Polonya’nın başkenti Varşova’da düzenlenen NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi sona erdi.
Türkiye’yi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın temsil ettiği zirvede, Rusya’nın artan askeri hareketliliği, terörle mücadele, siber saldırılar, Afganistan’a NATO desteği ve Ukrayna’daki durum öncelikle ele alınan konular oldu. Zirvenin sonunda yayımlanan bildiride ise ittifakın aldığı kararlar sıralandı.
NATO’nun hem doğudan hem de güneyden gelen tehditler ve güvenlik zorlukları ile karşı karşıya olduğu ifade edilen bildiride, bu tehditlerin hem devletler hem de devlet dışı aktörlerin yanı sıra askeri güçler, teröristler, siber ve hibrit saldırılardan oluştuğu vurgulandı.
Bildiride, ‘Rusya’nın NATO toprakları çevresindeki kışkırtıcı askeri eylemleri dahil, son zamanlardaki saldırgan tutumu ile tehdit ve güç yoluyla siyasi amaçlarını gerçekleştirmeye dönük isteğini göstermesi’nin bölgesel istikrarsızlığın kaynağı olduğu da savunuldu.
Öte yandan Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığı ile Şam hükümetine olan desteği ve Karadeniz’deki askeri varlığının müttefikler ile diğer ülkelere karşı daha fazla risk oluşturduğu belirtildi.
NATO ülkelerin güvenliğinin aynı zamanda Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki güvenlik durumundan da derinden etkilendiği belirtilerek, terörizmin, özellikle de IŞİD’in eylemlerinin daha önce görülmemiş bir yoğunluğa ulaştığı ve ittifak üyelerinin topraklarına eriştiği ifade edildi. Terörün NATO üyeleri ile uluslararası topluma karşı direkt bir tehdit oluşturduğu vurgulandı.
IŞİD’e karşı Suriye’de etkin başarı elde edilmesinin ancak meşru bir hükümetle mümkün olacağı belirtilerek, ülkede acil ve gerçek bir siyasi geçiş gerektiği kaydedildi.
Siviller ve sivil altyapılara dönük ayrım gözetilmeksizin ortaya konulan şiddetin her türlüsü kınandığı bildiride, “Aynı zamanda (Suriye Devlet Başkanı Beşar) Esad rejimi ile destekçilerinin sivilleri ve sivil altyapıları kasten hedef alan şiddetini kınıyoruz. IŞİD, El Nusra ve BM tarafından terör örgütü olarak kabul edilen diğer grupların ayrım gözetmeyen şiddetini de kınıyoruz” ifadesine yer verildi.
Örgütün sivillere, özellikle de etnik ve dini azınlıklara yönelik ‘barbarca’ saldırıları, ittifak üyelerine karşı gerçekleştirdiği terör saldırıları da kınanarak, “Eğer bir müttefikimizin güvenliği tehdit edilirse ortak savunmamızı temin etmek için gerekli olan tüm adımları atmaktan çekinmeyeceğiz” denildi.
IŞİD’in İttifak üyelerine dönük tehdidine dikkat çekilerek, örgütle mücadelede NATO, AWACS erken uyarı uçaklarının uluslararası koalisyona sonbaharda istihbarat desteği sağlamaya başlayacağı açıklandı. Bu destekle, terörizm dahil ittifakın güneyinden gelen tehditlerle mücadelede NATO’nun kararlılığının yeniden teyit edildiği ifade edildi.
Güneyden gelen ve gittikçe büyüyen güvenlik tehditlerine karşı Türkiye’ye verilen özel güvence önlemlerinin tam olarak uygulanacağı ifade edilerek, “Bu güvence önlemleri, gelişen güvenlik durumuna göre esnek ve yeniden şekillenebilir olacak ve Konsey tarafından yıllık incelemeye tabi tutulacak” denildi.
NATO Zirvesi sonuç bildirgesinde Rusya’nın Ukrayna’ya dönük ‘saldırgan eylemler’ içinde olduğu ifade edilerek bu eylemlerin hem uluslararası kanunların ihlali olduğu hem de Avrupa-Atlantik bölgesinin tamamında istikrar ve güvenlik üzerinde ciddi sonuçları olduğu kaydedildi.
Bildiride ayrıca, Kırım yarımadasındaki insan hakları durumunun kötüleşmesinde tüm sorumluluğun Rusya’ya ait olduğu iddia edilerek, Kırım Tatarları da dahil olmak üzere bölge halkına dönük ayrımcılık yapıldığı savunuldu.
Rusya’da Kırım’da yaşayanların güvenlik, hak ve özgürlüklerinin teminat altına alınması için gerekli adımları atması istendi. Aynı zamanda Rusya’nın Kırım’da geniş çaplı askeri yığınak yapmasının da Karadeniz bölgesindeki askeri faaliyetlerin bir parçası olduğu ifade edildi.
Afganistan’ yönelik Kararlı Destek Misyonu’nun 2016 sonrasında da devam edeceği, 2020 sonuna kadar da finansal destek verileceği kaydedildi.
‘SİBER SAVUNMA NATO ORTAK SAVUNMASININ ANA GÖREVLERİNDEN BİRİ’
Siber saldırıların ittifakın güvenliğine açık bir tehdit oluşturduğu ve geleneksel saldırılar kadar modern toplumlara zararlı olabileceği belirtildi. Siber savunmanın NATO’nun ortak savunmasının ana görevlerinden biri olduğu ifade edilerek, siber alanın, hava, kara ve deniz gibi bir güvenlik alanı olarak kabul edilmesine karar verildiği aktarıldı.