RS FM'de Yavuz Oğhan'ın hazırlayıp sunduğu 'Bidebunudinle'de konuşan SADAT A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, basında çıkan haberleri yalanladı. Şirketlerinin savunma sanayisine danışmanlık verdiğini, sınır ötesinde hiçbir faaliyetlerinin bulunmadığını söyleyen Tanrıverdi şöyle konuştu:
"Kesinlikle gayri meşru olarak ya da gölge olarak devletin infaz kurumu ya da örgütü gibi değiliz. Devletlerin kendi silahları kuvvetlerine destek vermek için kurulduk. Şu an Suriye’de, Libya’da ya da Yemen de aktif hiçbir görevimiz yok. Bundan iki-üç yıl önce ziyaretlerimiz oldu. Bakım onarım sistemleri ile ilgili devlet bazında görüşmeler oldu; ama projeler bazında kaldı gerçekleşmedi. MİT ile de hiçbir temasımız yok. Genelkurmayla da temasımız SATAD olarak değil. YAŞ kararıyla çıkarılan askerlere verilmeyen haklar konusunda var. Basında iftira durumunda söylemler var. Kanunsuz, hukuksuz operasyon yapan, devletin görünürde yapamadığı işleri yapan bir yapı değiliz."
'ÖSO İLE GÖRÜŞTÜK'
Şirketle ilgili CHP milletvekillerinin çok kez soru önergesi verdiğine dikkat çeken Cumhuriyet yazarı Toker, bu önergelerde, "SADAT'ın ÖSO militanlarına destek verip vermediği" sorularına yanıt arandığını yazdı. Bu noktada devlet değil de ülke tanımlaması bir coğrafi alan içindeki herhangi bir gruba da destek verebileceği anlamında yorumlandı.
Tanrıverdi, ÖSO ile görüşmelerinin olduğunu kabul etti ancak "Onlar yardım talep etti biz de devlete illetik" dedi. Devletin meşru sayacağı her zeminde hizmette bulunabileceklerini söyleyen Tanrıverdi, "Devlet ülkedeki muhalefeti meşru sayarsa, devlet kontrolünde o hizmeti verebiliriz. Amerika koalisyonu Suriye’deki muhalif koalisyona destek veriyorsa, uluslararası hukuk ve mevzuat bunu destekliyor demektir. ÖSO’nun Türkiye’deki mülteci kamplarında görüşmelerimiz oldu. Yardım talep ettiler. Devlet kadrolarına ilettik. Askerlerine maaş gibi maddi talepleri vardı. Bizden hizmet yerine devletten destek talep ettiler. Biz bunu ilettik. Onun dışında temasımız olmadı" dedi.
'ULUSLARARASI ASKERİ DANIŞMANLIK YAPMAK İSTİYORUZ'
Gayrinizami harp gibi TSK’ya ait eğitimlerin verildiğini sitelerinde açıkça duyuran SADAT A.Ş. bir yönüyle Amerika’daki Blackwater’a da benzetildi. Ancak Tanrıverdi, SATAD ile Blackwater arasındaki farkı “Blackwater gibi şirketler İslam coğrafyasında faaliyet gösteriyor. Bazısı ülkelerin harp akademilerini bazısı bakım onarım sistemlerini yürütüyor. Ama bunlar dışarıdaki askerlerine infaz yapan şirketler. Bizim amacımız devletlerin resmi silahlı kuvvetlerine danışmanlık ve eğitim hizmeti vermek” şeklinde açıkladı. Bu eğitimleri de henüz vermediklerini söyledi. “Buna ihtiyaç görülüyorsa siz vermezseniz küresel güçler zaten verir. Böyle bir şey istenirse emekli askerler tarafından bu eğitimi verebiliriz. Eğitim danışmanlık gibi konularda ihtiyaç olduğunda müracaat edenleri organize edip o ülkeye göndermek gibi planımız var” dedi.
'10 İSLAM ÜLKESİYLE İRTİBAT HALİNDEYİZ'
Kuruldukları 2012 yılından itibaren İslam coğrafyasıyla irtibat halinde olduklarını belirten Adnan Tanrıverdi amaçlarını ve faaliyetlerini ise şöyle anlattı:
"İslam devletlerinin resmi silahlı kuvvetlerinin danışmanlık eğitim ve donatım hizmetleri vermek amacıyla kurulduk. Yaklaşık 10 İslam ülkesiyle irtibat halindeyiz. Devletlerle ve silahlı kuvvetleriyle görüşüyoruz. Yaptığımız işler proje bazında kaldı. Bir kısım iç güvenlik ve savunma sanayinin tedarik konusundan aracılık yaptık öyle para kazandık. Yan kuruşlarla ayakta kalıyoruz. TSK bazı ülkelerle eğitim işbirliği anlaşmaları yapıyor. Ama TSK’nın asli görevi yurt savunmasıdır, başka silahlı kuvvetleri eğitmek değil. Bu bakımdan emekli askerleri organize edelim, küresel güçlerin hegomonyasından bu ülkeleri kurtaralım dedik. Ülkelerin ayakları üzerinde durması için bu işe başladık."
'ERDOĞAN'DAN MOTİVASYON ALMADIK'
Bu noktada kuşku uyandıran diğer konu ise Sebahat Tuncel’in de bahsini geçirdiği SADAT’ın, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kendisine bağlı özel bir birim mi olduğuydu. SADAT Yönetim Kurulu Başkanı Tanrıverdi, Erdoğan ile emekli olmadan önce alay komutanıyken tanıştığını ve aralarında belli bir hukukun olduğunu belirtti. Tanrıverdi, 5201-5202 Sayılı Savunma Sanayiine İlişkin Kanunun yürürlüğe girmesi konusunda destek gördüklerini belirtti, ancak “Erdoğan’dan herhangi bir telkin almadık” dedi.
Tanrıverdi, "Özel kanunlara tabi ticari şirketiz. 3 ayda kurulduk. Kurulurken Dışişleri Bakanlığı’na, Ticaret Bakanlığı’na ve Milli Savunma Bakanlığı’na sordular. 5201- 5202 Sayılı Savunma Güvenliğine İlişkin Kanunun yürürlüğe girmesi için hükümetle temaslarımız oldu. Biz diyoruz ki savunma sanayii üretiminin dışında savunma sanayii hizmet sektörü oluşsun. Mevzuatta değişiklik yapalım. Mevzuatı devlet hazırlasın. Böyle şirketler çoğalsın. Bunun girişimi için Meclis’e, ilgili bakanlıklara ulaştık. Cumhurbaşkanı da destek verdi. Kendisiyle tanışıklığımız ben alay komutanıyken oldu. Kendisinden herhangi bir motivasyon almadık. Devletin konu ile ilgilenip ilgilenmediğini de mevzuatın çıkmasından sonra anlayacağız" diye konuştu.