Bahçeli, konuşmasının devamında 2. kalkışma iddialarına sert çıkarak, "Ederi bir dolar olan geri gelecekse, gömülmeye de hazır olmalıdır. Hainler tekrar gelecekmiş, darbeciler yine hazırlanıyormuş, eğer böyle olursa biz de onları bekliyor olacağız. Geldikleri gibi gidemeyeceklerini de şimdiden duyuruyoruz" diyerek şöyle konuştu:
"FETÖ vazgeçmemiş uyuyan hücreleri bir kez daha silaha sarılacakmış. Bu iddia sahiplerinin kriz ve kaos rüzgarı estirmesi, karamsarlık ve korku aşılaması kesinlikle art niyetlidir. Ne demek ikinci bir kalkışma olacak? Ederi bir dolar olan geri gelecekse, gömülmeye de hazır olmalıdır. Hainler ayaklanırken biz de oturacak, ağaç kovuğuna mı saklanacağız? Kim Türkiye'nin aleyhine bir darbe hazırlığı yapıyorsa, bedelini ödemeyi de peşin peşin kabullenmelidir. Rüzgar eken fırtına biçmeye razı olmalıdır. 15 Temmuz'da Türk milletinin direniş ve destanından hala bir şey çıkaramayan varsa ya aklını kaçırmış yada teneşir özlemi hortlamış demektir. Türkiye'yi tehdit etmeye, intikam almaya hiçbir faninin nefesi yetmeyecektir. Televizyonlarda yapılan ucube yorumlara, korku salan değerlendirmelere son verilmelidir. Hainler tekrar gelecekmiş, darbeciler yine hazırlanıyormuş, eğer böyle olursa bizde onları bekliyor olacağız. Geldikleri gibi gidemeyeceklerini de şimdiden duyuruyoruz."
'İHANET VE CİNAYET KİMSENİN YANINA KALMAMALI'
Bahçeli, 15 Temmuz darbe girişiminde TBMM'yi bombalayanların bedelini ödeyeceklerini belirterek ihanet ve cinayetin kimsenin yanına kalmaması gerektiğini vurguladı.
Bahçeli, TBMM'de yeni yasama yılında yüksek bir fazilet örneği gösterilmesini isteyerek siyaset ve demokrasi hayatında her şeyin 15 Temmuz sonrasına göre şekil alacağını, bu şekilde tehlikelerin göğüslenebileceğini kaydetti. Yeni yasama yılında işbirliği kanallarının açık tutularak anayasanın tadili veya yeniden yazımı konusunda dayanışma içinde bulunulmasına dikkati çekti.
'MECLİS'İN BOMBALANMASI YAKIN TARİHİN EN AŞAĞILIK EYLEMİ OLARAK KAYITLARA GEÇMİŞTİR'
"TBMM'nin bombalanması yakın tarihin en aşağılık eylemi olarak kayıtlara geçmiştir" diyen Bahçeli, "TBMM'nin yeni yasama yılında yüksek bir fazilet örneği göstermeliyiz. Oyalanacak vakit, israf edecek kaynağımız yoktur. Demogoji ve istismarla geçirecek 1 saniyemiz kalmamıştır. Artık her şey 15 Temmuz sonrasına göre şekil alacaktır. İşbirliği kanallarını açık tutmalıyız. Yeni anayasa için dürüst ve dayanışma içinde bulunmalıyız" ifadelerini kullandı. MHP lideri, açıklamalarına şöyle devam etti:
- "Türkiye Cumhuriyeti 15 Temmuz'da ipten dönmüştür. Karşımızda olağanüstü bir tablonun dehşet ve nefret saçan yankıları vardır. Ve de 15 Temmuz'dan beri FETÖ konuşulmaktadır. Bu arada ekranlarda epey FETÖ bilirkişisi ve itirafçısı türemiştir. Bunlar gün aşırı boy göstermekte, uzun uzadıya analiz yapmakta, hatıralarını paylaşmaktadır. Yüzlerce dönüm arazide 17 yıldır kötülük üretimi yapan Pensilvanyalı vandalla ilgili kimin anısı varsa gece gündüz anlatmaktadır. Düne kadar FETÖ için himmet ve hizmet kuyruğuna girenler sıkıyı görünce birden çark etmişler, telaşla günah çıkartmaya koyulmuşlardır. FETÖ'den ağzı yananların, geçmişini unutturma gayesiyle çırpınanların, yakayı kurtarma niyetinde olanların pişmanlık beyanları neredeyse külliyat boyutuna varmıştır. Oysaki bunların alayı FETÖ'nün düne kadar dizinin dibinde, elinin altında, gözünün içine bakıyorlardı. Söz konusu şahıslar kime ne anlatıyorlar? Kime ne söylüyorlar?
