İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmada tutuklu sanık Mehmet Baransu ile tutuksuz sanıklar Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur hazır bulundu. Hakkında yakalama kararı bulunan sanık Tuncay Opçin ise duruşmaya gelmedi.
Balyoz davasında yargılanıp beraat eden ve bu davanın şikayetçisi olan Emekli Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok, Emekli Albay Hakan Büyük, Emekli Orgeneral Çetin Doğan, Emekli Koramiral Kadir Sağdıç, Emekli Tümgeneral Ahmet Bertan Nogaylaroğlu ve Albay Nedim Ulusan'ı avukatları Hüseyin Ersöz temsil etti.
KONSOLUSLUK TEMSİLCİLERİ, MİLLETVEKİLİ VE ULUSLARARASI MESLEK ÖRGÜTÜ TEMSİLCİLERİ İZLEDİ
Ayrıca Belçika, İtalya, İsviçre, İsveç, Danimarka, Almanya konsolosluklarından temsilciler, Avrupa Gazeteciler Federasyonu, Uluslararası PEN, Norveç Gazeteciler Birliği temsilciler ile CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, gazeteci Perihan Mağden de duruşmaya izleyici olarak katıldı. Duruşmada, 276 sayfalık iddianamenin özeti okundu.
‘TUTUKLU MUYUM, ESİR MİYİM BELLİ DEĞİL'
ÇONGAR: MEHMET BARANSU BAHSETMEDİ
Yasemin Çongar'ın avukatı Veysel Ok da kendilerinde olan iddianameyle, mahkemede okunan iddianame arasında farklılıklar olduğunu belirterek bu çelişkinin mahkeme tarafından giderilmesini talep etti. Avukat Ok, iddianamede Can Dündar'ın yargılandığı iddianameden ciddi intihaller yapıldığını da ileri sürdü. Çongar savunmasında 18 Aralık 2008 tarihinde imha edildiği Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı'nca ifade edilen Egemen Harekat Planı adlı belgeyi görmediğini belirtti. Çongar özetle şu savunmayı yaptı: "Yunanistan'a karşı bir harekât planı olduğu iddia edilen ve yenisi yapıldığından 18 Aralık 2008 tarihinde imha edildiği Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı'nca ifade edilen Egemen Harekat Planı adlı belgeyi, 2010 yılında temin etmedim, temin edilmesine aracı olmadım, temin edilmesini teşvik etmedim, bu belgeyi açıklamadım, saklamadım, tahrip ya da yok etmedim. Ben Egemen Harekat Planı'nı hiçbir zaman görmedim, dokunmadım, incelemedim. Adını ve içeriğini bu dava öncesinde savcılığa ifade verdiğim güne kadar bilmiyordum.
'ÇIKTILARDA YOKTU'
'BARANSU'NUN BAVULUNU GÖRMEDİM'
Taraf'taki darbe planı haberleri sonrasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın olaya el koyması üzerine, Mehmet Baransu habere kaynaklık eden metinleri ve diğer bazı belgeleri haber kaynağından aldığı bavul içinde tutanakla savcılığa teslim etti. Gazete yönetiminin bavulun içeriğine dokunulmaması konusunda kesin bir kararı vardı, bunu biliyorum. Ancak bavul, Mehmet Baransu tarafından gazeteye getirildiği gün ben orada değildim, dolayısıyla belgelerin asıllarının içinde yer aldığı söylenen bavulu hiç görmedim, o bavulla aynı mekânda hiç bulunmadım. Bu davanın konusu olan Egemen Harekat Planı o bavuldaki belgeler arasında mıydı değil miydi bilmiyorum. Takdir edersiniz ki, görmediğim, dokunmadığım belgeleri imha etmiş olamam. Kaldı ki o dönem Taraf gazetesinin darbe konulu haberlerine kaynaklık eden hiçbir belgeyi yırtmak, yakmak ya da kâğıt öğütücüden geçirmek gibi bir eyleme katılmadım. Taraf gazetesinde herhangi birinin böyle bir iş yaptığını duymadım, tanık olmadım."
