Cumhuriyet'in Ankara Batı (Sincan) Cumhuriyet Başsavcılığı kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Öksüz'ün dosyası, gözaltına alan Kazan Akıncılar Jandarma Karakolu görevlileri tarafından boşaltılmış.
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun Adil Öksüz'ün serbest bırakılmasına ilişkin"Onu kim serbest bıraktı? Öksüz'ün hâkimin önüne giden dosyasının içini kim boşalttı" sorusuyla yeniden gündeme getirdiği tartışmalara ilişkin, cumhuriyet'in ulaştığı bilgilere göre, Öksüz'ü serbest bırakan hâkimin önüne dosya gittiğinde sadece ifadesi ve üst yazısı olduğu belirtildi. Haberde yer verilen bilgilere göre, kaynaklar, "Jandarma ne bu kişinin geçmişini araştırmış, ne ifadesini almış ne de üst arama ve yakalama tutanağı düzenlemiş. Deliller savcıdan ve hâkimden gizlenmiş" dedi. Savcılığın, halen görevde bulunan jandarma görevlileri hakkında soruşturma başlattığı belirtildi.Savcılık: İhmal değil kasıt var
Başsavcılık kaynaklarının, "Dosyayı kim boşalttı" sorusuna, "Adil Öksüz, yakalandığında 22 saat boyunca Jandarma'da gözaltına alındı. Öksüz, hâkimin önüne getirildiğinde dosyada sadece savcılık ifadesi ve üst yazısı vardı. Üst yazıda da Adil Öksüz'ün üssün içinde veya üsten kaçarken yakalandığına ilişkin hiçbir bilgi yer almadı. Yazıda sadece Öksüz'ün üs civarında yakalandığı belirtildi. Yani dosya Jandarma'dan boş geldi. Jandarma, Adil Öksüz'e ne yakalama ne de üst arama tutanağı düzenlememiş. Öksüz'ün Jandarma'da ifadesi bile alınmamış, üzerinden çıkan GPS cihazı da savcı ve hâkimden saklanmış ve serbest kalınca teslim edilmiş. Jandarma'da çekilen fotoğraflar bile dosyaya konulmamış. Biz GPS cihazını ancak 35 gün sonra öğrendik. Burada dosyanın boşaltılması durumu varsa Jandarma'dan kaynaklanmıştır. Burada Jandarma'nın ihmali değil açık bir kastı vardır. Deliller kaçırıldı bizden" ifadeleriyle yanıt verdiği kaydedildi.
'ÖKSÜZ'ÜN DOSYALARINI BOŞALTAN JANDARMA YETKİLİLERİ HALA GÖREVDE'
Sözkonusu kaynaklarının, kamera kayıtlarında yaptıkları araştırmada Adil Öksüz'ün Akıncılar Üssü'nün içinde olduğuna ilişkin görüntülerin bulunduğu ve Jandarma görevlileri hakkında soruşturma başlatıldığı yönündeki açıklamalarına yer verilen haberde, ayrıca, Öksüz'ün dosyalarını boşalttığı iddia edilen Jandarma görevlilerinin halen görevinin başında olduğu belirtildi.
"14 Temmuz akşamı Sakarya'dan Ankara'ya geldim. 15 Temmuz günü cumaydı. Cuma akşamı Mehmet Öksüz isimli amcamın Keçiören'de evi vardı orada kaldım. 16 Temmuz günü sabah 09.00- 10.00 gibi de Keçiören'den ticari taksi tuttum. 1 taksiyle geldim. Orada tarla baktım. Akıncılar yakınındaki bir köyde Hasan isimli bir köylünün Akıncı'nın orada bir tane köy var. Muhiti de ben biliyorum. Hasan isimli şahısın adını köyün tek camisi olduğundan cami imamından öğrenebilirsin demişti. Köye vardım taksiciyi geri gönderdim. Alacağım araziye bakmak için köy girişine yakın beni bırakmasını söyledim. Beni o yol üzerinde araziden jandarmalar aldılar."
Akıncı Üssü'nde tanıdığı herhangi bir subay veya astsubay olmadığını, oraya hiç girmediğini savunan Öksüz, "Fethullahçı Terör Örgütü'yle hiçbir bağım ya da ilgim olmamıştır" iddiasında bulundu. İfadesini inandırıcı bulmayan savcı Ergün, Adil Öksüz'ü darbe teşebbüsüne katıldığı iddiasıyla tutuklamaya sevk etti. Ancak Öksüz'ün mahkemeye giden dosyasında geçmişi ve cemaatle ilişkisine ilişkin hiçbir bilgi yoktu. Hâkime GPS cihazı konusunda da bilgi verilmemişti.
ÖKSÜZ, 19 TEMMUZ'DA KAYIPLARA KARIŞTI
Sulh Ceza Hâkimi Köksal Çelik, 21 dakika süren sorgu sonunda Adil Öksüz'ü, yurtdışı çıkış yasağı koyarak serbest bıraktı. Çelik, kararında 'şüphelinin üzerine atılı suçlara ilişkin somut delil olduğunu' vurguladı. Buna karşılık Öksüz, 'sabit ikametgâh sahibi olması, kaçma ve delilleri karartma ihtimalinin olmayışı, suç vasfının değişme ihtimalini' gerekçe gösterilerek serbest bırakıldı. 15 Temmuz sonrası 14 saat boyunca adliyede uyamadan görev yapan Çelik, 27 darbeci askerin ise tutaklanmasına karar verdi. Serbest kaldıktan sonra Esenboğa Havalimanı'ndan uçakla Sabiha Gökçen Havalimanı'na inen Öksüz'ü burada Ali Kaya isimli bir cemaatçi karşıladı. Güvenlik kameralarına göre Ali Kaya, telefonla görüntülü konuşma yaparak Öksüz'ün yanında olduğunu telefondaki kişiye gösterdi. 19 Temmuz'da Akyazı'daki kayınpederinin evine uğrayan Öksüz, kayıplara karıştı.
Öksüz'ün durumu iki yönden çelişkiliydi. Birinci, Öksüz'ün 'tarla almaya geldim' savunması oldukça şüpheliydi. Örneğin Kazan'da Hasan isimli bir köylü ile görüşmeye geldiğini söyleyen Öksüz, savcılıkta bu köylünün soyadını ve telefonunu veremedi. Öksüz, bakacağı tarlayı ne de köylünün evini biliyordu. 15 Temmuz'u 16 Temmuz'a bağlayan gece Ankara'da savaş manzarası varken; jetler uçarken, tanklar yürürken, Akıncılar çevresinde darbeye direniş yaşanırken Öksüz'ün tüm bu koşullarda 'tarla bakmaya gelmesi' inandırıcı bulunmadı.