Savcılıktan yapılan açıklamada, Sırp Cumhuriyeti Başkanı Milorad Dodik'in de, Bosna Hersek Anayasa Mahkemesi’nin, referandumla ilgili daha önce aldığı yasak kararına uymadığı gerekçesiyle ‘şüpheli’ sıfatıyla ifadeye çağrıldığı bildirildi.
Sırp Cumhuriyeti Başkanı Dodik, Anayasa Mahkemesi’nin yasağına rağmen entite sınırları için 9 Ocak'ın ‘Sırp Cumhuriyeti Günü’ olarak kutlanması için referandum kararı almış, oy kullanan vatandaşların yüzde 99,81'i "9 Ocak'ın Sırp Cumhuriyeti Günü olarak kutlanmasını destekliyor musunuz?" sorusuna ‘evet’ yanıtı vermişti.
AB SÖZCÜSÜ: HUKUKİ DAYANAĞI YOK
Öte yandan AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası sözcülerinden Maja Kocijancic, 9 Ocak'ın 'Sırp Cumhuriyeti Günü' olarak kutlanmasını öngören referandumun yasal dayanağı olmadığını belirtti. Kocijancic, “Dün yapılan referandum Bosna Hersek Anayasa Mahkemesi’nin kararı askıya alması nedeniyle yasal dayanağa sahip değildir. Kararın anayasaya dayanması gerekir, ayrıca bu referandum Bosna Hersek Anayasa Mahkemesi'nin nihai ve bağlayıcı kararlarını etkileyemez” dedi.
Bu konunun karşılıklı diyalogla ve yasal yollarla çözülmesi gerektiğini kaydeden AB sözcüsü, “Tüm tarafların tansiyonu yükseltecek eylemlerden uzak durması ve Bosna Hersek’in reformlara odaklanarak ekonomik ve toplumsal sorunlarını çözmesi önemli. Ülke bu yolla AB’ye daha fazla yaklaşır” diye konuştu.
Sırp Cumhuriyeti, Bosnalı Sırpların görüşünün alınmadığını belirterek, Bosna Hersek’in 1992’de bağımsızlığını ilan ettiği 1 Mart tarihinin ‘Bağımsızlık Günü’ olarak kutlanmasına karşı çıkıyor.
'UZLAŞMA İSTEYEN KESİM, ÇOĞUNLUĞUN BASKISI ALTINDA'
Banja Luka Üniversitesi Siyasi Bilimler Fakültesi öğretim görevlisi ve siyaset uzmanı Vlade Simovic ise, referandumun Sırp Cumhuriyeti için olumsuz sonuçlara yol açacağı yönündeki tüm açıklamaların Bosna toplumunun sadece bir kısmının isteğini yansıttığını belirtti. Simıovic, “Bu toplum birlik değil. Bosna Hersek’in, kararların dayatılması değil uzlaşma olması durumunda korunabileceğini anlayan sağlıklı bir kesim var. Maalesef bu kesim azınlıkta ve Alija Izetbegovic partisinin önderliğindeki çoğunluğun baskısı altında” dedi.
Bosna toplumunun azınlıktaki bu kesiminin uluslararası toplum karşısında Sırp Cumhuriyeti’ni gayri demokratik bir bölge gibi göstermeye çalıştığını belirten Simovic, “Oysa Sırp Cumhuriyeti, bu referandumla böyle olmadığını kanıtladı. Cumhuriyet, üst düzey siyasi kültürünü sergiledi. Bu referandum Balkanlar’da değil de İsviçre’de yapılmış gibi. Bu olay sıra dışı değil, sanki her hafta yapılıyormuş gibi” diye konuştu.