Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el Maliki’yi kabul eden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, düzenlenen ortak basın toplantısında Suriye’deki son durum ve Rusya ile ilişkiler hakkında da önemli açıklamalarda bulundu.
Çavuşoğlu, NTV yayınında dile getirdiği ‘Bundan sonraki süreçte Türkiye uçaklarıyla da aktif şekilde operasyonlara katılacak’ sözleriyle ilgili olarak kendisine yöneltilen “Rus uçaklarının da Türkiye ile ortaklaşa bir operasyona girişmesi veya Suriye’de Türkiye’nin etkisiyle bir operasyonda yer alması mümkün mü?” sorusuna ‘Türkiye’nin koalisyona aktif katkı sağladığı gibi IŞİD ile mücadeleye de aktif şekilde katıldığı’ yanıtını verdi.
“Fakat Rus uçağının düşürülmesi hadisesinden sonra Suriye içerisinde herhangi bir buna benzer olayın yaşanması ve gerginliğin olmaması için Türk uçakları, jetleri uçmamıştı” diyen Çavuşoğlu, şöyle devam etti: “Şimdi Rusya ile ilişkileri tekrar normalleştirdik. Türkiye, buradaki DAEŞ’e karşı operasyonlara aktif şekilde katılmak istiyor. Bunun da düzenlenmesi gerekiyor.”
Türk F-16’larının sınır ihlali yaptığı iddiasıyla Su-24 tipi bir Rus savaş uçağını düşürdüğü 24 Kasım 2015 tarihine kadar sadece 11 kez IŞİD hedeflerine düzenlenen hava harekâtlarına destek veren Türkiye, bu tarihten sonra sadece sınır hattındaki IŞİD hedeflerine karşı Fırtına obüsleri ve çok namlulu roketatarları kullanmıştı.
Rusya ile oluşturulan üçlü mekanizmanın amaçlarından birinin de bu tür konuların düzenlenmesi ve koordinasyonun sağlanması olduğunu anlatan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
“Her zaman Rusya’yı DAEŞ’e karşı operasyon için iş birliğine davet ettik. Yani sizler de gelin koordinasyon sağlansın ama Türkiye bir koalisyonun içerisinde ve Türkiye’den kalkan uçaklarla birlikte burada operasyonlara katılmıştır. Burada koordinasyon olması veya Rus uçaklarının da DAEŞ’e karşı operasyonlara katılması demek, Rus uçakları ile Türk uçaklarının birlikte operasyon yapacağı anlamına gelmez. Burada bizim, İncirlik Üssü’nde bu koalisyona katılan ülkelerle iş birliğimiz var. Ama DAEŞ hepimizin ortak düşmanı olduğuna göre Rusya’nın da DAEŞ yönelik operasyonlara aktif bir şekilde girmesi veya hedef alması bizce isabetli olur. Özellikle kuzeybatı Suriye bölgesindeki daha önceki saldırıların maalesef insani dramlara ve ölümlere yol açtığını hatırlayacak olursak DAEŞ’e odaklanmanın her bakımdan faydası var. Bu terör örgütünün bir an evvel bu topraklardan, Suriye ve Irak topraklarından da temizlenmesi lazım.”
İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in bugünkü Türkiye ziyareti konusunda ise Çavuşoğlu, ‘kardeşim’ olarak nitelediği Zarif’in daha önce de bu ziyareti gerçekleştirmek istediğini ancak darbe girişiminden sonra bu ziyaretin gerçekleşemediğini dile getirdi.
Çavuşoğlu, “Esasen Suriye’deki çözüm için herkesle görüşmekte fayda var. İkili ilişkilerin yanında Suriye de mutlaka gündeme gelecektir. Her zaman İran’dan mezhepçi yaklaşımı bir kenara bırakarak daha olumlu, pozitif ve yapıcı yaklaşmasını, özellikle çatışmaların durdurulması, insani yardımlar ve siyasi çözüm konusunda da İran’ın pozitif olursa rolünün önemli olduğunu söyledik. Suriye’de kalıcı barış için herkes üzerine düşeni yapmalıdır” diye konuştu.
Darbe girişiminden sonraki süreçte yurt dışına kaçan ya da görev yerlerinden çağırıldıkları halde Türkiye’ye dönmeyen kişilerle ilgili de bilgi veren Çavuşoğlu, “Genelkurmay’ın da geri çağırdığı askeri ataşeler var. Onların da hangilerinin dönüp dönmediğini şu an tam olarak bilmiyoruz. Genelkurmay’dan da bilgi alacağız. Tam süre dolmadığı için herkes son limitini bekliyor. Değişik zamanlarda bu işlemi Genelkurmay gerçekleştirdi. Onlardan ve bizim arkadaşlardan listeyi aldıktan sonra paylaşacağız” ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, İsrail’le Türkiye arasında imzalanan anlaşmaya da değindi. Türkiye’nin, İsrail ile sorun yaşamadan önce İsrail-Filistin meselesinin çözümü için çaba sarf ettiğini belirten Çavuşoğlu, “Şimdi İsrail ile de ilişkileri normalleştirme sürecine girdik. Yaptığımız anlaşma, TBMM tarafından onaylanınca karşılıklı büyükelçilerimizi de atamış olacağız. Bundan sonraki süreçte Filistin davasına ve Ortadoğu barış sürecine katkı sağlayacağız” diye konuştu.
Çavuşoğlu, Türkiye’nin Filistin’e yönelik insani ve kalkınma yardımlarına işaret ederek, “Filistinli kardeşlerimizi hiçbir zaman yalnız bırakmadık. Kalkınma ve insani yardımları hep sürdürdük. En son Kahire donörler toplantısında 200 milyon dolar taahhüt etmiştik. Öyle görünüyor ki 2017 sonuna kadar bu rakamı aşacağız” ifadelerini kullandı.
İsrail ile ilişkilerin normalleşme sürecinde, Filistin ve Gazze’ye yardımların artarak devam edeceğini bildiren Çavuşoğlu, yapılan anlaşma şartları arasında Gazze’ye uygulanan ambargonun kaldırılması ve yapılacak insani yardımların önünün açılması olduğunu hatırlattı.