‘YÖNETTİĞİM GAZETE ZEKERİYA ÖZ'ÜN TALİMATIYLA BASKINA UĞRADI'
Mesleği bir yıl önce çok yorulduğu için bıraktığını söyleyen Can, çalıştığı gazetelerin zaman zaman baskıya uğradığını da yazdı: "Ergenekon, Balyoz ve KCK başta olmak üzere birçok davadaki hoyrat, haksız, adaletsiz, intikamcı anlayışı defalarca eleştirdim. Yönettiğim gazete Ahmet Şık'ın basılmamış kitabının bir kopyası var bahanesiyle Zekeriya Öz'ün talimatıyla polisler tarafından engizisyon günlerini hatırlatırcasına bizzat baskına uğradı. Bir yıl önce çok sevdiğim ama artık beni haksız yere çok yorduğunu hissettiğim mesleğimi bıraktım, zaten uzun bir süredir yurtdışında yaşayan ailemin yanına temelli yerleştim."
‘Kolektif kimlikler'e değil, ‘bireyselliğe' inandığını belirten Can, "Bırakın FETÖ'yü hiçbir kollektif yapıyla, cemaat, cemiyet, örgütle aidiyet ilişkim yok, olamaz da" dedi.
İsminin ‘FETÖ' ile anılmasının kendisine en büyük hakaret ve iftira olacağını savunan Can, mektubunu şöyle noktaladı: "Karanlık ve sinsi bulduğum FETÖ'cü örgütlenme ile en ufak şekilde ilgim alakam yok. İsmimin bu darbeci çete ile anılması bana yapılabilecek en büyük hakaret ve iftira, asla kabul etmiyorum. Hukuki yollardan haklarımı sonuna kadar arayacağım. Bu yazıyı derin bir üzüntüyle ama vicdan ve zihin hafifliğiyle yazıyorum."