Türkiye’nin müttefiklerinin ve dostlarının 15 Temmuz darbe girişiminin vahametini doğru bir şekilde anlamamış olabileceğini kaydeden Bilgiç, "Bu, sahte dini söylem kullanan gizli kült başarılı olsaydı, cumhuriyetin temellerini yıkmakta tereddüt etmeyen ve herkesin temel hak ve özgürlüklerini askıya alan bir rejimle yönetilecek bir Türkiye’de büyük ihtimalle bir iç savaşa şahit olacaktık" ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin dostlarının ve müttefiklerinin sergilediği duruşta ‘demokratik bir ikilem bulunduğunu yazan Bilgiç, "Fetullah Gülen’in iadesine ve lideri olduğu terör şebekesinin dağıtılmasına yönelik çağrılarımız görmezden gelinemez” değerlendirmesinde bulundu.
‘MÜCADELE ANAYASAL ÖLÇÜLER İÇİNDE’
Türkiye’nin FETÖ’yle mücadelesinin anayasal ve yasal ölçüler içinde yürütüldüğünü, bu çerçevede temel hak ve özgürlüklere de gereken saygının gösterildiğini belirten Bilgiç, ‘her zaman olduğu gibi hukukun üstünlüğü ilkesine kesin bir şekilde riayet edildiğini’ bildirdi.
Mektubunda Türkiye'nin dış politikasına da değinen Büyükelçi Bilgiç, "Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki göç anlaşması tam olarak yürürlükte. Ancak bu anlaşmanın geleceği AB’nin benimseyeceği duruşa bağlı" ifadelerini kullandı.
IŞİD’e karşı verilen uluslararası mücadelede Türkiye'nin aktif rolüne de işaret eden Bilgiç, "Türkiye’nin güvenilmez bir ortak" olduğu şeklindeki iddiaların adaletsiz olduğu gibi, Türkiye'de IŞİD’in muhtelif saldırılarında hayatını kaybedenlere de saygısızlık anlamına geleceğini kaydetti.
Türkiye ile Rusya'nın ilişkilerindeki normalleşmeye de değinen Bilgiç, "Gerginliğin azalması ve diyalog için sarf ettiğimiz gayretin karşılığını görmekten memnunuz. Türk dış politikası her zaman için çok boyutlu olmuştur. Bir taraf ile ilişkilerin tamiri ve geliştirilmesi, başkaları pahasına yeni bir ittifak arayışı anlamına gelmez" değerlendirmesinde bulundu.