Başbakan yardımcıları, İçişleri, Dışişleri ve Adalet Bakanları Yüksek Askeri Şura üyesi olacak.
Bu uygulamaların amacı nedir? Bunlar Türk siyasi hayatını nasıl etkileyecek?
Konuyla ilgili Sputnik Radyosu’na konuşan Bilkent Üniversitesi’nden askeri uzman Güneydoğu Gazisi Koray Gürbüz şunları söyledi.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin okullarının kapatılması, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Savunma Bakanı’na bağlanması v.s. gibi uygulamaların amacı, Silahlı Kuvvetlerin sivilleştirilmesi, sivil bir erke bağlı olması. Silahlı Kuvvetlerin şu anda bir kanun çıkarma yetkisi yok. Silahlı Kuvvetler bu ülkenin sadece bir unsuru. 21. yüzyılda Silahlı Kuvvetlerin çok fazla etkin olması iyi bir şey değil zaten. Silahlı Kuvvetler, sadece Yasama’nın çıkardığı yasaları uygulamakla görevli olup ‘şu kanunu çıkar’ ya da ‘şu kanunu çıkarma’ diyemez, ilgili kanunlarla ilgili yalnız görüşlerini bildirir. Eğer biz, bir üçüncü dünya ülkesi olsaydık durum başka olurud. Silahlı Kuvvetler örneğin Afrika’nın çeşitli ülkelerinde çok etkilidir. Çünkü Silahlı Kuvvetler orada devleti aynı zamanda dağılmaktan, yok olmaktan koruyor. Orada savaşlar çok fazla olduğu için çok etkililer. Ama Türkiye’de şu anda öyle bir şey yok. Biz savaş halinde değiliz.
Silahlı Kuvvetlerin siyasette etkin olması demek, demokrasinin olmaması demektir. Eğer demokrasiyi istiyorsak bizim bu ülkede halkın isteklerine ve çoğulcu katılımına önem vermemiz gerekiyor. Şu anda Türkiye’de bir savaş ortamı yok. Ülkenin bekasıyla ilgili bir sıkıntısı yok. Eğer ülkenin bekasıyla ilgili bir sıkıntısı olsaydı Silahlı Kuvvetler etkin olurdu. Biz 1915’teki gibi ülkenin geleceği ve bekası ile ilgili bir sorun yaşamıyoruz. Türk Silahlı Kuvvetleri bu ülkeyi kurmuştur ama ülke kurulduktan sonra da Mustafa Kemal Atatürk kendisi bile askerlikten istifa etmiş ve ülkeyi sivil olarak yönetmiştir. O yüzden şu anda Silahlı Kuvvetler, sivil erke, yani Milli Savunma Bakanlığı üzerinden Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bağlı olması lazım. Doğrusu da bu.