"OHAL'in konu sınırı var mı yok. Olağanüstü halin gerekli kıldığı bütün konularda yetki verilir. Buradaki tek kıstas olağanüstü halin gerekli kıldığı alanlardır. Anayasa'da olağanüstü hal ve sıkıyönetim hallerinde çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnameler'in şekil ve kıstas bakımından Anayasa'ya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yapılamaz. Bu şu demektir burada yangın var bina yanıyor mevzuat diyor ki şuradan gidip su alacaksın ama yanında kuyu var. Sizin derdiniz mevzuatı uygulamak değil yangını söndürmektir. Kamu düzeni ortadan kalkarsa Anayasa'yı uygulama imkanı da ortadan kalkar. Cumhuriyet Halk Partisi bu tutumunu yeniden gözden geçirmelidir. Şu durumu eleştirebilir diyebilir ki siz olağanüstü halin gerekli kıldığı alanlar dışında Kanun Hükmünde Kararnameler çıkartıyorsunuz. Ama biz şunu da diyoruz OHAL'in gerekli kıldığı alanlar dışında çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnameler Meclis'in onayına getirilecektir."
Bozdağ'ın konuşmasından çarpıcı satırbaşları ise şöyle:
'15 TEMMUZ'DAKİ DARBE GİRİŞİMİ BAŞARILI OLSAYDI TÜRKİYE BUGÜN NE OLURDU?'
- "Türkiye o gün ekonomik iflastan, 100 yıl geriye gitmekten kurtuldu. Gerçekten çok büyük bir badireden çok büyük bir tehditten çok büyük bir saldırıdan kurtulmuştur Türkiye. Ben herkesten kendine şu soruyu sormasını istiyorum, '15 Temmuz'da Fethullah Gülen öncülüğündeki darbe başarılı olsaydı Türkiye bugün ne olurdu?' Türkiye terörle mücadelesini etkin bir şekilde dün yapılanlardan ders alarak sürdürmektedir. Türkiye'de pek çok darbe oldu. 60'da darbe oldu önlem alınmadı 71 Muhturası geldi. Meclis binasında muhtıra okundu milletvekilleri başlarını eğdi dinledi.
'ORDUDA FETÖ'NÜN YA DA BAŞKA BİR ALÇAĞIN TALİMATIYLA ÖLMEYE ÖLDÜRMEYE GİDENLER OLDUĞU SÜRECE TÜRKİYE İLERİ GİDEMEZ'
- Darbeler tekrar etmesin diye üzerimize düşen vazifeyi yapıp gereken tedbirleri almasak Türkiye ileride yeni teşebbüslerle karşılaşacak. Türkiye'de darbe olmaması yöneticilerin ana vazifesidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne saldırı yapılıyor ve polisin elinde sadece silah var. Gereken adımları attık. Ordunun yeniden yapılanması için de gereken adımları attık. Türkiye'nin en büyük gücü yerli ve milli bir ordudur. Orduda FETÖ'nün ya da başka bir alçağın talimatıyla ölmeye öldürmeye gidenler olduğu sürece Türkiye Cumhuriyeti ileri gidemez.
'BÜTÜN DEVLETLER SADAKAT ŞÜPHESİNİN GEREĞİNİ YAPAR'
- Devletin bütün kurumlarının da böyle olması gerekmektedir. Bütün kamu kurumları çalıştırdığı kamu görevlilerinin, devlete millete ve anayasal düzene sadakatinden emin olmalıdır. Bakın Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği dağıldı, Almanya birleşerek yoluna devam etti. Bu ülkelerin hepsinde komünist rejime bağlı çalışanlarda bir arındırmaya gidildi. Bütün devletler sadakat şüphesinin gereğini yapar. Örgütlere sadakati olanlar istihdam edilmeyecek.
'TERÖRE BULAŞMAMIŞ VATANDAŞLARIMIZ ENDİŞE ETMESİN'
- Milletin gönlüne bir korku salınmaya çalışıyor, OHAL ve uygulamaları nedeniyle. Teröre bulaşmamış vatandaşlarımızın endişe etmesin. Adalet içerisinde teröre bulaşmışların kamudaki ayıklaması konusunda pek çok tedbir alındı. Bundan sonra da gerekli tebdirler alınmaya devam edecektir.
