BBC Türkçe'nin haberine göre, iktidardaki Muhafazakâr Parti'nin genel başkanlığına aday olan Theresa May, söz konusu göçmenlerin durumunun AB'yle yürütülecek görüşmelerde netleşeceğini söylemiş ve görüşmeler öncesinde İngiltere'deki AB vatandaşlarının geleceğine dair bir garanti verilemeyeceğini ifade etmişti.
Oysa 23 Haziran'da yapılan referandum öncesi, İngiltere'nin AB'den ayrılmasını (Brexit) savunan kesimler dahi ülkedeki AB vatandaşlarının Brexit sonrası geri gönderilmelerine karşıydı.
Referandumdan Brexit sonucu çıkması sonrası ise gerek May gerekse de İçişleri Bakanlığı yetkilileri, AB vatandaşlarının ülkede kalacaklarının garantisi olmadığını belirtti.
'GARANTİ VERMEK MANTIKSIZ'
Göçten sorumlu bakan James Brokenshire dün Avam Kamarası'nda yaptığı konuşmada, AB'den İngiliz vatandaşları için benzer bir garanti almadan aksi yönde bir garanti vermenin, ‘mantıksız' olacağını vurguladı.
Avam Kamarası'ndaki oturum sırasında bu sözlere tepki gösteren bazı milletvekilleri ise "Theresa nerede?" diye bağırdı.
Ana muhalefetteki İşçi Partisi'nin İçişleri Sözcüsü Andy Burnham, hükümeti ‘göçmenleri tehdit etmekle' suçladı. Burnham, böylesi bir tavrın, İngiltere'de yabancı karşıtlığının ve ırkçılığın artmasına zemin hazırladığını savundu.
İngiltere'de diğer başbakan adaylarından Michael Gove'un yardımcıları ise, Gove'un, mevcut AB göçmenlerinin İngiltere'de kalabilecekleri yönünde garanti vereceğini söylüyor.
Adaylardan Andrea Leadsom ve Stephen Crabb ise, AB göçmenlerinin Brüksel'le yapılacak pazarlıklarda koz olarak kullanılmalarına karşı.
Bu konuda May'in çizgisine en yakın aday ise eski Savunma Bakanı Liam Fox.