Gözaltındaki askerlerden iki astsubay İlyas Yaşar ile Gökhan Güçlü dün sevkedildikleri adliyede tutuklandı. Bugün de astsubaylar Zekeriya Kuzu, Erkan Çıkat ve Abdülhamit Gül Erdem sevkedildikleri adliyede tutuklandı.
İFADEDEN AYRINTILAR
Geçen pazartesi gününden beri emniyetteki sorgusu süren Zekeriya Kuzu, ifadesinde tüm suçlamaları kabul etti. Marmaris'te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik saldırının ayrıntılarını anlatan Zekeriya Kuzu, "Tümgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, darbe girişiminden yaklaşık bir hafta önce bize, 'Size Güneydoğu'da görevlendirme var' dedi. Cuma günü de saat 17.00 sıralarında üs komutanı Ramazan Elmas, Taner Binbaşı ve beni odasına çağırdı. Odada bulunan Gökhan Şahin Sönmezateş çalışma olacağını, bizlere gerek olabileceğini söyledi. Tümgeneralin isteğiyle muharebe arama kurtarma (MAK) timi için 50 kişilik malzeme hazırladık. Taner Binbaşı, 'yeterli personel gelmiyor, sizden de yararlanacağız' dedi. Bana da yukarıdan çekilmiş bir fotoğrafta kırmızı kalemle işaretlenmiş yeri gösterdi, 'Burada PKK üst sorumlusu var, onu alacağız' dedi" diye konuştu.
HELİKOPTER PİLOTLARIYLA TARTIŞMA ÇIKTI
Özel Kuvvetler Komutanlığı'na bağlı timin helikopterle Çiğli'ye geldiğini anlatan Astsubay Kuzu ifadesinin devamında şunları söyledi: "14 kişiydiler. Hepsi kamuflajlıydı. Teçhizatları yoktu. İsmini Şükrü binbaşı olarak bildiğim kişi 'malzemeler bunlar mı' diye sordu. Sonra herkes malzemesini aldı. Helikoptere binmeden pilotlarla tartışma oldu. Gökhan Paşa 'Ben Genelkurmay Başkanı adına buradayım. Cumhurbaşkanını alıp geleceksiniz' dedi."
ŞÜKRÜ BİNBAŞI'NIN KOD ADI BARBAROS
Saldırının koordinasyonu sağlayan Şükrü Binbaşı'ya 'Barbaros' kod adıyla seslenildiğini söyleyen Zekeriya Kuzu, "Şükrü Binbaşı, 'Helikopterin biri havada kalacak, ateş edilirse karşılık verecek' dedi. Helikopter yaklaşık 100 metre mesafade indi. Duvarların arkasına saklanarak otele gelindi. Sivil vatandaşlar uzaklaştırıldı. Bir anda çatışma çıktı. Bizi yönlendiren Mehmet Üsteğmen'di. Şükrü Binbaşı 'roket atıyorum' dedi. Ancak taarruz tipi el bombası attığını gördüm. En önde Şükrü Binbaşı, İsmail Yüzbaşı, Mustafa Serdar Yüzbaşı vardı. Hepsi maskeliydi. Antre gibi bir yer vardı. Oranın camını kırıp el bombası attılar. Yanımızdakiler bize 'Boş durmayın sağa sola ateş edin' diyorlardı. İçerdekileri süründürerek yanımıza getirdiler, hatta birinin başının yanında ateş ettiler. Şükrü Binbaşı 'Girin içeri ne kadar silah varsa alın gelin' dedi. Bir uzunlu namlulu silahla birkaç tabanca ve gece görüşlü dürbün aldık. Yerdeki polislerin para ve cüzdanlarını da aldı. Arazide, aldığımız paranın bin 500 lira civarında olduğunu gördük. Şükrü binbaşı 'Daha sonra helalleşiriz, ölenlere de dua edin' dedi. Sahilden yan otelin duvarından atladıktan sonra ormana girdik" dedi.
Kaçtıktan sonra bir süre dinlendikleri yerde İsmail Yüzbaşı'nın kendilerine "Buradaki herkes hizmet hareketinden mi" sorusunu yönelttiğini, soruya kimsenin itiraz etmediğini aktaran Zekeriya Kuzu, timdeki herkesin hizmet hareketinden olduğunu tahmin ettiğini ifade etti.
'YAKALANIRSAK BİZİ ÖLDÜRÜRLER'
Saldırıda bulunanlardan İsmail yüzbaşı ve Şükrü binbaşının yakalanmaları durumunda kendilerinin öldürüleceğini söylediğini anlatan Zekeriya Kuzu, "Her ne şekilde olursa olsun hayatta kalmalıydık. Ormanda kaldığımız zamanda, ihtiyaçlarımızı ormandaki meyvelerle karşıladık. Sürekli yüksek gerilim hatlarını takip ederek yerleşim yerlerine ulaşmaya çalışıyorduk" dedi.
CEMAAT ÜYELİĞİNİ KABUL ETTİ
Cemaatle ilgili soruları da yanıtlayan Astsubay Zekeriya Kuzu, "2007 yılında yapı ile temasım oldu. Bu kişiyle zaman zaman buluşuyorduk, personel ile ilgili benden bilgi alıyordu. Benim ya da onun evinde buluşuyorduk. Astsubaylar isteklerini ve şikayetlerini bana söylüyorlardı. Ben de bunları üs komutanına iletiyordum" dedi. FETÖ içerisinde bağlantıda olduğu kişinin kendisine verdiği bilgilerin çoğunun doğru çıktığını söyleyen Zekeriya kuzu, "Bana 'Dışarıda birbirimizi görsek bile tanımamızlıktan geleceğiz' diyordu. 'Telefon sıkıntılı, görüşmeler yüz yüze olacak' diyordu. Üs komutanı bana 'Bir personelin yerini değiştir' dediği zaman ben de bu kişiye soruyordum. Ve onun önerdiği kişiyi atıyordum. Sadece Tosun Albay direniyordu. Bana 'İşyerinde fazla sivrilme, rengini beli etme' diye tavsiyelerde bulunuyordu. Üste olan her türlü durumu o kişiye anlatıyordum" dedi.