'FETÖ MENSUBU BAZI DOKTORLAR 'UÇUŞA ELVERİŞLİ' RAPORU DÜZENLEDİ'
Pilotluk için fiziki, psikolojik ve dayanıklılık yeterliliklerinin çok hassas şekilde değerlendirildiğini hatırlatan tanık, normal şartlarda parmağı olmayan bir kişinin pilot adayı dahi gösterilemeyeceğini, buna rağmen FETÖ mensubu bazı doktorların A.E. için ‘uçuşa elverişli' raporu düzenlediğini belirtti.
Tanığın, ifadesinde "Uçuş okulunda bazı uçuş öğretmenleri teğmenin sol işaret parmağı olmadığını fark ederek bu kişinin pilot olamayacağını dönemin komutanlarına bildirdi. Hatta bazıları bu öğrenciyle uçmayı reddetti. Olumsuz bildirimlere rağmen pilot olan bu asker, daha sonra FETÖ ile irtibatı ortaya çıktığı için ihraç edildi" dediği belirtildi. Tanık, ifadesinin devamında şunları anlattı:
"Yine aynı şekilde 15 Temmuz gecesi Konya'dan darbe girişimine katıldığı tespit edilen Üsteğmen F.Ö. uçuş okulunda yetenek konusunda sıkıntılar yaşıyordu. Çiğli 2. Ana Jet Üssü Komutanlığı 125. Eğitim Filosu'nda görevli ve devletine bağlı olan pilotlardan yüzbaşılar R.A., B.K. ile E.Ç., bu kişinin pilot olamayacağı kanaatine vardı. Ancak darbe girişimine katılan ve FETÖ üyesi olduğu belirlenen binbaşı rütbesindeki K.C, N.K. ve diğer komutanlar tarafından korunan F.Ö.'nün, pilot olması sağlandı."
15 TEMMUZ'DA GÖLBAŞI ÖZEL HAREKAT DAİRESİ'Nİ BOMBALAYAN YÜZBAŞI AYDOĞDU DA PİLOTLUK EĞİTİMİNDE BAŞARILI OLAMAMIŞ
Tanık ifadelerinde, darbe girişimi gecesi Ankara Gölbaşı'ndaki Özel Harekat Daire Başkanlığı'nı bombaladığı belirlenen ve TSK'dan ihraç edilen pilotlardan Kurmay Yüzbaşı Ekrem Aydoğdu hakkında da bilgiler yer aldı. Aydoğdu'nun, pilot adayı eğitimi sırasında 'uçağı kullanma' bölümünde başarılı olamadığını, buna rağmen Gaziemir Hava Sınıf Okulları'na gönderildiğini, komutanların yer aldığı 'uçuş kurulu'ndan kendisine yeniden hak tanınması üzerine 'uçuş eğitimi'ne devam ettiğini aktaran tanık, şöyle devam etti:
"Aydoğdu, ilk uçuş eğitimini zor bela tamamlayabildi. İkinci aşamada T37C uçağında eğitime başlayan Aydoğdu, bu uçak tipinde de yetenekten elendi. O dönemdeki yönerge gereği uçuştan direkt ilişiğinin kesilmesi gerekiyordu. Ancak karanlık güçler tekrar devreye girip yönergeyi değiştirdiler.
'HİÇBİR TEĞMENE HAK VERİLMEZKEN ONA 2. KEZ HAK VERİLDİ'
Hiçbir teğmene hak bile verilmezken ona, ikinci kez, üstelik yönerge değiştirilerek hak verildi. Aydoğdu'nun özellikle pilot yapılmaya çalışılması bizim kafamızda hep bir soru işareti olarak kaldı.
Hatta kendi aramızda, "Bunun arkasında bir güç var, onu sürekli kolluyor" diye düşünüyorduk. Bu düşüncenin etkisiyle de aramızda, Aydoğdu için ‘Mason Ekrem' lakabını kullanıyorduk.
T37 uçuş eğitimlerini bitirdiğimizde bir uçuş başarı sıralaması yapılıyordu. Normalde, Aydoğdu'nun ikinci kez uçuş kuruluna kalması nedeniyle sıralamanın en altında kalıp helikopter pilotu olacağı tahmininde bulunuyordu. Aydoğdu, o dönem komutan kanaatleri devreye sokularak sıralamada üst sıralara çıkartıldı ve savaş uçağı pilotu oldu."
Tanık ayrıca, Aydoğdu'nun T38 uçağındaki eğitimini tamamlamasının ardından kendine güvenmediğinden F-16 savaş uçağını kullanmak istemediğini de aktardı.