Darbeci Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş ile Astsubay Zekeriya Kuzu'nun ifadelerinde, 37 kişilik saldırı timinin Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı'ndan Marmaris'e planlanandan daha geç bir saatte havalandığı ortaya çıkmıştı.
‘GÖREV HAKKINDA BİLGİ VERİLMEDİ'
Arama kurtarma tatbikatı olacağını düşündüğünü belirten Akgün, Dağlı'nın Alay Komutan Yardımcısı Murat Bağ'a görevle ilgili "Arayacaklar, sonra söyleyeceğim" diyerek konuyu kapattığını söyledi: "Bildiğimiz kadarıyla VIP uçuşumuz yoktu. Bilinmeyen bir VIP uçuşu mu var, öğrenmeye çalıştık. Görevin açıklanmaması, bu sorgulamaya bizi itti."
‘RADAR TAKİP CİHAZINI KAPAMAMIZ İSTENDİ'
Darbe girişimi gecesi saat 21.45 sıralarında Dağlı'nın emriyle helikopter başında bulunduklarını belirten Akgün, komutanın radar takibini sağlayan cihazın kapatılması emrini verdiğini şöyle anlattı: "Bana ‘uçuş lideri benim, beni takip edeceksiniz, kimseyle temas kurmayacaksınız transponder (radar takibini sağlayan cihaz) DT 500 cihazlarını kapatacaksınız. Sadece 132.00 VHF kanalından benimle irtibat kuracaksınız' emrini verdi. Ben de 'emredersiniz komutanım' dedim. Takım liderinin ilgili yerlerle irtibat kurması sebebiyle bu durum normal geldi."
Bu durumun olağandışı olduğunu anlatan Akgün, nereye gidileceğini de bilmediğini, kendisine de farklı kuyruk numaralı, askeri koltuğa sahip bir helikopterin tahsis edildiğini söyledi.
Ardından 22.10 sıralarında Çiğli'ye inen Akgün, "Bütün helikopterler motoru kapattı. Murat Dağlı, yakıt ikmali emri verdi. Zeki Göçmen ile Murat Dağlı kendi aralarında görüştükleri sırada İstanbul'dan Skorsky helikopter geleceğini öğrendim. Bir süre sonra alana inen helikopterden altı-yedi kişilik grup indi. Askeri araç bu kişileri alıp uzaklaştı" diye konuştu.
‘CEMİL BAYIK'I ALACAĞIMIZI DÜŞÜNDÜM'
Bekleme sırasında PKK yöneticilerinden ‘Cemil Bayık'ın paketlendiği' laflarını duyduğunu, muhtemelen de onu almaya gittiklerini düşündüğünü ifade eden Kurmay Yarbay Bahattin Akgün, "Etrafımdaki insanlar bir süre bu konu hakkında konuştu. Daha sonra Zeki Göçmen, Murat Dağlı, Davut Uçum, Ali Aktürk kendi aralarında konuşuyordu. Paket kelimesini duydum. Ne paketi diye sorduğum zaman bana cevap vermediler" dedi.
Akgün, saat 23.00 sıralarında Boğaz Köprüsü'nün askerler tarafından kapatıldığını öğrendiğini, ardından ailesi ve yakınlarının kendisini araması sonucu darbe girişimini öğrendiğini söyledi.
‘BURADA ACAYİP ŞEYLER OLUYOR, BU İŞE GİTMEYECEĞİZ'
Akgün, helikopter motorunu arıza durumuna getirdiğini de şöyle anlattı: "İkinci pilotumla helikopterin başına gittiğim sırada, ikinci pilotum İbrahim'e ‘Burada acayip şeyler oluyor. Bu işe gitmeyeceğiz. Sağ motora sıcak basacağız ve gitmeyeceğiz' dedim. Kendisi de ‘Komutanım ne emrederseniz yaparım arkanızdayım' yanıtını verdi. Bu tepki cesaret verdi. Helikoptere geçtik. Heyecandan saatin kaç olduğunu hatırlamıyorum. Teknisyen Yasin Sağkol'a planımla ilgili bilgi vermedim. İkinci pilotum da kontrolleri yaptıktan sonra ardından sol motoru çalıştırdım. Kısa süre sonra sağ motoru çalıştırdım."
