ettiklerini söyledi.
Muş, "Bu ne kadar hızlı olursa, bu adımlar ne kadar hızlı bir şekilde hayata geçerse burada hem Türkiye hem Rusya çok daha kazançlı çıkar diye düşünüyorum. Yani beklentimiz süratle bu sürecin tamamlanması ve ticari hayattaki hareketliliğin ve ivmenin uçak krizi öncesinin çok daha üstüne ve ötesine geçmesi" dedi.
'AKKUYU BİZİM İÇİN ÖNEMLİ BİR YATIRIM'
"Türkiye için önemli olduğunu düşündüğümüz yatırımları stratejik yatırım kapsamına alıyoruz ve bununla alakalı da çıkardığımız bir mevzuat var. Bu mevzuat hükümleri bu stratejik yatırım kapsamındaki yatırımlara uyguluyoruz. Akkuyu Nükleer Santrali bizim için önemli bir yatırım. Türkiye'nin nükleer enerji anlamında enerji ihtiyacını karşılayacak önemli bir eksikliği, açığı kapatacağını düşünüyorum. Bunun için süratle bu Akkuyu Nükleer Santrali'nin de tamamlanmasını arzu ediyoruz. Buna verdiğimiz önemden dolayı Sayın Cumhurbaşkanımızın Rusya'ya yapmış olduğu ziyarette Akkuyu Nükleer Santralin stratejik yatırım kapsamına alınacağı ifade edildi. Bunun bizim için ne kadar önemli bir yatırım olduğunun aslında bir anlamda bunun ifadesi oldu."
'TÜRK AKIMI'NIN DEVREYE GİRMESİYLE ÖNEMLİ BİR MESAFE DAHA KATETMİŞ OLACAĞIZ'
"Tabi Türkiye'nin Rusya'dan önemli derecede bir enerji ithalatı var, doğalgaz anlamında, bizim Rusya'dan önemli bir ithalatımız var. Hatta Rusya'dan doğalgaz ithalatı yapan en önemli birkaç ülkeden bir tanesidir Türkiye'dir. Şimdi Türk Akımı'nın devreye girmesi ile birlikte doğalgaz anlamında önemli bir mesafe daha katetmiş olacağız. Aynı şekilde diğer emtialarda da Türkiye Rusya için önemli bir pazar. Yani biz sadece Rusya'dan doğalgaz değil bunun yanında diğer emtiaları da ithal eden bir ülkeyiz."
'İKİ ÜLKE RAKİP DEĞİL'
"Bunları yan yana koyduğunuz zaman aslında Rusya ve Türkiye rakip değil birbirini tamamlayan ülkeler. Yani bizim üretim yaptığımız alanlar var ve bu alanda emtiaya ihtiyacımız var, bu emtia Rusya'da. Bizim enerjiye ihtiyacımız var, Rusya'nın elinde enerji var. Rusya'nın bazı nihai bitmiş ürünlere ihtiyacı var ve biz bunları üretip oraya ihraç edebiliriz. Bu açıdan Türkiye ve Rusya'ya baktığınız zaman birbirini tamamlayan iki ülke olarak görüyorum. Bundan dolayıdır ki, aramızdaki şu an ticaret hacmini 100 milyar dolar gibi bir hedef koyarak buraya ulaştırmaya çalışıyoruz."
'TÜRK AKIMI RUSYA, TÜRKİYE VE AVRUPA İÇİN ÖNEMLİ BİR PROJE'
Türk Akımı projesinin önemli bir proje olduğunu vurgulayan Muş, bu tür projelerin aslında hem stratejik hem de uzun soluklu projeler olduğunu söyledi.
Muş, "Boru hattı inşa ettiğiniz zaman yıllar sürecek aslında bir tedarik zincirini oluşturmuş oluyorsunuz. Bu açıdan bu hem Rusya için hem Türkiye için hem de Avrupa'da gaz ihtiyacı için önemli bir proje" dedi.