'MAKAMLAR YÜKSELDİKÇE NİÇİN SAVSAKLAMAYA GEREK DUYULUYOR'
- Kriptoların hala faaliyette olduğuna dönük yaygın bir kanaat hakimdir. Devlette çok yoğun bir ihbar ve şikayet furyası masumların haklarına kast etmektedir. Elbette FETÖ'nün her kademe ve kesimden teker teker temizlenmesi, geriye hiçbir kalıntısının bırakılmaması acil ve kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Hükümetin bu konuya samimiyetle eğildiği de meydandadır. FETÖ operasyonlarında toplamda 32 bin tutuklu, kamudan 100 bine yakın açığa alma, 60 bin ihraç gerçekleşmiştir. Ancak yine de, suçlu ile suçsuzun birbirine karıştığına yönelik yoğun rahatsızlık ve çağrılara iktidarın kulak vermesi, dikkate alması şarttır.
- Şikayetlerin mağduriyet edebiyatı görülmesi ise yanlıştır. Henüz hatırlı ve sözü geçen ByLock kullanıcılarıyla, kuytularda 1 dolar saklayan suçlularla ilgili bir ifşa, bir izahat yoktur. Devlette en alt düzeyde görev yapan bir memurun suçu görüldüğü an gereği yapılıyor da, üste çıkıldıkça, makamlar yükseldikçe niçin bir yavaşlamaya, bir duraksamaya, bir savsaklamaya gerek duyuluyor?
- Eğer 15 Temmuz darbe teşebbüsü gerçekleşmiş olsaydı, Türkiye'nin kaderi kimlerin eline geçecek, devlet ve siyasete kimler hükmedecekti? Bu sorunun cevabını bilmek en tabi hakkımızdır. İhanetin çıbanbaşları kimlerdir? Yurtta Sulh Konseyi isimli rezil ve haçlı yapılanmanın ana kadrosunu, siyaset ve bürokrasi alanındaki elebaşlarını bu aziz millet ne zaman duyup, ne zaman öğrenecektir? FETÖ; aynen PKK, IŞİD, PYD-YPG, DHKP-C gibi Türkiye'nin katıksız, amasız, ilelebet düşmanıdır.
'GÜYA BİZ AK PARTİ'YE BASTONLUK YAPIYORMUŞUZ'
- Güya biz AKP'ye bastonluk yapıyormuşuz. Güya biz AKP'nin gözü kapalı arkasında duruyor, hiç sesimizi çıkarmıyor, avukatlığına soyunuyormuşuz. Bu iftiraları atan bre densizler, siz FETÖ'nün kurşun askerliğine talip olurken bir şey olmuyor da, bizim Türkiye'yi müdafaa etmemiz mi gözünüze batıyor? Allah bizi doğrudan ayırmasın, her daim milletin avukatı yapsın, hıyanetin kuryeliğinden, FETÖ'nün zillet ve zelil elemanlarından olmaktan korusun, kollasın.
- Ne yapacaktık, Türkiye terörizmin kanlı baskınına uğrarken, devleti yönetenlerle, demokrasiyle iktidara gelip yönetimi elinde bulunduranlarla kavga mı edecektik? Sudan sebeplerle birbirimize mi girecektik? Nedir istenen? Pensilvanya'dan sufle alanlar, son dönemlerin moda tabiriyle fabrika ayarlarına anında dönenler bize neyi ima etmektedir? Hiç kimse haddini aşmasın, yediğimiz aşı da biliriz, atacağımız taşı da.
'DURACAĞIMIZ YERİ DE BELİRLERİZ, SÖYLEDİĞİMİZ SÖZÜ DE BİZ SEÇERİZ'
- Duracağımız yeri de biz belirleriz, söyleyeceğimiz sözü de biz seçeriz. Türk milleti kan ağlarken, yarının ne getirip ne götüreceğini hiç kimse tahmin edemezken, üstelik tüm terör örgütleri üzerimize üzerimize gelirken, bizim siyasi tartışma ve çekişmenin içinde olmamız kendimizi inkar, milletimize haksızlıktır. CHP eleştiriyor, muhalefet ediyormuş; iyi de bundan bize nedir? Ağıt mı yakalım, dizimizi mi dövelim, yalvar yakar aman etmeyin, tutmayın diye kapısına yüz mü sürelim, bilinsin ki herkes kendi fıtrat ve fikrine uygun davranacaktır. Yenikapı ruhuna bağlı kalacağız dedik, söz ağzımızdan bir kere çıkar, biz ülkü davasının yılmaz neferleri olduğumuz kadar sözümüzü çiğnemeyecek kadar er ve haysiyet sahibi iman kafilesiyiz.
- Milletimize teminat verdik, şu badireli günlerde hükümete bindirmek, punduna getirip de zora sokmak için fırsat kollamadık. Milletimizin vergileriyle alınan, fakat hainlerin kullanımında ölüm kusan uçaklar, helikopterler Paris'te, Berlin'de, Londra'da, Pensilvanya'da değil, Ankara'nın üstünde uçmuş, başkentimizi savaş alanına çevirmişlerdir. Sorarım sizlere, 15 Temmuz gecesinin Bağdat ve Şam'daki örneklerinden ne farkı vardır? İşgal edilmek istenen Türk vatanıydı. Bu gerçek ne çabuk unutuldu?"