'50 KİŞİLİK BİR GRUP ÜSSE GELDİ'
Alanda bekledikleri sırada üzerlerinde grimsi üniforma ve ellerinde M16 tüfek bulunan yaklaşık 50 kişilik grubun geldiğini, başlarında da tuğgeneral bulunduğunu ve onlara brifing verdiğini anlatan Yarbay Bahattin Akgün, şöyle devam etti: "Tuğgeneralin, ‘Genelkurmay Başkanının emriyle geldim' sözlerini duydum. Bu brifinge ekibim hariç tüm pilotlar ve ikinci pilotlar katıldı. Bu kişilerin ellerinde silah ve mühimmat kutuları vardı. Hatta benim helikoptere de binmeye geldiler, ancak bizim helikopterin göreve gitmeyeceğini söyledim. İnmelerini sağladım. Motor çalıştıran helikopterler, pistin üzerinde sıralandı. Yarım saat beklediler. Daha sonra da, Skorsky'nin yakıtının yetmeyeceği söylendi. Bu nedenle başka bir helikoptere aktarım yapıldı" dedi.
Nizamiye tarafından silah sesleri geldiğini belirten Akgün, teknisyen ve ikinci pilotlara "Ben uçmuyorum kardeşim" dedikten sonra Dağlı'nın kendisine Bana, ‘Kasıtlı olarak motor arızası verdirdin, helikopter Marmaris ya da Dalaman'a gidiyor, ben ayrılmak istedim ancak silah sesleri vardı. Sivil olarak kaçamayacaktım. Yaya olarak kaçmam imkansız, oradan hemen uzaklaşın' dediğini aktardı.
‘HELİKOPTERLERİN BATARYALARINI SÖKÜN, KABLOLARINI KESİN'
Darbe girişiminin gerçekleştiğinden anca birliklerine geri döndükleri vakit emin olduklarını söyleyen Akgün, saldırı timini taşıyan diğer helikopterleri Bodrum'da nasıl durdurduğunu da şöyle anlattı: "Saat 03.00 sıralarında gerekli birimlere timdeki kişi ve silah sayısı hakkında bilgi verdim. Timin Marmaris'e gidiş sebebinin Cumhurbaşkanı olabileceğini söyledim. Saat 04.00 sıralarında cep telefonumdan Bodrum Imsık Meydanı olarak bilinen askeri havaalanının meydan komutanı devrem Yarbay Fethi Şahbaz aradı. Birliğimize bağlı iki helikopterin kendilerine doğru geldiğini, yakıt ikmali istediklerini, ne yapması gerektiğini sordu. Ben de ‘Kesinlikte yakıt vermeyin, helikopterlerin bataryalarını sökün, hatta kablolarını kesin. Tanker içerisine gerekirse kum dökün. Sizin yanınıza yakıt içini gelen helikopterde silahlı adamlar var. Jandarmadan yardım iste. Sizin gücünüz yetmeyebilir. Kalkmalarına kesinlikle izin vermeyin, Hava Kuvvetleri havada ve görürlerse vurulacaklar' deyin onları ikna etmeye çalışın dedim. Sadece bu insanların içerisinde bu olaylara isteyerek karışmadığını bildiğim Yarbay Yücel Ekizoğlu ile Haydar Murat Özden isimli kişileri ayırmalarını diğer şahıslardan uzaklaştırmasını istedim. Bir süre sonra devrem Fethi beni tekrar aradı. Ve dediklerimi yaptıklarını söyledi. Bataryaları sökmeye teknisyenler ve Haydar yardım etti."