Hava Yüzbaşı Caner Gökçeoğlu, 15 Temmuz'da Hava Kuvvetleri Komutanlığı (HKK) Harekat Merkezi'nde Hava Radar Yüzbaşı Recep Baykal, Hava Kontrol başçavuşlar Mustafa Aslan, Tuğrul Cılız ve Hava Kontrol Üstçavuş Ozan Gülertan'la nöbetçiydi. Gökçeoğlu'nun göreviyse, PKK'ya yönelik insansız hava aracı (İHA) operasyonlarını idare etmek, hava harekatlarını takip etmekti.
Darbe girişiminin yaşandığı akşam Tunceli'ye hava harekatı yapılması planlanıyordu ancak Hava Radar Kurmay Albay Devrim Orhan ve HKK Komuta Kontrol Dairesi Başkanı Tuğgeneral Kemal Mutlum iç güvenlik bölgesindeki hava operasyonu için harekat merkezine gitti.
Gökçeoğlu'nun ifadesine göre saat 20.30 sıralarında Genelkurmay Başkanlığı'nda çatışmalar olduğu yönünde bilgi geldi. Tuğgeneral Mutlum, "Dışarıda olaylar var. HKK kırmızı alarma geçti. Kapıları kapatıyorum. Sadece çalan telefonların nereden geldiği bilgisini bana verin" dedi.
Saat 22.00 sıralarındaysa bilgisayar sistemi ve hava harekatlarıyla uçuşların izlendiği radar ekranı çöktü.
Gökçeoğlu ifadesinde ayrıca, darbecilerin kendilerini ‘sinek gibi öldüreceğini çünkü hiçbirinin silahının olmadığını' aktardı. Sabaha kadar harekat merkezinde kilitli kalan Gökçeoğlu ve yanındaki askerler, 16 Temmuz'da gözaltına alındı. 24 Temmuz'da ise ‘FETÖ' mensubu ve darbeci olduğu iddiasıyla tutuklanarak Sincan Cezaevi'ne gönderildi.
‘KABUL EDİLEMEYECEK DERECEDE BİR HAKSIZLIK'
Gökçeoğlu'nun savunmasını üstlenen ve kendisi de Ergenekon davasında 4 yıl hapis yatan avukat Serdar Öztürk, müvekkilinin tutuklanmasıyla ilgili şunları söyledi: "Ailesinin uğradığı ağır haksızlık ve mağduriyet nedeniyle Fethullah Gülen cemaatinden ve mensuplarından nefret eden bir subayın ‘FETÖ mensubu' olduğu iddia edilerek tutuklanması, kabul edilemeyecek derecede bir haksızlık ve hukuka aykırılıktır."