Cinsel saldırı suçlularına, 'kimyasal hadım' olarak da adlandırılan ilaçla tedaviyi de içeren, ‘Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlarda Hükümlü Olanlara Uygulanacak Tedavi ve Diğer Yükümlülükler Hakkında Yönetmelik' Resmi Gazete'de yayımlandı.
Yönetmeliğe göre, cinsel suçlardan hüküm alanlar hakkında cezanın infazı sırasında ya da koşullu salıverildikleri takdirde denetim süresi içerisinde cinsel isteği azaltıcı tıbbı tedavi de dahil önemli yaptırımlar getirilebilecek. Yargı kararıyla getirilecek yükümlülükler arasında, "Tedavi amaçlı programlara katılmak, suçun mağdurunun oturduğu ve çalıştığı yerleşim bölgesinde ikamet etmekten yasaklanmak, mağdurun bulunduğu yerlere yaklaşmaktan yasaklanmak, çocuklarla bir arada olmayı gerektiren bir ortamda çalışmaktan yasaklanmak" da yer alıyor. Ancak bazı sivil toplum kuruluşları getirilen ‘kimyasal hadım etme' cezasına karşı olduklarını belirtiyor.
RS FM'de yayımlanan Burası Türkiye programına bağlanan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Temsilcisi Gülsüm Kav, cezanın bütünüyle insan haklarına aykırı olduğunu söyledi.
‘HADIM CEZASI DOĞRU DEĞİL'
Gülsüm Kav şunları aktardı: "Bu ceza tümüyle insan haklarına aykırı ve tıp etiğine aykırıdır. Kadınların cinsel şiddet, kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet konusunda yıllardır dile getirdikleri talepler var, bütün toplum biliyor. Bir tür cezasız bırakma ve cezalarda indirim uygulama gibi yanlışlıkların düzeltilmesi gerekiyor. Suçluların, mevcut Türk Ceza Kanunu'nda nitelikli hal dediğimiz ağırlaştırılmış maddeden yargılanmalarını istiyoruz biz. Senelerdir bu maddelerle ilgili değişiklik talebimiz var. Bunu yapmayıp insan haklarına ve tıp etiğine aykırı bir şeyi, sanki intikam alır gibi getirmelerini kabul etmiyoruz. Bize adalet lazım intikam değil."
‘BU CEZALARDA İNDİRİM OLMASIN'
Gülsüm Kav şöyle devam etti: "Yıllardır kadınların sözlerine kulak vermeyip Türkiye böylesini olağanüstü bir hal yaşarken fırsat bu fırsattır diyerek —idam için de bu söz konusu- hadım etme yasasını aradan geçirmek tam bir fırsatçılık. 21. yüzyılda dünya gerçekleriyle de bağdaşmıyor, Türkiye'ye de hiç yakışmıyor. Tüm bu yaşanılan sorunların çözümü de bu değil. Bizim savunduğumuz şey, Türk Ceza Kanunu'nda geniş indirim uygulayan takdir yetkisi veren maddelerin kaldırılması. Takım elbise ve kravat indirimi denilen iyi hal indirimi kaldırılsın. Veya çocuklara ‘rızası var mı' diye sorulmasın artık. 18 yaşın altındaki çocuğun ne rızası olabilir?"