Oda TV'nin aktardığı habere göre, Fethullah Gülen, isim vermeden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirerek, "Bir muhalif rüzgar eser savurur harman gibi filolar da batar, o binalar da başınıza yıkılır, Allah adili mutlaktır, zulmü imhal eder fakat katiyen ihmal etmez" dedi.
Gülen, "Geçmişte Demirel, Özal ve Ecevit gibi siyasetçilerden hiçbiri bugünkülerin işledikleri denaetlere tevessül etmediler; hele hiç kimsenin malını mülkünü gasp etme, hatta küçük bir çardağına el koyma dalaletinde bulunmadılar" sözleriyle, FETÖ okullarının kapatılmasını eleştirdi ve şöyle devam etti:
"Dünyanın dört bir yanına açılan Hizmet erleri vazifelerini eda etmek adına her türlü fedakârlığa katlandılar. Gittikleri yerlerde belki dövüldüler, tartaklandılar, tanınmadılar; 'Niye geldiniz buraya, erdiniz nedir, msimilasyon peşinde mi koşuyorsunuz, misyonerler gibi bizi asimile etmek mi istiyorsunuz' gibi kuşkularla, şüphelerle karşılandılar. Fakat o ülkelerin vatandaşları uzun süre nabız tuttular, kalb dinlediler, ritmi hep aynı buldular, aritmiye rastlamadılar; 'Yahu bu adamların kalbi doğru atıyor. Nabızlarında bir istikamet var. Bakışlarında bir inandırıcılık var' dediler ve bir kanaate vardılar. Değişik yabancı misyon şefleri kafaları o kadar karıştırmış olmalarına ve günümüzde zirve yapmış karıştırma fasıllarına rağmen de o kanaatlerini değiştirmediler. Sanki bütün dünya, rical-i devletiyle, entelektüeliyle ve halkıyla ahmak da sadece ülkemizdeki bazı ifsatçıların akılları her şeye eriyor.
İfsat ehli şimdi de başka bir yalanla o ülkelere gidiyorlar. Her gittikleri yerde 'Dünyadaki bütün okulları kapattık, siz neden hala açık tutuyorsunuz' diyor, yalan söylüyorlar. Yeminle söylüyorum, sadece bir yerde bir okulun yeri değişti. O da 'Aman, çok üzerimize gelmeyin, onlarla da aramızı açmayın; bu okul başka bir yerde de olabilir' denmesi sonucu öyle oldu. Çoğu yerde o okullar zaten yerlileşti. Utanmadan yalan söylüyorlar."
Fethullah Gülen, kendisine yöneltilen, 'FETÖ operasyonlarında el konulan okullar'a ilişkin sorulara "Atatürk ve İnönü dönemleriyle günümüzü kıyasladığınızda bir kısım insanların idam edildiği zamanlarda dahi milletin malına mülküne el konmamıştı" diyerek şunları söyledi:
"Merhum Bülent Ecevit, Papa ile görüşmek üzere Vatikan'a gittiğimiz zaman oradaki elçiye telefon etmiş, 'Bunlar benim aziz misafirlerim, orada bunlara refakat et, görüşmelerinin sağlanması için elinden geleni yap' demişti. Bir başkası da dünyadaki elçilere haber gönderiyor: 'Bunlar teröristtir, haindir, alçaktır, denîdir, vatan hainidir, eşleri cariyedir, malları da ganimettir. Dolayısıyla bulunduğunuz her yerde bunu anlatmak devlet farzı, vecibesidir' O öyle diyordu, bunlar da böyle diyorlar. Bunları siz mantık terazisiyle tartın dünyada; onu bir yere bunları da bir yere koyun. Siz koymasanız dahi ahirette, mizan-ı Hak'ta onlar terazinin bir yerine konacak, bu alçaklığı yapanlar da terazinin başka bir kefesine konacaklardır.
"
FETÖ ÜYELERİNİ 'İSRAİLOĞULLARI'NA BENZETTİ
"Her darbede, 27 Mayıs'ta da, 12 Mart'ta da, 12 Eylül'de de, 28 Şubat'ta da asker baskıları gördüm. Kaçtığım da oldu, hapse de girdim. Fakat darbeyle başa gelmiş insanlar bile şimdikilerin yaptığı şenaat ve denaetleri işlemiyorlardı" diyen Gülen, devlet tarafından el konulan ve kapatılan şirket, okul ve derneklerine ilişkin, üyelerini İsrailoğullarına benzeterek, İsrailoğullarını kovan Mısır firavunlarının da onların mallerın el koyduklarını söyledi.