Peki AB ülkeleri, özellikle mültecilere karşı rahatsızlığın arttığı bir ortamda daha fazla mülteciyi almaya hazır mı? Brüksel’in mülteci sorununun çözümü için geliştirebileceği Türkiye’siz alternatifi ne olabilir?
Konuyla ilgili Sputnik Radyosu’na konuşan TÜRKSAM dış politika uzmanı A. Gencehan Babiş şunları söyledi.
Şimdi halihazırda Suriye’de yaşanan iç savaş ortamında yaratılan istikrarsızlık nedeniyle son birkaç yıl içerisinde özelikle son altı aya kadar Türkiye üzerinden Avrupa’ya mülteci geçişleri artarak devam ediyordu. Ne var ki, Türkiye’nin bulunduğu konum, Suriye’de yaşanan iç savaş yükünün omuzlandığı noktadır aslında. Avrupa Birliği de bu mültecilerini mümkün olabildiğince kendi omuzlarından atmak istiyor. Türkiye’de bulunan mülteciler şu anda bir şekilde AB’ye alınmayarak Türkiye’yi bir mülteci deposu haline getirilmek isteniyor.
Yalnız şöyle bir durum var. Türkiye’den AB ülkelerine geçen mültecilerde mülteci anlaşması sonrası bir azalma olduğu istatistiklerde ve uzmanlar tarafından belirtiliyordu. Ne var ki bu azalma mülteci sorununu çözmedi. Mülteciler özellikle Türkiye’de sadece Güney’de Suriye’ye sınır bölgesinde değil Batı’da Türkiye’nin birçok ilinde de var ve bu artık AB’de nasıl sosyal, ekonomik vs. birçok soruna neden oluyorsa Türkiye’de de aynı şekilde bu tür sorunlara neden oluyor.
Bunun Türkiye ve AB ilişkilerine nasıl yansıyacağına bakarsak, zaten AB mültecilere karşı ve Türkiye’nin AB ile ilişkileri son yıllarda çok da büyük gelişmeler arz etmiyordu. Halihazırdaki durumda Türkiye’de milyonlarca Suriyelinin ve mültecinin bulunduğunu varsayarsak bu ilişki ağı, mülteciler sebebiyle de olumlu şekilde etkilenmedi. Yani Türkiye’de bu kadar çok mülteci varken Avrupa Birliği Türkiye’ye çok rahat bir giriş imkanını sağlayacağını düşünmüyorum ve bunun aynı zamanda ilişkilerin dolaylı olarak olumsuz etkilendiğinin de bir boyutu olduğunu düşünüyorum.
Avrupa Birliği, mülteci probleminin çözümü için sunduğu her denklemde Türkiye’nin baş rol oynaması gerekiyor. Diğer türlü denklem zaten herhangi bir şekilde işe yaramaz, bir sonuç vermez. Brüksel’in aslında duruma bakışı şu: mülteci anlaşması eğer bir şekilde uygulanamaz bir duruma gelirse ki, özellikle Batı Avrupa ülkeleri mültecilerden uzak duruyorlar ve dolayısıyla coğrafi denklemi de o şekilde kurmak istiyorlar. Yani hem siyaseten, hem coğrafi olarak kendilerini bu mültecilerden uzak tutmak istiyorlar. Dolayısıyla Avrupa Birliği’nin ‘B’ planı Yunanistan’ı öngörüyor. Yunanistan’ın öne çıkması tabi ki AB içerisinde çok fazla tartışmaya tekrar neden olabilir, çünkü Yunanistan’ın ekonomisi malum. Bu yüzden mülteci sorunu konusunda Avrupa Birliği’nin Türkiye’siz bir denklemi oluşturması mümkün gözükmemekte.