'AT İZİ İT İZİNE BÖYLE KARIŞIYOR'
"Sizinle bugün paylaşacağım belge, 'Emsal olsun, ibret olsun' diye paylaştığım bir belgedir. Hangi boyutlara bu işin getirilmek istendiğinin en somut belgesidir. İçinde ben olduğum için konunun ne kadar saçma olduğunu biliyorum. Rahatlıkla konunun üzerine gidip, Cumhurbaşkanı'nın 'At izini, it izine karıştırmayın' ifadesiyle seslenmek istiyorum. At izi it izine işte böyle karışıyor" diyen Feyzioğlu, nisan ayında baronun davetlisi olarak Sinop'a gittiğini, şehirde dolaşırken, selam verenlerle fotoğraf çektirdiğini anlattı.
'MEMLEKETTE MECZUPLAR VAR'
Feyzioğlu, şunları kaydetti:
"Dolaşırken de selam verene kuşkusuz selam verdik. Oradaki bir vatandaşımızın da elini sıkmışız. El sıkarken fotoğraf çektirmişiz. Vatandaşımız da fotoğrafı sosyal medyada doğal olarak yayınlamış. BİMER'e bir ihbar gelmiş o kişiyle ilgili. 'Metin Feyzioğlu ile gizli kapılar ardında buluşma gerçekleştirmişsiniz ve halkın huzurunu bozmaya yönelik kararlar alınmış.' diye BİMER'e bir meczup, ihbarda bulunmuş. Memlekette meczuplar var. Meczuplar olacak ki akıllıların değeri ortaya çıksın."
'İKNA EDİCİ CEVAP VERMEZSEN İHRAÇ EDERİM'
"Elini sıktığım, birlikte fotoğraf çektirdiğimiz şahıs, bugün görsem bilmem ama ilk fırsatta tanışacağım. Bu kişi, Sinop Üniversitesinde akademisyenmiş. Sinop Üniversitesi Rektörlüğü, kendisine yönelik bir inceleme başlatmış. Bu incelemede şunu soruyor. 'Metin Feyzioğlu ile gizli kapılar ardında gerçekleştirdiğiniz görüşmelerde halkın huzurunu bozmaya yönelik kararlar alındığı iddia ve ihbar edilmektedir. Bu iddia ve ihbara OHAL kapsamındaki tedbirlere ilişkin tedbir uygulanması ihtimali bulunduğundan cevap veriniz.' Yani 'Sen ikna edici bir cevap vermezsen, meslekten ihraç ederim.' diyor Sinop Üniversitesi. İşte 'At izini, it izine karıştıran' ve görevi kötüye kullanan ibretlik bir uygulama size."
'FETÖNÜN VERDİĞİ ZARARIN DEVAMINI İSTEYENLER'
Sinop Üniversitesinde kendisiyle el sıkıştığı akademisyenle ilgili soruşturma açanlara "görevi kötüye kullanmak"tan suç duyurusunda bulunmakla birlikte bu kişilerin FETÖ bağlantılarının araştırılmasını istediğini, YÖK'e de durumu bildireceğini belirten Feyzioğlu, konuyu sonuna kadar takip edeceğini vurguladı.
'EN ÇOK FETÖ'CÜYÜ BEN YAKALADIM ÇILGINLIĞI'
Kamu kurum ve kuruluşlarında, üniversitelerde yürütülen soruşturmaların dikkatle yapılması gerektiğine dikkati çeken Feyzioğlu, "Şimdi çılgınlık, 'en çok FETÖ'cüyü ben yakaladım' çılgınlığı" dedi. Feyzioğlu, valilere, kamu görevlilerine "İnce eleyip sık dokuyun" talimatı verildiğini ama esas güvencenin kuvvetler ayrılığı içinde yargının tarafsız, bağımsız ve güvenilir şekilde karar vermesiyle sağlanabileceğine işaret etti.
'BANA DA FETÖCÜ DERLER Mİ ENDİŞESİ'
İhraçlara karşı etkili yargı yolunun açılması gerektiğini kaydeden Feyzioğlu, "Yargı yolunda da hakim ve savcıların 'başvuranın lehine karar verirsek bizi de FETÖ'cü diye damgalarlar mı' diye kaygı duymaması gerekiyor. Şöyle bir kaygı var memlekette. Savcı, polisin 'FETÖ'cü dediğini tutuklamaya sevk etmezsem bana da FETÖ'cü derler mi' diye endişelenebiliyor, hakim de savcının sevk ettiği şüpheli hakkında 'Tutuklamazsam, FETÖ'cü derler mi' diye kaygı duyuyor." görüşünü savundu.
Barolar Birliği bünyesinde de FETÖ'ye yönelik tahkikat yapılıp yapılmadığı sorusuna Feyzioğlu, bir avukata ceza soruşturması açıldığı zaman savcılığın soruşturmayı ve delilleri baroya üst yazıyla duyurduğu bilgisini verdi.
'DELİL YOK AMA İNANIN' SÖZÜNE GELMEYİZ'
Feyzioğlu, barolara konuya ilişkin duyuruda bulunduklarını belirterek, sözlerini şöyle tamamladı: "Başsavcılıklar, sizlere OHAL kapsamında bildirimde bulunduğunda serbestçe değerlendirin' dedik. Biz şunu yeterli göremeyiz. 'İki satır yazı, bu filanca örgüttendir. Delil yok ama bana inanın.' Biz bunu yapamayız. Delillerini sundukları anda baro yönetim kurullarımız gereğini yapıyor."