Sputnik'e konuşan İsmayıl şu ifadeleri kullandı: "Cerablus operasyonu başlatılmadan önce Türkiye'de çok ciddi bir diplomasi trafiği gerçekleştirildi. Bence bu operasyon daha önce yapılmalıydı. Zira bu bölgeden Türkiye'ye çok fazla sızma durumu var. Türkiye sınırında IŞİD gibi terör örgütlerinin faaliyet göstermesi kabul edilemez. Bu terör belasını önlemek gerekirdi. Bu açıdan önemli."
‘TÜRK ORDUSU YIPRANMADIĞINI GÖSTERDİ'
İsmayıl, ayrıca Cerablus operasyonu ile Türk ordusunun 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yıpranmadığını gösterdiğini söyledi.
İsmayıl şunları söyledi: "Operasyon, darbe girişiminden sonra Türk ordusunun gücünü asla kaybetmediği ve yıpranmadığını ortaya koydu. Türk ordusu, herhangi bir operasyonu yapma gücüne sahip olduğunu kanıtladı. Türkiye'nin başlıca amacı, bu bölgede terörizmin belini kırmak ve ayrıca durumdan yararlanarak o bölgede sözde devlet kurmayı hedefleyen bazı güçlere karşı mücadele etmek. Bu güçler Suriye'deki durumdan, boşluktan yararlanarak toprak edinme çabasında. Dolayısıyla Türkiye doğru ve yerinde bir karar aldı."
‘TÜRKİYE'NİN KOMŞUSUNUN TOPRAKLARINDA GÖZÜ YOK'
İsmayıl açıklamalarına şöyle devam etti: "Türkiye Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana. Suriye lideri Beşar Esed rejiminin Türkiye'ye yönelik yaklaşımlarından dolayı Şam bu operasyona karşı çıktı. Bugün Esed rejimi Suriye'nin tamamını kontrol edemiyor. Eğer bir yönetim bir bölgesini kontrol edemiyorsa ve o bölgeden komşu yönelik bir ülkeye tehdit söz konusuysa, komşu ülke kendisini korumak zorunda. Türkiye'nin durumu da bu. Türkiye'nin teröristlere karşı gerekeni yapmalı. Türkiye'nin komşusunun topraklarında gözü yok. Sadece o bölgede faaliyet gösteren terör örgütleri bölgedeki istiktar için tehdit oluşturuyor. Sadece Türkiye için değil, bölgede bulunan diğer ülkeler için, hatta dünya düzeni için tehdit oluşturuyor. Avrupa'da yaşanan son terör eylemlerini hatırlayalım. Bu bağlamda Rusya ve başka ülkeler de bölgede terörle mücadele ediyor. Bu sefer Ankara, özellikle Rusya ve İran'ın da görüşlerini alarak hareket ediyor. Bu operasyon komşu bir ülkeden toprak edinme meselesi değil. Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO) o bölgeye yerleşmesi de belki Şam'ı rahatsız ediyor. Türkiye ise kontrol edilemeyen bu bölgede kendisinin itibar ettiği ve güvendiği güçlerin kontrol etmesinden yana. Türkiye orada uzun süre kalmaz. ÖSO ve Türkmenler gibi yerel güçler bölgeyi kontrol etmeli. Bana göre de mantıklı olan bu. Eğer merkez yönetim bölgeyi kontrol edemiyorsa, teröristlerden ziyade orada Türkiye'nin desteklediği ve güvendiği güçlerin bulunması çok önemli."
‘PYD VE YPG PKK'NIN UZANTISI'
Türkiye'nin bölgede yaşayan Kürt halkını asla hedef almadığını vurgulayan İsmayıl şöyle noktaladı: "Orada faaliyet gösteren PYD ve YPG, Türkiye'de terör örgütü olarak tanınan PKK'nın bir uzantısıdır. Dolayısıyla Cerablus da dahil bütün alanın YPG ve PYD'den temizlenmesi gerekiyor. Kürt halkına gelince, operasyon sırasında Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesud Barzani Türkiye'deydi. Barzani'nin Ankara'da olması Türkiye'ye yönelik bir destek anlamında. Kürt halkına karşı hiçbir gizli, kötü bir niyet yok. ABD de operasyondan sonra PYD'nin Fırat'ın doğusuna geçmesini söyledi. Ama bu yapılmadı. Bu gruplar fırsattan istifade bir devlet oluşturma çabasında. Türkiye buna asla müsaade etmez. Türkiye'ye yönelik tehditlerle de bir sonuç elde edilmez. Türkiye'nin amacı Suriye'den toprak edinmek değil, Suriye'nin bölünmesini önlemek."