Earnest, şunları söyledi: "Türkiye'nin bu adımları atmış olması önemli bir ilerleme göstergesi. Antalya'daki o toplantıda da Obama, bu çabalar için Türkiye ABD'nin desteğini isterse bunun verileceği konusunda Erdoğan'a teminat verdi, çünkü stratejik öncelikler sınırın bu bölümünün kapanmasıyla doğrudan ilgiliydi. IŞİD ikmal hattı buradan geçiyordu ve buranın kapanması gerekiyordu. NATO müttefikimiz Türkiye IŞİD karşıtı çabalara değerli katkılar sundu. Bu da (operasyon) son örneği."
Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyindeki Kürt gruplara yönelik tepkisi hatırlatılan Sözcü Earnest, bunu takip ettiklerini söyledi.
ABD'nin her türlü terör eylemini kararlı ve güçlü şekilde kınadığını vurgulayan Josh Earnest, "Diğer taraftan Suriye içinde Kürtleri de içeren bazı unsurlar var. Bunlar bizim IŞİD karşıtı çabalarımıza önemli katkı sağlıyorlar. Durumun komplike olduğunu inkar etmenin anlamı yok. Bu konuda duyarlıyız ve izlemeye devam ediyoruz" dedi.
Earnest, Türkiye'nin PYD'ye tepkisinin ABD ve uluslararası koalisyonun Suriye'deki krizi çözme çabalarında hareketini zorlaştıran unsurlardan biri olduğunu belirterek, ABD'nin IŞİD ile mücadele eden grupları desteklediğini hatırlattı.
Beyaz Saray Sözcüsü Earnest, "Bunu da Türklere anlattık. Kendileri de zaten bu durumdan rahatsızlıklarını gizlemediler. Ama gerçek şu ki Suriye içinde IŞİD ile savaşan gruplarda Kürtler var ama Araplar, Türkmenler ve diğerleri de var. Bunlar kayda değer kazanımlar sağladılar. Bu kazanımlar ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyonun donatma faaliyetleri, danışmanlığı ve yardımı olmadan mümkün olamazdı" diye konuştu.
IŞİD karşıtı grupların ilerlemesinin havadan destekle güçlendirildiğini dile getiren Josh Earnest, "IŞİD ile mücadele ettikleri sürece Suriye'deki birleşik güçleri desteklemeye devam edeceğiz" diye konuştu.
ABD-Türkiye ilişkilerinin güçlü şekilde devam ettiğini vurgulayan Beyaz Saray Sözcüsü Earnest, şöyle devam etti:
"ABD ve Türkiye, ortak çıkarlarına yönelik tehditlere cevap verirken oldukça verimli şekilde koordine olma kabiliyetine sahip. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sınır boyunca IŞİD güçlerine karşı ilerlemesi, bunu da ABD ve uluslararası koalisyonun güçlü desteğiyle yapmaları sanırım bu koordinasyonun en iyi örneği.
Diplomatik ilişkilerimiz de değerli. Bu yüzden ve ABD'nin demokratik yollarla seçilmiş, sadece bir ay önce darbe girişimiyle tehdit edilmiş Türk hükümetine desteğini yinelemek için ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden bugün Türkiye'yi ziyaret etti. Türk halkının ve hükümetinin şunu anlaması önemli: Dünyanın en etkili demokrasisi olan ABD, Türkiye demokrasisinin destekçisidir."
Earnest, Fethullah Gülen'in iade edilmesine yönelik soruları da cevapladı. Josh Earnest, "Gülen'in iadesi talebi darbe girişimiyle, en azından doğrudan ilgili değil. Bu sizi rahatsız ediyor mu?" sorusuna şu karşılığı verdi:
"Darbe girişiminin yaklaşık 6-8 hafta önce yapıldığını düşünürsek, bu kadar kısa süre içinde Gülen'e karşı bir dava sunulacaksa Türkiye'nin sağlam bir şey oluşturamaması bence anlaşılabilir bir durum. Türkiye'nin uzun zamandır Gülen'in faaliyetleri hakkında endişeleri vardı ve ABD'ye önemli kanıtlar sundular. Adalet Bakanlığı yetkilileri de bunları dikkatlice inceliyor. Adalet Bakanlığı heyeti bu hafta Türk muhataplarıyla konuyu ele almak ve kanıtları incelemek üzere Türkiye'de. Başından beri söylediğimiz iki ülke arasındaki iade anlaşması ve hukuk kuralları bunun nasıl çözüleceğini belirleyecek."
"İade talebiyle ilgili yönetimi endişelendiren ya da canını sıkan bir şey var mı?" şeklindeki soruya ise Earnest, "Şu anda hayır, çünkü Türkler anlaşmada belirlenen sürece girmemizi istediler. Birçok bilgi sundular. Biz de onların endişelerine ciddi şekilde karşılık vermek için gerekli özeni gösteriyoruz" yanıtını verdi.
'RUSYA VE TÜRKİYE ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN DÜZELMESİNDEN RAHATSIZ DEĞİLİZ'
Earnest ayrıca Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerin düzelmesinden dolayı ABD’nin rahatsızlık duymadığını belirterek “Türkiye’nin dünyanın önemli ülkeleriyle, sadece ABD ile değil Rusya ile de ilişkisi olması normal bir durum” dedi.
Türkiye, YPG'yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor ve bu yapıyla ilişkili DSG gibi örgütlerin de 'terör örgütü' olarak kabul edilmesini istiyor. Ancak, Başta ABD olmak üzere Batılı güçler, Ankara’nın bu görüşünü kabul etmiyor. Ankara, ayrıca YPG'ye silah verilmesine de sert bir şekilde karşı çıkıyor.