Suruç katliamıyla ilgili adalet talebinin halen karşılanmadığının ifade edildiği açıklamada, katliamda yakınlarını yitirenlerin adalet arayışlarının sekteye uğratıldığı ifade edildi.
IŞİD katliamlarına ve devletin IŞİD bağlantılarına karşı toplumun geniş kesimleri nezdinde gelişen tepkiler sonucu Suruç İlçe Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal hakkında göstermelik bir dava açıldığını ve Yapalıal'ın katliamda yaşamını yitirenlerin yakınları olmadan gizlice dinlendiğinin hatırlatıldığı açıklamada, "Birinci elden yargı eliyle hem bu dosyanın sanığı korunurken, hem de diğer kamu görevlisi faillerin ortaya çıkması engellenmiştir" denildi.
ŞANLIURFA VALİLİĞİ: HAYATINI KAYBEDENLERİ ANMAK YASAK
Urfa Valiliği tarafından alınan kararla, katliamda yaşamını yitirenler için yapılacak anma etkinliklerinin yasaklandığının hatırlatıldığı açıklamada şöyle denildi:
"Demokrasi bayramı ilan edilen bu bir haftada her gün, birçok kentte hükümet ve devlet yetkilileri halkları sokağa çağırırken Suruç'ta anmanın yasaklaması kabul edilemez. Katliamda yitirdiğimiz Kasım Deprem ve Osman Çiçek'in mezar taşlarına el konulması, yitirdiklerimizin maneviyatına ve düşlerine büyük tahammülsüzlüğün göstergesidir. Hep söyledik yine söylüyoruz; devletin görevi canlı bombaları- katliamları engellemektir. Katliamı lanetlemek, katliamda yitirdiklerimizi anmayı yasaklamak değildir. Yargı bir an önce katliam faillerini koruyan tavrından vazgeçmeli, Amara Kültür Merkezi'nde 33'ler adına yapılan anıtın yerleştirilmesine engel olmaktan vazgeçmeli, Suruç katliamında yitirdiklerimizin mezar taşlarını iade etmelidir. Bugüne kadar katliamlarda yitirdiklerimizi 33'ler şahsında saygı ve özlem ile anıyor, faillerin yargı karşısında hesap verdiği güne kadar tüm toplumu adalet mücadelesini büyütmeye çağırıyoruz."