BM Genel Kurulu için ABD'ye gitmeden önce konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
- (ÖSO'nun Suriye IŞİD'e karşı savaşırken ABD askerleri ile aynı cephede yer almak istememesi) ABD'li özel kuvvetler ÖSO tarafından istenmedi ve istenmiyor. Maalesef burada ABD'li yetkililerin davranışları süreci bu noktaya itti. Bizim özel kuvvetler mensuplarımız, ABD'li özel kuvvetler yetkililerini almak suretiyle (Suriye'den) çıkardılar.
'BM GENEL KURULUN'DA MÜLTECİ SORUNUNU VE 15 TEMMUZ'U ANLATACAĞIM'
- Salı günü BM Genel Kuruluna hitap edeceğim. Mülteci sorununu ve 15 Temmuz'u anlatacağım.
Genel Kurula olan hitabım, hem 15 Temmuz darbe teşebbüsünün, hem de 241 şehidimizin kanını döken FETÖ'nün tüm dünya kamuoyuna en doğru biçimde anlatılması için bir vesile oluşturacaktır. Biz her platformda FETÖ ve elebaşının karanlık yüzünü deşifre etmeye, bu terör örgütünün Türkiye ve diğer ülkeler için oluşturduğu tehdidi dile getirmeye, dostlarımızı da uyarmaya devam edeceğiz. Her tarafta örgütün inine girmeyi sürdüreceğiz. Şunu açık ve net olarak ifade etmek isterim; bundan sonra dünyanın hiçbir ülkesi, hiçbir bölgesi FETÖ ve militanları için güvenli bir sığınak değildir, olmayacaktır.
Her tarafta örgütün (FETÖ) inine girmeyi sürdüreceğiz. Şunu açıkça ifade etmek istiyorum. Bundan sonra dünyanın hiçbir ülkesi, hiçbir bölgesi FETÖ ve militanları için güvenli bir sığınak değildir, olmayacaktır.
'İNSANLIK SORUMLULUĞUNUN FARKINA VARMALI'
Artık şu gerçeği tüm dünyanın idrak ettiğine veya edeceğine inanıyorum. Suriye sorunu sadece Suriyelilerin veya Suriye'ye komşu birkaç ülkenin meselesi değildir. Bu kriz sonuçları, diğer bölgelere yansımaları itibarıyla küresel bir boyut kazanmıştır. Suriye krizini meşruiyet ve adalet temelinde çözüme kavuşturma noktasında kaybedilen her saniye, her dakika Birleşmiş Milletler için utanç kaynağıdır. Mültecileri insanlık dışı muamelelere tabi tutarak, tel örgülerin arkasına saklanarak bu soruna çözüm bulunmaz. Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere artık insanlığın bu konuda sorumluluğunun farkına varması gerekiyor.
'GÜVENLİ BÖLGE İHTİYACINI TEKRAR DİLE GETİRECEĞİM'
- Zirveye katılan ülkeler, toplantı sırasında bu hedefler doğrultusunda atacakları yeni adımları ile taahhütlerini belirtecekler. Hali hazırda dünyada en çok mülteciye ev sahipliği yapan ülkemiz de bu özel konumu itibariyle zirveye özellikle davet edilmiştir. Zirve konuşmasında Türkiye'nin Suriye krizini başından bu yana tek başına üstlendiği ağır sorumluluğu detaylarıyla dile getireceğim. Sorunun çözümü için yıllardır dile getirdiğimiz, güvenli bölge ve terörden arındırılmış bölge ihtiyacını bir kez daha ifade edeceğim. Fırat Kalkanı harekatının mülteci krizinin hafifletilmesine yaptığı katkıları da zirveye katılan liderlerle paylaşacağım.
- Güvenli bölge, uçuşa yasak bölge ve eğit-donatı gerçekleştirdiğimiz zaman mülteci sorununu çözeriz.
'900 KİLOMETREKARELİK ALAN TEMİZLENDİ'
(Fırat Kalkanı) Bu harekat kapsamında bugüne kadar yaklaşık 900 kilometrekarelik bir alan terör unsurlarından temizlendi. Bu hattı —şu anda güneye doğru ilerliyoruz- yani toplamda 5 bin kilometrekarelik bir alan olarak burayı değerlendirebiliriz, güvenli bölge noktasında, bunu kast ediyorum… Cerablus sakinleri başta olmak üzere Suriyeliler, DAEŞ'ten arındırılan bölgeye geri dönmeye başladılar. Kızılayımız, AFAD'ımız, sivil toplum kuruluşlarımız bu kardeşlerimizin her türlü ihtiyacını karşılıyor. İnşallah çabalarımız da Suriyelilerin terör korkusu olmadan gidebilecekleri güvenli alanlar çoğaldıkça geri dönenlerin sayısı da artacaktır.
Türkiye, 15 Temmuz darbe girişiminin yaralarını sararken, Suriye kaynaklı terör örgütlerine karşı da mücadele veriyor
(ABD'nin Suriye ordusunu vurması) ABD'li yetkililer yanlış tespit diyor. Yetkililere bu durumu soracağız.
'TEL ABYAD ARAPLARIN YERLEŞİM BÖLGESİ'
(Tel Abyad'daki PYD binalarındaki ABD bayrakları) Suriye'nin kuzeyinde bir PYD koridoruna izin vermeyeceğimizi hep söyledik. Tel Abyad, Münbiç Arapların yerleşim bölgesi. DAİŞ'in ardından PYD, YPG geldi.
'EL BAB'A DOĞRU İLERLİYORUZ'
- Cerablus ve El Rai (Çobanbey) temizlendi, şimdi El Bab'a doğru iniyoruz, niye oraya iniyorsunuz diyorlar, ineceğiz ve buraları bize tehdit unsuru olmaktan çıkarmamız gerekiyor.