IŞİD’in Türkiye’deki eylem stratejisinin değiştiğini söyleyen Gürcan’a göre eylemin faillerinin yabancı olup olmadığı önemli. Saldırganların Türkiye’deki bir ağla bağlantıları olmasının, önümüzdeki dönemde yaşanabilecek başka kanlı saldırıların da habercisi olduğunu ifade eden Gürcan bu noktada tehlikenin sadece Türkiye için büyümediğini, örgütün Türkiye’yi taşıyıcı anne olarak görüp yetiştirdiği militanları başka ülkelere ihraç edeceğini söyledi.
IŞİD’in Türkiye’yi kullanarak dünyaya dağılmasının önüne geçilip geçilemeyeceği sorusunu da yanıtlayan güvenlik analisti, “Geçilebilir ama mücadele kapasitesi nasıl kullanılıyor o önemli, örneğin Ankara’da teknik takip kapasitesinin yüzde kaçı PKK, kaçı IŞİD, kaçı Paralel Yapı için kullanılıyor” dedi.
42 kişinin hayatını kaybettiği Atatürk Havalimanı'na yönelik terör saldırısını değerlendiren Gürcan, IŞİD’in son eyleminin öncekilere göre farklı bir özellik taşıdığı görüşünde:
“IŞİD ilk eylemi Suruç saldırısından bu yana Türkiye’de etnik siyasi ve mezhepsel anlamda muhalif kesimleri hedef aldı. İlk kez Atatürk Havalimanı’nda ‘tesadüfü sivil hedef’ gözetildi. Bu saldırının tarihi de önemli. Eylemin yapıldığı gün IŞİD’in hilafeti ilan ettiği 28 Haziran 2014’ün ikinci yıldönümü.”
IŞİD’in eylemi nasıl planladığının ve kimlerin eylemci olarak kullanıldığının da hayati öneme sahip olduğunun altını çizen Gürcan, “Militanlar Rakka’dan gönderildiyse başka, Türkiye’deki network kullanıldıysa başka” ifadelerini kullandı:
“Saldırganlar direkt olarak Rakka’dan eylem emriyle mi gönderildi yoksa yarı otonom Türk network’ü mü eylem yaptı. Şayet eylem Türk network’üyle yapıldıysa kötü çünkü benzer yapılardan Türkiye’de 30’a yakınının faaliyette olduğunu biliyor. Bu da korkutan bir şey çünkü eğer öyleyse kanlı saldırılar devam edecek. Üstelik IŞİD Türkiye’yi taşıyıcı anne gibi kullanmayı ve buradan yetiştirdiği savaşçıları dünyaya ihraç etmeyi sürdürecek. Çünkü IŞİD’ın bir rahme ihtiyacı var. Suriye ve Irak’ta sıkıştıkça serbestlik kazanabildiği Türkiye gibi network kazanabildiği ülkelerde IŞİD kendisini finansal ve lojistik anlamda güçlendirecek.”
İSTİHBARAT AĞIRLIĞI KİME VERİYOR?
Peki bu durum önlenebilir mi? Metin Gürcan bu soruyu “Güvenlik zaafiyeti var mı” sorusu ile birlikte yanıtladI:
‘MÜMBİÇ’İN KONTROLÜ KONUSUNDA KONSENSÜS YOK’
Türkiye’nin uyguladığı dış politika ve Kürt sorununun da birbirine bağlı olarak tercihleri belirlediğini söyleyen Gürcan, bunu bir örnek ile anlattı. PYD’nin Menbiç kapısında olduğunu hatırlatan Gürcan; tabloyu “Şimdi soruyorum, Mümbiç kimin kontrolünde olmalı, IŞİD mi PKK mı, bu soruyu sokakta yüz kişiye sorsanız 50’si IŞİD daha iyi değer 50’si PYD’yi tercih eder. Bu da Ankara’nın tercihi ile sokaktaki kutuplaşmayı açıklar” şeklinde anlattı.
‘IŞİD, ANKARA’YA BENİ ZORDA BIRAKMA DİYOR’
Saldırının mesajı ne? Bir diğer kritik soru da bu. Metin Gürcan Türkiye’nin batı ile daha içli dışlı olması, Rusya ile barışması, İsrail ile protokol imzalamasının hedef alınmış olabileceğini düşünüyor. Gürcan, “Bu gelişmeler çok yeni, bu kadar kısa sürede eylem hazırlığı yapılır mı” sorusuna ise “Plan eskidir ancak düğmeye bas talimatı yeni gelmiş olabilir” cevabını verdi:
“Bence IŞİD’in listesinde Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali zaten vardı. Bunun keşfi daha önce yapılmıştı. Bir Türk ağından bahsediyorsak ona sansasyonel bir eylem yap mesajı gelmiştir. Sonrasında emin olun emiri verenlerde bizimle birlikte sonucu televizyondan takip ettiler. Bence biraz Ankara’nın Suriye politikasındaki sert U dönüşlerini Rusya ile normalleşme sürecini de bu noktada etkili görüyorum. Bu saldırı iki önemli mesaj içeriyor. IŞİD Ankara’ya beni zorda bırakırsanız bedel ödersiniz mesajı veriyor. Aynı zamanda Irak ve Suriye’de sıkıştıkça koalisyon güçlerine ben hala güçlüyüm ses getiren eylemlerle oyunu bozarım diyor.”