'TÜRK AKIMI'NI ÖNEMSİYORUZ'
AK Partili Muş, Türk Akımı projesinin iyi anlatılıp anlatılmadığı konusundaki soruyu ise, "Türkiye bu anlamda elinden geldiği kadar bu projeyi anlatmaya çalışıyor. Rusya'nın da bunu anlatmaya çalıştığını düşünüyorum. Dediğim gibi stratejik yatırımlar, büyük yatırımlar ve yapıldığı zaman uzun soluklu bir tedarik ağı oluşturulduğu için ciddi bir süreçten geçiriliyorlar. Yani bu bittiği zaman Avrupa'nın gaz ihtiyacı noktasında, tedarik noktasında Türkiye'nin doğalgaz ihtiyacı konusunda önemli bir rolü üstlenecek. O açıdan biz Türk Akımı projesini önemsiyoruz. Ben hayata geçirileceğine de inanıyorum" yanıtını verdi.
'OLAĞANÜSTÜ DURUMLARLA OLAĞANÜSTÜ ŞEKİLDE MÜCADELE EDİLİR'
Muş, Türk ekonomisine yönelik eleştirilere katılmıyor. OHAL'in neden ilan edildiğinin bilinmesi gerektiğini kaydeden Muş, OHAL'in sadece Türkiye'de uygulanmadığını söyledi. Türkiye'de bir darbe girişiminin bir kalkışmanın, Anayasal düzenin askıya alınma sürecinin ortaya çıktığını ifade eden Muş, bunun olağanüstü bir durum olduğunu, olağanüstü durumlarla da olağanüstü şekilde mücadele edileceğini aktardı. Muş, sözlerini şöyle sürdürdü:
'OHAL DÖNEMİNDE EKONOMİK HAYATA EN UFAK BİR MÜDAHALE OLMADI'
"Türkiye serbest liberal bir piyasadır. OHAL devlet içerisine sızmış olan bu FETÖ terör örgütünün temizlenmesi için ilan edilmiştir. Aynı şekilde PKK ve DAİŞ ile ve diğer terör örgütleri ile mücadele etmek için ortaya konmuştur. Ekonomik hayata en ufak bir müdahale OHAL döneminde olmamıştır, ekonomik hayatta en ufak bir müdahale olmamıştır. Sosyal hayatta en ufak bir aksaklık olmamıştır. Türkiye'nin uluslararası durumdaki ilişkilerini etkileyecek bir uygulama OHAL'den dolayı olmamıştır. Türkiye'nin demokrasisinde, Türkiye'nin hukuk sisteminde en ufak bir aykırı durum ortaya çıkmamıştır. Yani OHAL, karşı karşıya kalınan durumun bertaraf edilmesi noktasında hızlı karar alma mekanizmasının kurulması için ilan edilmiş ve anayasa, yasalarda ilgili düzenlemelere göre ilan edilmiş bir durumdu. Türkiye'de anayasa vardır, hukuk vardır, bu hukuk içerisinde ve anayasal düzen içerisinde bu uygulamalar yapılmaktadır."
'MOODY'S KENDİ GÜVENİLİRLİĞİNİ YERLE BİR ETMİŞTİR'
Dünyanın farklı bölgelerinde farklı sebeplerden dolayı OHAL ilanları yapıldığını kaydeden Muş, OHAL ilanını ‘Türkiye'de demokrasi rafa kalkıyor, demokrasi zayıflıyor' şeklinde değerlendirilmesini ‘haksız bir eleştiri' olduğunu söyledi.
Muş, OHAL ilan edildi diye Türkiye'ye yatırımcıların gelmeyeceği yönündeki değerlendirmelere katılmadığını ifade ederek, "OHAL'den dolayı Türkiye'de bir kriz çıkacak beklentisi, bu tamamen belli çevreler tarafından ifade edilmeye çalışılan bir durumdur, Moody's'in Türkiye'nin notunu düşürmüştür. İki gün önce de aslında 15 Temmuz'dan sonra Türkiye'nin risklerini çok da azalttığı yönünde bir açıklamada bulundu Moody's. İki gün sonra ne değişti de bir not düşümüne gitti, bunu sormak lazım Moody's'e. Yani burada Moodys's de kendi güvenirliliğini yerle bir etmiştir. İki gün önce söylediğinizle iki gün sonra söylediğiniz arasında 180 derece fark varsa dünyada size kimse artık inanmaz. İki gün önce yaptığı açıklamada teknik analizlere dayanan bir açıklamaydı, iki gün sonra bir not düşümüne gitti" dedi.
