Fincancı açıklamasında tutuklanmalarının Özgür Gündem'le dayanışmayı büyüttüğüne dikkat çekerken, Önderoğlu "Biz adaleti savunmaya Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde başlamadık. Savunuculuğu militarist dönemlerdeyken de yapıyorduk, 28 Şubat'ta da yaptık, AKP döneminde de devam ettik" dedi.
Bianet'ten Çiçek Tahaoğlu'nun haberine göre, birçok gazetecinin destek verdiği basın açıklamasına Özgür Gündem'de üç yıl nöbetçi yayın yönetmenliği yapan avukat Eren Keskin ile Özgür Gündem editörlerinden Ahmet Birsin de katıldı. Açıklamada, bu tutuklamalarla ifade özgürlüğü konusundaki dayanışmanın daha da güçlendiği ve mücadelenin devam edeceği vurgulandı.
Basın açıklaması "Hurşit Külter nerede?" sorusuyla son buldu.
‘TUTUKLANMAMIZLA DAYANIŞMA BÜYÜDÜ'
Şebnem Korur Fincancı, sosyal medya ve alternatif haber kaynakları aracılığıyla insanların bir şekilde habere ulaşabildiğini ancak cezaevinde ana akım medya dışında bir haber kaynağı olmadığını ve bu nedenle haber alma haklarının sekteye uğradığını vurgulayarak sözlerine başladı. Fincancı ayrıca cezaevindeki kadınlara selam gönderdi.
‘ÖZGÜR GÜNDEM'LE DAYANIŞMANIN DALGA DALGA BÜYÜDÜĞÜNÜ GÖRDÜK'
Fincancı'nın sözleri şöyle: "Özgürlüğünden alıkonulmak hiçbir şekilde kabul edilecek bir durum değildir ama içerideyken sevindiğimiz bir duruma dönüştü. Özgür Gündem'le dayanışmanın dalga dalga büyüdüğünü gördük. Soruşturmalar her ne kadar akıldışı olsa da, belki bu kadar sesimizi duyurmayı başaramıyorduk.
Ama bir tutuklama süreciyle birlikte 108 arkadaşımız nöbetçi yayın yönetmenliği yapacağını açıkladı,nöbetçi sayılarındaki inanılmaz artışla birlikte kamuoyunda Özgür Gündem adını telaffuz etme becerisi gerçekten gelişti.
Biz Özgür Gündem ile dayanışmak üzere, iktidarın ifade özgürlüğü ve bu mücadeleyi yok sayan tutumuyla tutuklandık. Hepimizin bu dayanışmadan onur duymamız gerekir.
Ta ki tek bir siyasi tutsak kalmayana kadar, özgürce bütün düşüncelerimizi yüksek sesle ifade edip, demokrasiyi, barışı bu topraklarda hakim kılana kadar mücadele edeceğiz."
‘TÜRKİYE'DEKİ HAK İHLALLERİNİ İZLEMEYE DEVAM'
Erol Önderoğlu, yıllardır hak savunucularıyla birlikte bir mücadele yürüttüklerini belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Biz adaleti savunmaya Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde başlamadık. Savunuculuğu militarist dönemlerdeyken de yapıyorduk, 28 Şubat'ta da yaptık, AKP döneminde de devam ettik. Dolayısıyla bizler partizanca, dar çıkarlar etrafında hareket eden insanlar olmamaya çalıştık.
Şu an karşınızda her birimizin ne kadar büyük bir tehdit altında yaşadığımızı gösteriyoruz. Toplumsal azınlıkların, diğer kültür grupların, muhaliflerin nasıl tehdit altında hissettiklerine de tanıklık ettik. Akademisyenlerden sonra bizim tutukluluğumuz bu yaygın tehditlere ışık tutacak başka bir gösterge oldu.
Sulh Ceza Hakimliğinin bir disiplin aracı olarak nasıl kullanıldığını bizim durumumuz umarım göstermiştir."
Ahmet Nesin'in de bir an önce bırakılması gerektiğini vurgulayan Önderoğlu, "Ahmet mizahi yönü çok gelişmiş bir arkadaşımız, hüzünlenmeye pek fırsat bulamadık" diye konuştu.
Önderoğlu sözlerini şöyle bitirdi:
"Bundan sonra RSF olarak gazeteciliğe, bianet'teki hak odaklı habercilik perspektifiyle Türkiye'deki süreci izliyor olacağız.
Hem RSF hem bianet hem de son birkaç günü birlikte geçirdiğimiz arkadaşlar adına hepinize teşekkür ediyorum. Dayanışmamızı soruşturmaları ve davaları devam eden arkadaşlar üzerinden sürdüreceğiz."
ÖZGÜR GÜNDEM'E 6 AYDA 149 SORUŞTURMA
Özgür Gündem editörlerinden Ahmet Birsin, Ahmet Nesin'in de bir an önce serbest bırakılmasını umduklarını ifade etti.
Son tutuklamalarla, Türkiye'de basın özgürlüğüne yönelik baskıları tüm dünyanın gördüğünü söyleyen Birsin, "Umarız hükümet de görür" dedi ve Özgür Gündem gazetesine açılan soruşturma ve davalara ilişkin bilgi verdi.
Buna göre, sadece 2016'da Özgür Gündem'e Terörle Mücadele Kanunu'ndan (TMK) 149 soruşturma açıldı. 149 soruşturmanın 110'u davaya dönüşürken, altısında takipsizlik kararı çıktı. Temmuz 2015'ten Haziran 2016'ta kadar gazeteye TCK 301'den (Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama) ve TCK 299'dan (Cumhurbaşkanına hakaret) ise 47 soruşturma açıldı. Soruşturmalardan 30 tanesi davaya dönüştü.
Avukat Eren Keskin de özgür basının öldürülen çalışanlarını andı: "Onların failleri ortaya çıkarılmadıkça bizim mücadelemiz devam edecek. Özgür Gündem özgür olmadıkça bu coğrafyada basının özgür olması mümkün değil."