Haftasonu partisinin genel başkanlığına yeniden seçilen Corbyn, Liverpool'daki parti kongresinin kapanış konuşmasında, parti üyelerinden bir erken seçime hazırlıklı olmalarını istedi.
İngiltere'de 23 Haziran'da yapılan ve ülkenin Avrupa Birliği'nden ayrılması (Brexit) yönünde sonuçlanan referandumun ardından David Cameron başbakanlıktan istifa etmiş, yerine İçişleri Bakanlığı görevini yürüten Theresa May geçmişti.
Ülkenin Margaret Thatcher'dan sonra 2. kadın başbakanı olan May, bu göreve Muhafazakar Parti'nin Parlamento grubunun oylarıyla seçilmişti. Siyasi gözlemciler, muhalefet partilerinin 'seçilmemiş başbakan' eleştirilerine hedef olan May'in, uygun gördüğü koşullarda başbakanlığını bir erken seçimle halka onaylatmasını muhtemel görüyor.
SİLAH SATIŞI ELEŞTİRİSİ
Kongrenin kapanış konuşmasında dış politikaya da değinen Corbyn, ülkesinin Suudi Arabistan'a silah satmasını da eleştirdi.
Geçen yıl yapılan anlaşmayla Suudi Arabistan'a yaklaşık 4 milyar dolar tutarında silah satan İngiltere, bu ülkenin Yemen'deki askeri müdahalesi nedeniyle iç kamuoyunda eleştirilere maruz kalmıştı.
İngiltere'nin Irak ve Libya'ya askeri müdahalelerdeki rolünü de eleştiren Corbyn, bu müdahalelerden gereken derslerin çıkarılmadığını kaydetti.
"Bu savaşların sonuçları arasında terörün yayılması, mezhepçilik ve bir çatışma hattı boyunca artan şiddet var. Milyonlarca insan yerinden edildi" ifadesini kullanan Jeremy Corbyn, bu nedenle özür dilenmesi gerektiğini söyledi.
'İŞÇİLERİN HAKLARINA ZARAR VERECEK BREXİT'E DİRENECEĞİZ'
Referandumla alınan Brexit kararına da değinen Corbyn, "İşçilerin haklarına ve sosyal adalete zarar verecek bir Brexit'e direneceğiz. İstihdam, çevrenin korunması ve sosyal haklar ile AB pazarına erişim konularında kırmızı çizgilerimiz var" şeklinde konuştu.
Göçmenlerin sağlık sistemindeki ve konut sektöründeki sıkıntıların kaynağı olarak gösterilmesini de eleştiren Jeremy Corbyn, bunların kötü yönetimin sonuçları olduğunu belirterek, göçmenlerin 'günah keçisi' haline getirildiğini vurguladı.
Kurulacak bir İşçi Partisi hükümetinin göçmen sayısını azaltmakla ilgili bir vaatte bulunmayacağını, bunun yerine göçmenlerle ilgili sorunlara çözüm üreteceğini anlatan Corbyn, "Politikacılar, aktivistler, vatandaşlar olarak nefreti ve bölünmeyi kışkırtanlara sıfır tolerans göstermeliyiz. Irkçılığa, İslamofobiye ve Yahudi karşıtlığına karşı birlikte durmalı ve şeytanlaştırılanları savunmalıyız" görüşünü dile getirdi.
AB referandumu sürecinde başta aşırı sağcı Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi (UKIP) olmak üzere Brexit yanlıları, ülkedeki ekonomik ve sosyal sorunların kaynağının göçmenler olduğunu savunan bir kampanya yürütmüştü. Referandumun ardından ülkede camilere ve yabancılara ait kültür merkezlerine yönelik saldırılarda artış yaşanmıştı. Irkçı saldırıların son kurbanı ağustos ayında Londra'da dövülerek öldürülen 40 yaşındaki bir Polonya vatandaşı olmuştu.
Geçen yıl 'farklı bir siyaset' sloganıyla partisinin liderliğine seçilen Corbyn, savaş karşıtı görüşleriyle bilinen bir siyasetçi. ABD ve İngiltere öncülüğünde Irak'ın 2003'teki işgaline karşı kampanya yürüten Jeremy Corbyn, ülkenin Suriye'de hava operasyonlarına katılması için geçen yıl parlamentoya getirilen Suriye tezkeresine de karşı çıktı. Corbyn, İsrail-Filistin sorununda objektif duruşu nedeniyle, İsrail yanlısı İngiliz basınında ve siyaset sahnesinde eleştirilerin de hedefi oluyor.