LEADSOM VE MAY ARASINDA ‘ANNELİK’ POLEMİĞİ
Leadsom, Muhafazakar Parti adaylığından çekilmeden önce de May’den özür dilemişti. Zira Leadsom, Times’a verdiği mülakatta ‘May'in çocuk sahibi olmadığını hatırlatarak, anne olmasının kendisini başbakanlık için daha uygun kıldığını’ iddia etmişti.
May ise rakibinin ifadelerine doğrudan cevap vermemiş, daha önce yaptığı bir açıklamada ise ‘çocuk sahibi olmamanın kendi tercihi olmadığı’nı söylemişti.
Bu arada May’in ‘İngiltere’nin önde gelen tüm şirketlerinin yönetim kurullarında işçi temsilcilerinin bulunmasını ve üst düzey yöneticilerin maaşlarının daha sıkı kontrol edilmesini isteyeceğini’ iddiaları da İngiliz basının da geniş yer buluyor.
May de Times gazetesi için kaleme aldığı makalesinde şu ifadeler yer verdi: “Bugün ulusal düzeyde başlattığım kampanya üç noktaya dayanıyor: Birincisi, ülkemizin bizi bu ekonomik ve siyasi belirsizlikten çıkaracak, AB’den ayrılırken ülkemiz için en iyi anlaşmayı müzakere edecek güçlü ve kendini kanıtlamış bir liderliğe ihtiyacı var. İkincisi, partimizi ve ülkemizi birleştirmemiz gerek. Üçüncüsü de, gelecek için cesur, yeni ve pozitif bir vizyon lazım bize. Mutlu azınlık için değil hepimiz için çalışan bir ülkenin vizyonu…”
İktidardaki Muhafazakar Parti'nin liderini, dolayısıyla ülkenin yeni başbakanını belirlemek için son yapılan oylamada, May, 329 milletvekilinden 199'unun desteğini almıştı.
Referandumdan önceki kampanya sürecinde ülkesinin AB'de kalmasına destek veren 59 yaşındaki İçişleri Bakanı Theresa May, başbakanlık için favori aday olarak görülüyordu. Muhafazakar Parti'nin tecrübeli siyasetçileri arasında yer alan May, Margaret Thatcher'ın ülkenin tek kadın başbakanı unvanını da elinden alacak.
Disiplini ve sert mizacı dolayısıyla Thatcher'a benzetilen May'le ilgili İngiliz basını ‘yeni Demir Leydi’ değerlendirmesinde bulunuyor. Bir papazın kızı olan May, Oxford Üniversitesi mezunu. 2010'dan bu yana İçişleri Bakanlığı yapan ve en uzun süre bu görevde bulunan siyasetçiler arasında yer alan May, 1997'de milletvekili seçildi.
1977-1983 yıllarında İngiltere Merkez Bankasında çalışan May, siyasete 1986'da Merton Belediyesinde, belediye meclis üyeliğiyle başladı. 1992'de yapılan genel seçim ile 1994'te yapılan ara seçimde milletvekili seçilemeyen May, 1997'deki genel seçimle Muhafazakar Parti'nin Maidenhead milletvekili olarak İngiliz Parlamentosuna girdi.
1999'da ana muhalefette bulunan Muhafazakar Parti'nin gölge kabinesinde Eğitim Bakanlığı yapan May, 2002'de ise Muhafazakar Parti'nin ilk kadın başkanı seçildi. Son 6 yıldır yürüttüğü İçişleri Bakanlığı görevi süresince, özellikle göç konusuyla ilgili katı kararlar alan May, hükümetin yıllık göçün 100 binin altına indirilmesi hedefine ulaşamamakla da eleştirilmişti.
May, referandum öncesinde ülkesinin AB'de kalmasından yana tavır alsa da kampanya sürecinde bu yöndeki görüşünü çok fazla dillendirmeyerek arka planda durdu. May, referandumun ardından yaptığı açıklamada, AB'den çıkış müzakerelerini başlatacak Lizbon Antlaşması'nın 50. maddesinin bu yılsonundan önce yürürlüğe sokulmaması gerektiğini de kaydetmişti.