'HÜKÜMET GİTTİ Mİ GİTMEDİ'
- Fethullahçı Terör Örgütü 15 Temmuz'un kendilerinde yarattığı şoku atlattıktan sonra yeniden kara propagandaya başladı. 14 Ağustos'ta darbe olacak dediler mi ama olmadı. Ben buradan Fethullah Gülen yapılanmasının içinde olan ama suçu olmayan vatandaşlarımıza sesleniyorum. Fethullah Gülen yalancıların şahıdır. Dediler ki 17 Aralık'ta bu hükümet gidiyor bu gitti mi? 25 Aralık'ta dediler bu hukümet yerinde duruyor. 2014'te birçok şey oldu bu hükümet gitti mi gitmedi. DEAŞ terör örgütü hiç eylem yapmadığı Türkiye'de birden eylemlere başladı, bölücü terör örgütü hendek kazmaya başladı bu hükümet gitti mi gitmedi.
'BİRİ DE ÇIKIP DEMEZ Mİ YAHU SEN 10 TANE YALAN SÖYLEDİN'
- Bir insan 10 tane laf söylerse hepsi de yalan çıkarsa biri de çıkıp demez mi yahu sen 10 tane yalan söyledin 11.'sine nasıl inanalım ama demediler. Yalanlara inanmaya hazır bir yapı var. Bunların umurunda siz değilsiniz, bunlar ne sizi ne ailenizi düşünüyorlar. Cennet vaat ediyorlar. Bu kadar insanı öldüren katil değil midir? Kaç tane insan şehit oldu, ellerinde kanı olanlar Allah'a hesap vermeyecek mi? İslami açıdan baktığınızda herkes herşeyin hesabını Allah'a verecektir. Kendi kendine şarj olan bir yapıdan bahsediyoruz. Hatırlarsanız bir beddua seansı vardı. Ama Fethullah Gülen yanlıları dediler ki bu beddua değil mülayane. Şimdi kimin ocaklarına ateş düştü. Bu örgütü iyi bilerek onların yanında olan vatandaşlarımıza sesleniyorum. Bunlarla yolunuzu ayırın. Örgüte bilmeden destek verenler yollarını ayırın. Türkiye'nin düşmanlarına klavuzluk yapan bu hainleri görün ve değerlendirin.
'TÜRKİYE CEZAEVLERİNDE İŞKENCE YOK'
- Darbe unutuldu 15 Temmuz'un ardından kim hangi lafı duyduğunda rahatsız olacaksa onlara onu söylüyorlar. Ben buradan bir kez daha söylüyorum. Terörle ilişkisi olmayan hiçbir vatandaşımızın görevine son verilmez. Ben arkadaşlarımdan biliyorum, başka yerlerden görüyorum herkes kılı kırk yararcasına bu çalışmalarını büyük bir hassasiyetle sürdürüyor. Türkiye cezaevlerinde kötü muamele ve işkence olduğu iftiraları uluslararası alanda yayılmaya çalışılıyor. Buradan söylüyorum Türkiye cezaevlerinde işkence yok. Onlara diyoruz kim işkence görmüş söyleyin diyoruz kim görmüş ama açıklamıyorlar. Uluslararası Af Örgütü de dahil cezaevlerinde kötü muamele yok. İşkence ve kötü muamelede zaman aşımını biz kaldırdık. Bunu yapmış bir hükümete işkence ve kötü muamele iddiasını kimse getirmesin. Öyle bir şey varsa bize göndersin.
- Bir başka konu cezaevleri içerisinde bazı ceza infaz koruma memurları tarafından Fethullahçı Terör Örgütü mensuplarına şöyle şöyle şeyler yapılacak. Şu anda FETÖ'yle ilişkisi düşünülen 1500 infaz koruma memuru görevinden el çektirilmiştir. Onlarla ilgili soruşturmalarda suçlu bulunanlar ihraç edilecektir. Cezaevlerinin güvenliğiyle ilgili de pek çok tedbir alınmıştır. İşin üzerinde durduğumuzu bilmenizi isterim ve her türlü tedbiri aldık, almaya da devam edeceğiz."