Söz alan şikayetçilerin avukatı Hüseyin Ersöz ise Balyoz davasında müvekkillerine suç isnat edilen belgelerin, 1. Ordu Karargahı'ndan çıkarılmış gizli belgeler olduğunu, sanıkların bu belgeleri sahte dokümanlara gerçek süsü vermek için kullanıldıklarını belirtti. Avukat Ersöz, "Belgelerin 1. Ordu Karargahı'ndan çıkarılmasında sanıkların dahli bulunmaktadır" diyerek müvekkillerinin suçtan doğrudan zarar gördüğünden davaya katılma talebinde bulundu.
‘O HABER BUGÜN GELSE YİNE YAYINLARIM'
Sanık avukatları katılma talebinin reddini talep ettiler. Daha sonra söz alan Mehmet Baransu, "O haber, bugün gelse yine yayınlarım. Balyoz Darbe Planı'na konu olan ses kayıtlarına bakın, 15 Temmuz'da gerçekleşen darbe girişiminde yapılanlarla birebir aynı. 15 Temmuz'da AKOM'a gidildi mi, gidildi; TRT'ye, CNN Türk'e, büyükşehir belediyesine gidildi mi, gidildi. Çetin Doğan'ın ses kayıtlarında da AKOM'un merkez yapılacağı, TRT'nin ele geçirileceği, Taksim'e tank çıkarılacağı hepsi var. Birebir aynı" diyerek katılma talebinin reddini talep etti. Mahkeme heyeti, duruşmaya saat 14.00'e kadar ara verdi. Öğle arasının ardından sanıklar Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur savunmalarını yapacak.
İDDİANAMEDEKİ SUÇLAMA NE?
İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu Savcılarından Faruk Söker tarafından hazırlanan 276 sayfalık iddianamede Taraf gazetesinin eski çalışanları Gazeteciler Mehmet Baransu, Ahmet Altan, Yıldıray Oğur, Yasemin Çongar ve Tuncay Opçin ‘şüpheli' sıfatıyla yer alıyor. Sanıklar, Genelkurmay Başkanlığı'na ait çok gizli ifade edilen Egemen Harekat Planı'nı temin etmek ve yayınlamakla suçlanıyor.
Sanıklara yüklenilen suçlamalar şöyle: "Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme, amacı dışında kullanma, hile ile alma çalma", "Devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etme", "Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin gizli kalması gereken bilgileri açıklama", "Terör örgütü propagandası yapmak." Gazeteci Mehmet Baransu ve hakkında yakalama kararı bulunan sanık Tuncay Opçin'in ayrıca "Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme" suçundan da cezalandırılmaları isteniyor. Gazeteci Baransu ve Opçin'in 35 yıldan 75 yıla kadar hapsi istenirken; Yasemin Çongar, Yıldıray Oğur ve Ahmet Altan'ın ise 20'şer yıldan 52 yıl 6'şar aya kadar hapsi talep ediliyor.
SAVCILIĞA TESLİM ETMİŞTİ
Balyoz soruşturmasının başlatılmasına neden olan ve 365 askerin sanık olarak hakim karşısına çıktığı Balyoz Davası'nın delilleri arasında yer alan belgeler Mehmet Baransu tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na teslim edilmişti. Bunlar içerisinde devletin güvenliği ve askeri yararları açısından Egemen Harekat Planı (1. Ordu Komutanlığı tarafından Yunanistan'a karşı Trakya bölgesinde düzenlenecek olan bir harekatta kullanılmak üzere hazırlanmış bir harekat planıdır) da bulunuyordu. Genelkurmay Başkanlığı, "TSK'nın muvazzaf ve emekli personelinin yargılandığı davalarda TSK'yı hedef alacak şekilde suç delilleri üretildiği" gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmuş, aralarında Emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın da bulunduğu 365 sanık 31 Mart 2015'te beraat etmişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da beraat eden sanıkların suç duyurusu üzerine soruşturma başlatmıştı.