"Kitapların bombadan bile tehlikeli olduğu zamanları gördük" diyen Fehim Taştekin, "Bu konuda bana yansıyan bir şey yok ama suç delili olması hakikaten komedi. Olağanüstü dönemlerde karşılaştığımız hukuk skandallarından bir tanesi. Ne kadar ciddiye alınır alınmaz bilmiyorum ama herhangi bir şekilde sakıncalı bulunmayan, yasak olmayan bir kitap" ifadelerini kullandı.
‘HER ŞEYİ ÖRGÜT PROPAGANDASINA SOKACAK OLURSAK, HİÇ KİMSE HİÇBİR ŞEY YAZAMAZ'
Kitabı okuduklarını sanmadığını belirten Taştekin, şöyle devam etti: "Bu bir gazetecinin kitabı. Durum tespiti yapan, tanıklıklar, röportajlar ve tarihsel süreçleri irdeleyen bir kitap. Her şeyi örgüt propagandasına sokacak olursak, hiç kimse hiçbir şey yazamaz hale gelir. En azından siyasal İslam'ın oluşturduğu iklimin ne kadar tehlikeli olduğunu vurgulamak lazım. Elbette geçmişte de trajikomik örnekler olmuştur ama artık bunların geçmişte kalması gerektiğini düşünürken, ne yazık ki kalmadığını görüyoruz. Birinin kitabı, birinin kalemi suç delili olabiliyor."
‘TELEFON FİHRİSTİMİ İNCELESELER 40 TANE ÖRGÜT ÇIKAR'
"Sadece çok üzülüyorum, bunu paylaşmak istiyorum" ifadelerini kullanan Fehim Taştekin, şöyle konuştu:"Bu ülke için de üzülüyorum. Bu kafayla hareket edildiği zaman çok vahim şeyler ortaya çıkabilir. Ben bir gazeteciyim. Telefon fihristimi inceleseler 40 tane örgüt çıkar. Çünkü Ortadoğu'da çalışan bir insanım. Ya da benim kütüphaneme gelirlerse sayısız örgüte ait sayısız kitap çıkar. Önceden de böyle şeyler yaşıyorduk ama artık şaşırma duygumuzu yitirdik. Örneğin, bir internet sitesinde yayınlanan Suriye ile ilgili yazılarımdan dolayı bir gün Moskova ajanı, bir gün İran ajanı, bir hafta sonra Esad'ın bir şeyi oldum. Üçü bir araya nasıl gelir? Böyle acayiplikler oluyor. Yaptığınızı kitleselleştirerek toplum tepkisine dönüştürmek için bir çaba var. Bu çok tehlikeli. Herhangi bir gazeteciyi tutuklayarak herhangi bir şeyle yaftalıyorsunuz. Binlerce insan bu şekilde işinden ediliyor, bu mesele bununla sınırlı değil ki. Bir insan kelepçelenip götürülüyor, sonra serbest kalıyor, sonra da beraat ediyor. Ama kimse ikinci, üçüncü kısımla ilgilenmiyor ki… Herkes kelepçeli kısımla ilgileniyor. Bu büyük bir zulümdür, haksızlıktır. Bir insana örgüt propagandası yaftası vurmak, bu kadar hoyratça bir yöntemle yapıldığı müddetçe, bunun yol açtığı bir sürü ailesel, çevresel ve toplumsal bedeli oluyor. Maalesef ülkenin yaşadığı dram çok büyük."