Darbe girişimi başladığında farklı yerlerdeki Nice anmalarını çekerken gelen telefon üzerine geceyi İstanbul sokaklarında yaşananları belgeleyerek geçiren fotoğrafçılardan Kılıç kızgın bir kalabalığın tepkisiyle karşılaşırken; Köse ise askerler ve protestocular arasındaki çatışmanın ortasında kaldı. 'Türkiye’de bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını' ifade eden fotoğrafçıların AFP için kaleme aldığı yazıdan bazı bölümler şu şekilde:
“Türkiye’de bir çizgi çekildi. Askerlerin karşısına dikilen insanlar vardı, ancak bir kez askerleri durdurduktan sonra kendilerini durdurmadılar. Kontrollerini kaybettiler. Ve şimdi ne isterlerse yapabileceklerini hissediyorlar.
'BUNLAR HALEP'TE DEĞİL İSTANBUL'DA YAŞANDI'
Bunlar İstanbul’da yaşandı, Halep’te değil. Halep’te kanun yok, yasa yok, anarşi var. Biz hala Türkiye’deyiz. Bir demokrasi savaşçısısın, orduyu durdurdun, bu iyi. Ama bir kez orduyu durdurduğunda, askerler pes ettiğinde, durmalı ve dünyaya, ‘neler yaptığımıza bakın’ demelisin. Ama onlar böyle yapmadılar.” Bülent Kılıç
'ARTIK TÜRKİYE'DE İKİ BLOK VAR'
“İnsanların köprüde askerlere saldırdığı görüntüler ülkeyi değiştirecek. Türklerin her zaman orduya bir saygısı vardı. Artık Türkiye’de iki blok var: Bir tanesi Erdoğan’a tamamen karşı, diğerleri ise ona tapıyor. Gelecekten gerçekten korkuyorum, herkes korkuyor. İnsanlar şok içinde. Asker Türkiye’de her zaman saygı görürdü, o görüntüler her şeyi değiştirdi.” Ozan Köse
#Erdogan foils bloody coup attempt and closes in on remnants of renegade military in #Turkey 📷 @Kilicbil @AFPphoto pic.twitter.com/dF7UiOuT4d
— SundayTimesPictures (@STPictures) July 16, 2016
“O akşam köprüde çekim yapıyordum, çünkü Nice saldırısında hayatını kaybedenler için ışıklandırma yapacaklardı. Çekim yaparken bir noktada trafiğin durduğunu fark ettim. Arkadaşlarımdan bir şeyler olduğuna dair telefonlar aldım ve Ozan’ı aradım, o da aynı şeyleri söyledi. Arabayı alıp 2 fotoğrafçı arkadaşımla köprüye doğru yola çıktık, çılgın gibi sürüyordum ve bir asker bizi durdurdu, ordunun yönetimi ele geçirdiğini söyledi.
'BU BİR DARBE'
Yolda birilerini gözaltına alan üniformalı insanlar vardı. Fotoğraf çektiğim için bana bağıran birinden özür diledim ve sürmeye devam ettim. Köprüye geldiğimde ne kadar çok asker olduğunu görüp Paris’teki ofisi aradım, onlara ‘Bu bir darbe, havalimanı kapanmadan daha çok fotoğrafçı yollamalısınız’ dedim.” Bülent Kılıç
AFP photographer says Turkey military has opened fire on crowds gathered at Istanbul bridge https://t.co/RY1FWel2ka pic.twitter.com/q968SYRJVk
— AFP news agency (@AFP) July 15, 2016
'BAŞBAKANLIK OFİSİ'NE GİTTİM, İLK ORAYI ELE GEÇİRECEKLERİNİ DÜŞÜNMÜŞTÜM'
“Yaşananlardan ilk haberim olduğunda Başbakanlık Ofisi’ne gittim, eğer bir darbe varsa ilk orayı ele geçireceklerini düşünmüştüm. Bir saat beklememe rağmen kimse gelmedi, sonra Taksim’e gittim. Yolda durdurduğum minibüsten iner inmez bize ateş etmeye başladılar. Bir tarafta polisler, diğer tarafta askerler vardı ve biz ortadaydık.
'1 METRE ÖTEMDE BİRİ VURULDU'
Minibüsten birlikte indiğim kişilerden biri 1 metre ötemde vuruldu. Yere düştüğünü gördüm, kurşun seslerini duydum ve koşmaya başladım. 200 metre sonra beyaz bir arabanın yanında durdum, sürücüsü vurulmuştu. Şok olmuştum, neler yaşandığını, neler olduğunu anlayamadım.” Ozan Köse
'MISIR'DA DA AYNI ŞEKİLDE BAŞLAMIŞTI'
“Köprüde, askerlerin önünde bazı insanlar toplanmaya başladı. Mısır’ı düşünüyordum. Mısır’da insanlar toplanmaya başlamıştı ve askerler onları vurdu. Aynı şekilde oldu. İnsanlar köprüde toplandı ve asker ateş etmeye başladı. Şok olmuştum, bu kadar insanın ölmeye hazır olacağını beklemiyordum. Ama oldu, askerler ateş ediyordu ve insanlar onların önünde durdular.
'ONU KÖPRÜDEN ATIN'
Sonra, nasıl bilmiyorum ama sabah oldu. Film gibiydi, normal bir güne başlıyorsunuz, aniden 24 saat ileri sarılıyor. Köprüye Nice anması fotoğrafları çekmek için gitmiştim ve birden sabah oldu. O arada insanlar askerlerin üzerine yürüyordu, diğer köprüdeki askerlerin adamlarını terk ettiği haberi geldi ve bu kalabalığı kamçıladı. Birden insanlar tanklara doğru koşmaya başladı. Ben de onlarla birlikte koştum ve yanımdaki biri, ‘Orada askerleri öldürüyorlar’ dedi. O tarafa gittiğimde, rütbesiz bir askere bıçakla saldırıldığını ve dövüldüğünü gördüm. Zaten ölmüştü. Etraftaki insanlar, ‘Onu köprüden atın’ diye bağırıyordu.
Kalabalıktan biri kaskımı aldı ve bana onunla vurdu, sonra da diğerleri. ‘Onu köprüden atın’ diye bağırdıklarını duydum. Sonra birden bire bir adam çıktı ve ‘Ne yaptığınızı sanıyorsunuz, durun, ben Başbakanlık Ofisi’ndenim’ diye bağırdı ve onlar da durdular.
'DAHA ÖNCE SAVAŞTA ÇALIŞTIM, ŞİMDİYE KADARKİLERİN EN KORKUNCUYDU'
Köprüde yaşadıklarım şimdiye kadarkilerin en korkuncuydu ve ben daha önce savaşlarda gazetecilik yaptım. Suriye’de bulundum. Bu benim ülkem, benim evim, bu köprüyü çocukluğumdan beri biliyorum. İnsanlar sokaklarda kontrollerini yitiriyorlardı. Bundan sonra hiçbir şey mantıklı olmayacak.” Bülent Kılıç
'ASKERLER KAYBOLMUŞLARDI…'
“Taksim’deki askerlerin gözlerini gördüm. Ne yaptıklarını biliyor gibi görünmüyorlardı. Kaybolmuş gibilerdi, tamamen kaybolmuş. Bu darbe girişiminde bir sürü kişi hayatını kaybetti. Türkiye’deki her şey değişecek. Şimdi insanlar ikiye bölündü.” Ozan Köse