Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün bir toplantıda yaptığı konuşmada, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın (TİB) kapatılacağını söyledi.
Bilişim alanında uzman olan CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, Erdoğan'ın bugün "Bütün pisliklerin olduğu yerlerden biri de orası" ifadelerini kullandığı TİB'in kapatılması kararını Sputnik'e değerlendirdi.
‘TİB KARARLARIN HUKUKA UYGUNLUĞUNU DENETLEMEDİ'
Aksünger, TİB'in kuruluşu ve faaliyet sürecindeki sorunlar hakkında şunları söyledi:
"Dinlemelerin hepsi TİB'in üzerinden gidecekti. Mahkemeler TİB'e kararları göndereceklerdi, TİB de hakim kararıyla olan dinlemelerin, teftiş ve denetimlerini yapıp, hukuka uygun şekilde yürümesini sağlayacaktı. Ama zaten öyle olmadı. Sahte isimler altında kararların geldiğini de gördük. Orada hukuk kendi başına zaten tarumar edilmiş vaziyetteydi. TİB de bunların hukuka uygunluğunu inceleyip işlem yapması gerekirken, bunlar yapılmıyordu.
‘YETKİ SADECE JANDARMA İSTİHBARATIN ELİNDEN ALINDI'
Jandarma istihbaratın dışında Emniyet istihbarat ve MİT kendi imkanlarıyla devam ediyordu. Sadece Jandarma istihbaratınki elinden alınmıştı o dönemlerde. Emniyet istihbarat teşkilatıyla ilgili çok uyarılar yaptık. Burası cemaate teslim edilmişti zaten. İktidar MİT'te daha pragmatist bir davranışla, MİT'i kendine daha sıkı bir şekilde bağladığını düşünüp arka bahçesi gibi kullanıyordu. Aslında öyle değildi, devlet tarumar edilmişti. Bütün kademelerde sorunlar vardı. Sorun TİB'in kendi şeklinden değildi, yürüyüş şeklinden kaynaklanıyordu.
‘TİB DENETLENSEYDİ BİR HAFTADA HER ŞEY ORTAYA ÇIKARDI'
Normalde böyle bir şey yürüyebilir ama bağımsız bir denetleme yapılması gerekiyordu. TİB'in denetlenmesi gibi bir şey yoktu ortada zaten. Cemaat yapılaşması sadece TİB'de değildi. Hukukta da bu cemaat ve tarikat yapılanmaları, kararlar alıp bunları TİB'e gönderiyordu. TİB, hukuka uygun olmayan işlemler yapıyordu. Şimdi TİB'in yakılması yıkılması bence işin biraz da aslında komedi kısmı. Trajikomik bir durum. TİB düzgün bir şekilde denetim mekanizmalarına tabi olsaydı, bir hafta-10 gün içerisinde TİB'de olan biten her şey ortaya çıkardı. Kayıtlarının olması lazım zaten, kriptolu ve dijital imzalarla yapılıyor zaten her şey. Yapı denetlenemez bir halde olduğu için problem çıktı. Şimdi TİB'i kapatmak demek, eskiye dönüş mü demek, bir düşünmek, ne getirecek ne götürecek, tartışmak lazım. Önemli olan denetim mekanizmalarının doğru uygulanmasıydı. Kurumsal yapısının doğru ortaya konmasıydı. Ama bunu hiç kimse kaale almadı o dönemlerde."
TİB'İN KAPATTIĞI SİTELER NE OLACAK?
TİB aynı zamanda, ‘gecikmesinde sakınca bulunan hallerde' doğrudan sansür yetkisine sahip ve bu yolla pek çok haber sitesi kapatıldı. Uluslararası bir haber ajansı olan Sputnik de, Başbakanlık'ın talebi üzerine TİB tarafından gerekçe gösterilmeden sansürlendi. Ardından gerekçesiz sansür kararı mahkeme tarafından onaylandı.
Sputnik'in avukatlarından Gökhan Ahi'ye göre, TİB'in kapatılması, mahkemeye sunulmuş ve onanmış kararları ortadan kaldırmaz. Ancak sansürlenen kuruluşlar için itiraz hakkı doğabilir.
TİB'in kapatılmasının sansür kararlarını etkileyip etkilemeyeceğine ilişkin bilgi veren avukat Gökhan Ahi, "Mahkemenin kapatmış olmadığı, doğrudan TİB tarafından idari tedbir uygulanan sitelerle ilgili kararların düşmesi lazım. İdari tedbirleri veren kurum ortadan kalkarsa, idari tedbirler de kendiliğinden kalkmış olur. Sputnik örneğine baktığımızda, Sputnik'te TİB'in yaptığı bir şey yok. TİB idari tedbir uygulamış, mahkeme kararını vermiş, kararını kesinleştirmiş. Artık orada TİB değil, mahkemenin kararı sorgulanmak durumunda. TİB'in istemiyle kapatılan yerler için ise mahkemenin bir kez daha konuyu incelemesini istemek gerekebilir."