Kara Pilot Yarbay Bahattin Akgül, bu sözler üzerine durumdan şüphelendiğini ve helikopterini bozduğunu, havalanmayınca operasyonun gecikmesini, ekibin eksik kalmasını sağladığını söyledi. Darbe girişimi gecesi, "terör örgütü elebaşılarından birine yönelik operasyon" için hazırlık talimatı alan, Marmaris'e gidileceğini anlayınca helikopterini bozarak havalanmasını engelleyen Kara Pilot Yarbay Bahattin Akgül, o gece yaşananları anlattı. Akgül, Gaziemir'deki Kara Havacılık Okulunda sabah başladığı mesaide günlük uçuşların ardından bağlı bulundukları alayın komutanı Kara Pilot Albay Murat Dağlı'nın 22.00'de yeni bir görev için hazır olmaları talimatını verdiğini belirtti. Akgül, görevin gizli olması nedeniyle bir bilgi edinemediklerini ve tatbikat ya da göreve yeni başlayan alay komutanının testine tabi olacakları düşüncesiyle birlikte beklediklerini söyledi. Talimatın 21.45'te gelmesinin ardından helikopterin başına geçtiğini ifade eden Akgül, helikopterde kontrolleri yaparken Albay Murat Dağlı'ya görevin içeriğini yeniden sorduğunu fakat bir cevap alamadığını, bunun üzerine yazılı emirle de kendilerine verilen şekilde 3 helikopter lider Albay Dağlı'yı takip ederek, belli bir frekans üzerinden haberleşme ve kapalı radarla Çiğli 2. Ana Jet Üssü'ne indiklerini aktardı.
Akgül, Çiğli'de Alay Komutanı Dağlı ile eski alay komutanı Albay Zeki Göçmen'in, İstanbul'dan gelecek bir ekibin kendilerine katılacağını, yapılacak görev hakkında ayrıntılar aktaracağını bildirerek, bazı bilgiler verdiğini söyledi. Akgül, şöyle dedi: "İstanbul'dan gelen helikopterin içerisindeki kişilerin durumdan haberdar olduğunu söyleyen alay komutanının 'Bugün tarihe tanıklık ediyorsunuz' sözleri, önemli bir operasyona katılacağımızı ortaya koydu. Aramızda terörist ele başlarından birinin 'paketleneceği' konuşuldu. Bu sözleri anlamaya çalışırken alandaki subaylardan biri, 'Yarın ya kahraman olacağız, ya da vatan haini' dedi. Bildiğimizden farklı şeylerin döndüğünü fark ettim. Bir süre sonra boğazda köprüde askerlerin olduğu, Ankara'da F16 ve Skorsky uçtuğunu öğrendik. Bunun bir kalkışma olabileceğini anladım."
Akgül, Bu sırada kendilerinden Ege Ordu'ya uçmalarının istendiğini, baş başa kaldıkları yardımcı pilotu Yüzbaşı Hacı İbrahim Çalışkan'ın da gelişmeler karşısında şaşkınlık yaşadığını dile getirdi. Akgül, kaynayan bir kazanın içerisine düştüklerinin farkına vardıklarını belirterek, şöyle devam etti: "İlk anda kimseden emin olamıyor insan, yani olay öyle bir sinsice hazırlanmış ki, bir şeyden haberimiz yok. İkinci pilotun sözleri ve yüz ifadesinden onlardan olmadığını anladım ve 'Bu görevi yapmayacağız, sağ motoru yakacağız, limit dışı çalıştırarak bu görevi yapmayacağız' dedim. 'Komutanım ne emredersiniz arkanızdayım' karşılığı vermesi üzerine cesaret aldım. Helikopterin motorunu limit dışına çıkardık, maksat helikopteri teknik olarak gidemez imajını oluşturarak ve göreve gitmemekti. Bunu 2-3 kere yaptık, gaz verdik. Teknisyen, egzozdan duman ve alev attığını söyledi, sağ motoru stop ettim. Bunun üzerine Ege Ordu'ya başka bir helikopter gitti, o da boş döndü. Ardından alana silahlı timler geldi."
