'SANAT VE SANATÇININ GÜCÜ ÇOK DAHA FAZLA'
Temel atma töreninde konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, sanatın ve sanatçının gücüne vurgu yaparak, "Bu güç olduğu içindir ki hiçbir dikta yönetimi sanatı ve sanatçıyı sevmez. Biz sizleri sadece el üstünde değil, baş üstünde tutmak zorundayız. Sizleri yüceltmek her onurlu yurttaşın zaten görevidir. Bunu yapmadığımız takdirde zaten sanata ve sanatçıya karşı görevimizi yapmamış oluruz. Çok etkili bir güç. Sanatçı dünyanın en güçlü insanıdır. Gücünün farkındadır. Gücünün farkında olduğu içindir ki tüm dikta yönetimlerine karşı çıkmıştır. Dolayısıyla dikta yönetimlerinde bir dönemde diktatörlük yapıp, iktidarda kalanlar sadece o dönemle sınırlı olmak üzere yaşamlarını sürdürüyorlar. Ama sanat ve sanatçının gücü çok daha fazla" diye konuştu.
Temel atma töreninde düğmeye basmadan önce Zülfü Livaneli'nin kendisine 'Acaba bunu tutuklu yazarlarımıza adayabilir miyiz?' diye sorduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Evet, tutuklu yazarlarımız var, gazetecilerimiz var, sanatçılarımız var. Onlara adıyoruz. Yarı açık bir cezaevinde yaşıyoruz aslında; ama biz direnmesini bileceğiz. Mücadeleyi bileceğiz. O sanatçılar, yazarlar, çizerler, gazeteciler, avukatlar hiç meraklanmasınlar; Türkiye çağdaş uygarlık yolunda yoluna devam edecek" ifadelerini kullandı.
'LOZAN'IN YARATTIĞI OZAN DİYEBİLİRSİNİZ'
Zülfü Livaneli de sanatçının kültürün aktarılmasında çok önemli bir yer tuttuğunu, Türkiye'nin Yunus Emre dahil halk kültürüyle, yeni şair ve ozanlarıyla iftihar etmesi ve tanımasının Mustafa Kemal Atatürk zamanında gerçekleştiğini vurgulayarak, "Ondan önce halk kültürümüz, bu değerde değildi, bu önem verilmiyordu. Onun için şunu söylüyorum. Bizim liderimiz Atatürk, tapu senedimiz Lozan ve biz de Lozan'ın ozanlarıyız. Lozan'ın yarattığı ozan diyebilirsiniz" diye konuştu.
Türkiye'nin zor bir dönemden geçtiğine işaret eden Livaneli, şunları söyledi:
"Ülkemiz çeşitli çalkantılardan geçiyor. Çeşitli mücadeleler veriyorsunuz. Biz de sanat alanında bu mücadeleyi sürdürmeye çalışıyoruz. Şu hiçbir zaman unutulmasın, tarihi çarpıtmaya çalışıyorlar, başka türlü anlatmaya çalışıyorlar. Bizim gibi askeri darbelerden en fazla acı çekmiş insanları sanki askeri darbelerden yanaymış gibi anlatmaya çalışıyorlar. Oysa tarihi biraz bilenler biliyor ki, askerle siyasetin ayrılmasına en büyük özen gösteren komutan Mustafa Kemal Atatürk'tür.
Biz, her zaman sivil siyasetle, sanatla, kültürle var olmaya devam ettik ve edeceğiz. Çünkü, bu bizim en büyük gücümüz. Başkalarında belki para daha fazla, belki bazı oyunları becerme kabiliyeti daha fazla. Ama bizim elimizden alamayacakları bir güç var. Sanat ve kültür bizim işimiz. Çünkü, sanat insan sevgisini estetikle işlemek demektir ve bunu sağcılar yapamaz. Bu solun işidir. Tarih boyunca bütün dünyada solun işidir, kültürü değerlendirmek de solun işidir. Dolayısıyla, bizim büyük mücadelemiz kültür alanındadır. Bu alanda, elimizden geleni yapacağız."
'AYDINLARIN İSİMLERİ DE MIH GİBİ ÇAKILMALI!
Yapımcı Nebil Özgentürk de her toplumda sanatçıya değer verilmesi gerektiğine işaret ederek, bugün temeli atılan sanat merkezinin Livaneli'nin çocukluğunun geçtiği yerde yapılmasının da ayrı bir önem taşıdığını kaydetti.
Özgentürk, "İyi ki bu karanlık, zalim dönemde iyi ki sığanacağımız sanat diye bir liman var" dedi.
Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen de sanatçıların yaşarken onurlandırılmasının daha anlamlı olduğunu düşündüğünü aktardı.
Livaneli'nin adının bu merkeze verilmesinin onurunu yaşadıklarını bildiren Taşdelen, "Çankaya'da Zülfü Livaneli'nin isminin olması çok önemli. Çankaya, Mustafa Kemal Atatürk'ün ilçesi, onun kurduğu ilçe. Onun ilçesine, orası emperyalizmle mücadele ettiyse, orası bilim dışı, akıl dışı olan her şeyle mücadele ederek, bu ülkeyi kurduysa, onun yolunda bu ülkede zulme karşı cumhuriyeti, demokrasiyi, insan haklarını savunan aydınların isimleri de 'mıh' gibi çakılmalı diye düşünüyorum" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Altan kardeşlerin bayram öncesinde gözaltına alınıp tatil boyunca karakolda tutulduğunu hatırlatarak "Bu devletin intikam alması demektir" dedi. Kılıçdaroğlu, Ahmet Altan'ın serbest bırakıldıktan sonra tekrar gözaltına alınıp tutuklanmasını eleştirerek "Böyle devlet olur mu, bu mudur darbe ile mücadele etmek?" diye sormuştu.