Suriye’nin ‘Türk lokumuna cevabı’ olarak nitelendirilen ‘raha’nın ana vatanı Dera’dan gelen 45 yaşındaki Abu Rabee’nin fabrikası savaştan önce günde 5 bin paket şekerleme üretiyordu. “Ailem 3 kuşaktır işin başında ve herkese ilk rahamı annemin sütünden tattığımı söylüyorum” diyen Rabee, sığınmacı kampında eski işini yapma imkanı bulduğu zamanlarda başka bir dünyaya gittiğini söyledi: “Raha yaparken, başka bir dünyada gibiyim. Sığınmacı kampındaki hayatımı unutuyorum ve zihnim eve geri dönüyor.”
Şam’dan gelen otobanın kapanmasıyla birlikte malzeme ulaşımının zorlaştığını ve şeker fiyatlarının yükseldiğini belirten Rabee, “Talep de etkilenmişti. Raha, geleneksel olarak kutlamalar sırasında yenir ancak insanlar korkmuştu ve ortada kutlama falan kalmadı” diye konuştu.
'MUTLU ANILARI GERİ GETİRİYOR'
Kampa 5 yıl önce geldiği ilk günden bu yana, hiçbir ekipmanı olmamasına rağmen babasının kullandığı eski usüllerle raha yapmaya devam ettiğini ifade eden Rabee, bunu gelir elde etmek için yapmadığının da altını çizdi:
“İlk tepsiyi yaptığımda, diğer sığınmacılar çadıra geldi ve ben tepsiden keser kesmez yemeye başladılar. Bazıları yerken ağlıyordu. Raha, Arapçada ‘konfor’ anlamına geliyor ve insanların mutlu anılarını geri getiriyor, onda evin tadı var.
Sığınmacılar kutlamalarda yemek için benden raha alıyorlar ve biraz para kazanıyorum ama aslında bu işi bunun için yapmıyorum. Kendimi meşgul tutmak ve normal hissetmek istiyorum.”