Akgül, Marmaris'e uçmak için yanına gelen silahlı time helikopterlerin bozuk olduğundan uçamayacağını anlattığını, bunun üzerine diğer helikopterlere binen timlerin de indiğini ve helikopter sayısının azalması nedeniyle yük planlaması yapamaya başladıklarını, bu sayede uzun süre pistte kaldıklarını, havalanamadıklarını aktardı. Bu sırada bir helikopterin daha stop ettiğini söyleyen Akgül, helikopterin teknisyeninin yanına gelerek, "2. pilotunun uçmak istemediğini için motoru stop ettirdiğini, alay komutanının o pilotun yerine sizin geçmenizi emrediyor" dediğini belirterek, bunun üzerine "Ben de uçmuyorum" yanıtını vererek teknisyeni gönderdiğini söyledi. Kendi helikopterlerini devre dışı bırakmanın yanında başka bir helikopterin daha havalanmasına engellemeye çalıştığını ifade eden Akgül, şunları belirtti: "Yani kapağı açmadan, kimsenin gözüne batmadan bir sigortayı kırabilir miyim diye denedim, ama 1'inci pilot ve alay komutanı helikoptere çok yakındı bu yüzden başaramadım. Bir iki sigortayı kırabilseydim belki bir helikopter daha kullanılmaz duruma getirebilirdik. Tabii onların planların bilmiyoruz ama kötü bir şeyler planladıklarını anladık. Daha sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın o bölgede olduğunu öğrendik, biz elimizden geleni yapmaya çalıştık, hareketlerini kısıtladık ve geciktirdik. Hainler erken gidebilselerdi Allah muhafaza belki çok daha kötü şeyler olabilirdi, çok şükür öyle bir şey olmadı.Bu gelişmelerin ardından hemen helikoptere bindik ve süratle alayımıza geri döndük. İner inmez, Başbakanlıktan güvenilir bir temas noktasını telefonla arayıp havalanan ekibin telsiz frekanslarını, Marmaris ile Dalaman'a gideceklerini, kaç helikopter ve içerisindekiler hakkında bilgi verdik. Ayrıca, Bodrum Imsık Meydanı'nda görev yapan devre arkadaşı Yarbay Fethi Şahbaz'ı arayarak, gelen helikopterlere asla yakıt ikmali yapmamalarını, tankerlerin tekerleklerini patlatmasını, bataryaların kablolarını sökmesi uyarısında bulundum. Yine olaylardan haberdar olmayan, emirle hareket eden arkadaşlarımı arayarak onlardan bir şekilde ayrılmalarını istedim. Skorsky hariç diğerlerine ulaşabildim, arkadaşlarım aracalığıyla diğer pilotlara uçmaya devam etmeleri halinde F16'lar tarafından düşürüleceklerini söylettim."
'BU HAİNLERLE ÇALIŞMIŞ OLMAM ÜZÜCÜ'
Yürütülen soruşturmalar kapsamında ekibiyle gözaltına alındığını, önce tutuklandığını ardından durumun ortaya çıkmasıyla serbest bırakıldığını hatırlatan Akgül, "Bu insanlarla ilk başta aynı kefeye konulmak tarifi imkansız üzücü bir durum, çok şükür olaylar yavaş yavaş açığa çıkıyor. Devletimiz büyük bir devlettir, bu konuda yapılması gereken şeyleri en iyi şekilde yapacağına inanıyorum. Ben ve uçuş ekibim olay anlaşıldıktan sonra, diğer uçuş ekibi de serbest bırakıldı. Hainlerin ceza almasını istiyoruz, onlar bu işin cezasını çekmeliler devletimize bu konuda güveniyoruz, millete bu devlete silah doğrultmanın cezasını çekmeliler bu konuda içimizde hiç bir şüphe yok." değerlendirmesinde bulundu.Akgül, 1987 yılında askeri liseye girdiğini, o tarihten itibaren askerlik mesleğini onurla yürüttüğünü, vatan hainleriyle görev yapmış olmaktan büyük üzüntü duyduğunu vurguladı. Tutuklu oldukları dönem içerisinde TSK ihraç edilen personel listesinde kendilerinin de bulunduğunu, olayların aydınlanmasından sonra serbest kaldıklarını fakat ihraç nedeniyle büyük bir üzüntü yaşadıklarını aktaran Akgül, devletin bu konuda gerekli çalışmaları yapacağına inandıklarını sözlerine ekledi.