'TÜRKİYE'YE YÖNELİK SÖYLENTİLER BELLİ MERKEZLERDEN ÜRETİLİYOR'
"Avrupa'daki ABD merkezli 2008 krizi neden çıkmıştı? Finansal piyasalardan dolayı çıkmıştı. Bizim Türkiye'deki finansal piyasalara bakalım. Türkiye'de finansal piyasalar ağırlıkla bankacılık sektörü tarafından yapılır ve Türkiye'de sermaye yeterlilik rasyosu önemli bir orandır. Türkiye'de sermaye yeterlilik rasyosu yüzde 16'dır. Dünyada bunun ortalaması yüzde 8'dir. Yani yüzde 16 bir sermaye yeterlilik rasyosu ile Türk bankaları çalışmaktadır. Bir kere burası sağlıklı. İki, takipteki alacak kredisine baktığınız zaman yani geri dönüşlere ödeme oranlarına baktığınız zaman yüzde 3'ün altındadır. Bu da çok düşüktür. Yani verilmiş olan kredilerin geri dönmeyenlerin veya tahsilinde zorluk yaşanan kredilerin toplam krediler içindeki payı yüzde 3'ün altında. Burası da çok iyi, burada bir problem yaşamıyoruz şu an. Türkiye'de bütçe açığı yüzde 1.2 ile tamamlandı geçen sene, bu sene de yüzde 1.5 civarındadır. Maastricht kriterleri nedir, yüzde 3. Avrupa'da kaç ülke tutturuyor? Saysanız toplam 5. Yani onlarla mukayese ettiğiniz zaman bütçe açığı noktasında Türkiye pek çok ülkeden çok daha sağlıklı durumdadır. Gelelim cari açığa. Cari açık da Türkiye'de yüzde 5'in altına inmiştir. Büyüme oranlarına bakalım, mukayese edelim. Türkiye bu yıl yüzde 3.2 büyüme bekliyor. Ama bu en muhafazakarı yani bunun üstüne çıkmak için şu an hükümet çalışmaktadır ve 25 çeyrekten fazla bir zamandır da Türkiye kesintisiz büyümektedir. Bütün bunları yan yana koyduğunuz zaman neden başka bir ülkede böyle bir söylenti çıkmıyor da Türkiye'ye yönelik böyle bir söylenti çıkartılmaya çalışılıyor. Bunu maksatlı ve belli bir merkezlerde üretildiğini düşünüyorum."
'KARA PROPAGANDA BİLİNÇLİ YAPILIYOR'
'TÜRKİYE VE RUSYA KARŞILIKLI OLARAK BİRBİRİNE KATKI SAĞLAYABİLİR'
Muş, "Buradan hareketle de şunu da bir kez daha ifade etmek istiyorum, Rusya ile ekonomik ilişkilerimize çok önem veriyoruz. Rusya ile mevcut ekonomik potansiyelimizi çok daha hızlı bir şekilde uçak krizinin çok daha yukarılarına çıkartmayı arzu ediyoruz. Bu anlamda atılması gereken adımların da bir an önce atılmasını beklemekteyiz ki, 100 milyar dolar hedefine ulaşalım. 1000 milyar doları yakalandıktan sonra artık başka bir hedef konur, artık onu yakalamaya çalışırız. Türkiye ve Rusya rakip iki ülke değil, Türkiye ve Rusya birbirini tamamlayan, ekonomik anlamda tamamlayan iki ülkedir. Karşılıklı olarak ekonomilerimiz birbirine katkı sağlayabilir diye düşünüyorum" dedi.