Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, NATO'nun yükümlülükleri ve aldığı kararlar olduğunu belirterek, "Özellikle füze kalkanı konusunda tüm Türkiye'yi kapsayacak şekilde gerekli tedbirlerin alınmasını istiyoruz" dedi.
Çavuşoğlu, Brüksel'de Avrupa Birliği'ne (AB) katılım müzakerelerinde 33. fasıl olan Mali ve Bütçesel Hükümler'in açılmasının ardından NTV'ye değerlendirmelerde bulundu.
Terörle ilgili dünyada kabul edilmiş uluslararası bir tanım olmadığını belirten Çavuşoğlu, her ülkenin terörle mücadelede de farklı uygulamaları olduğuna işaret etti.
Terör örgütleri konusunda kesinlikle ayrım yapılamayacağını vurgulayan Çavuşoğlu, "Özellikle AB ülkelerinde, kendi ideolojilerine yakın diye Marksist ideolojiye yakın diye, ateist bir terör örgütü biliyorsunuz, bu sebeple camilere, kiliselere saldırıyor, PKK'yı terör listesinden çıkarmaya çalışan ve PKK'ya destek veren siyasi partiler ve milletvekilleri var. İşte bu kabul edilemez" diye konuştu.
‘BAŞINDAN BERİ AVRUPALI MUHATAPLARIMIZA SÖYLÜYORUZ'
Çavuşoğlu, Türkiye'nin vize serbestiyle ilgi 72 kriterden 69'unu yerine getirdiğini fakat AB'nin 67 kriterin yerine getirildiğini kabul ettiğini hatırlatarak, "Geri kalan 5 fasılla ilgili biz adım atabileceğimizi söyledik ama bir tanesiyle ilgili, yani terörün tanımı ve terörle mücadele kanunlarıyla ilgili bir adım atmamızın söz konusu olmayacağını başından beri Avrupalı muhataplarımıza söylüyoruz" dedi.
Her ülkenin terörle ilgili farklı tanımlarının olduğunu değinen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Ayrıca Türkiye terörle ilgili birçok kanunda son 14 yılda çok önemli değişiklikler yaptı. Bu değişiklikleri AB'nin Avrupa Konseyi'nin tavsiyelerini dikkate alarak ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin de kararlarını yine gözeterek yaptık. Bu raporlarda var.
Şu anda birçok terör örgütüyle aynı anda mücadele ederken bizden terör kanunuyla ve tanımıyla ilgili bir adım atmamızı beklemeleri hakkaniyetli değil. İleride iklim müsait olduğu, terör bittiği zaman biz bunları tekrar gözden geçiririz. Zaten Avrupa Konseyi ile aramızda ve Adalet Bakanlığı ve Avrupa Konseyi'nin birlikte çalıştığı bir gayri resmi çalışma grubu var. Biz bu çalışma grubunu tekrar hareketlendirdik. Bu konuda işbirliğimiz ve görüşmelerimiz devam ediyor."
‘GEÇEN 11 YIL İÇİNDE 16 FASLIN AÇILMASI AB'NİN MÜZAKERE SÜRECİNDEKİ YAVAŞLIĞININ GÖZTERGESİ'
Çavuşoğlu, Türkiye'nin Kıbrıs'ta AB müzakere sürecinden bağımsız olarak kalıcı ve adil bir çözüm istediğini ve bu konudaki desteğini sürdürdüğünün altını çizdi.
AB'ye tüm fasılların açılış, müzakere ve kapanış kriterlerini yerine getirmeye hazır olduklarını daha önce söylediklerini ifade eden Çavuşoğlu, "AB'den de beklentimiz, her zaman şikâyet ettiğimiz çifte standarttan uzak durması, Türkiye'ye adil yaklaşması ve müzakerelerin önündeki siyasi engellerin kaldırılması. Bu engellerin sebebi biz değiliz. Bizim amacımız tam üyelik, bunun için diğer fasılların da hızlı bir biçimde açılması lazım. Geçen 11 yıl içinde 16 faslın açılması AB'nin müzakere sürecindeki yavaşlığının, çekingenliğinin ve engellerin göstergesidir" diye konuştu.
Gelecek hafta Varşova'da yapılacak NATO zirvesine yönelik Türkiye'nin beklentilerini de anlatan Çavuşoğlu, karşı karşıya kalınan sınama ve tehditlere karşı NATO'nun daha kararlı olması gerektiğini vurguladı. Diyalog ve caydırıcılığı birlikte başarmak gerektiğine işaret eden Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"NATO'nun yükümlülükleri ve aldığı kararlar var. Özellikle füze kalkanı konusunda tüm Türkiye'yi kapsayacak şekilde gerekli tedbirlerin alınmasını istiyoruz. Diğer taraftan, terör gibi sınamalara karşı da NATO'nun daha etkin olması gerekiyor. Bugün NATO Afganistan'da niye var? Orada terör örgütleriyle mücadele ve Afganistan'a destek olmak için. Aynı kararlılığı Suriye, Irak ve davet ederlerse Libya'da da göstermemiz lazım.
Her örgütün gücü ve etkisi örgütün genişlemesiyle orantılıdır. AB de genişleme sürecini durdurmamalıdır, NATO da genişlemeye devam etmelidir. Biz Karadağ'ın NATO üyeliğine tam destek verdik. En kısa sürede onay vereceğiz. Bosna Hersek, Makedonya ve Gürcistan'ın da bir an evvel üye olması, üyelik sürecinin tıkanmaması gerekiyor. NATO'nun güney ve doğu bölgelerindeki güven artırıcı tedbirlerini de yerine getirmesi gerekiyor. Bunları muhataplarımızla görüşmelerimizde gündeme getireceğiz."
Türkiye'nin NATO-AB ilişkilerini desteklediğini belirten Çavuşoğlu, bu konuda da AB'nin daha yapıcı olması, özellikle AB üyesi olmayan ülkelerin karar mekanizmalarında yer almasına izin vermesi gerektiğini dile getirdi. Çavuşoğlu, "Bugüne kadar Türkiye AB'nin birçok güvenlik politika ve uygulamalarında hep yer almıştır ama AB güvenlik politikaları karar mekanizmaları içinde yer alamamıştır engellemeler sebebiyle. Geldiğimiz noktada NATO-AB ilişkileri bölgemizin güvenliği ve istikrarı açısından da önemlidir" ifadelerini kullandı.
Bakan Çavuşoğlu, yarın Soçi'de yapılacak Karadeniz Ekonomik İşbirliği Toplantısı'na katılacağının hatırlatılması üzerine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasındaki telefon görüşmesiyle iki ülke arasında yeniden normalleşme sürecinin başladığını ifade etti.
Rusya ile farklı görüşlerde oldukları dönemde bile Suriye konusunda diyalogu hiç kesmediklerini ve görüşlerini yakınlaştırmak için çaba sarf ettiklerini anlatan Çavuşoğlu, bundan sonraki süreçte de böyle olacağını söyledi.
‘RUSYA'NIN DA ÖNEMLİ ROL OYNAMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİK'
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ateşkesin sağlanması, insani yardımlar ve terör örgütleriyle mücadele konusunda Uluslararası Suriye Destek Grubu içinde de çalışmaların devam ettiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Biz her zaman Suriye'de kalıcı bir çözüm için İran'ın da Rusya'nın da önemli rol oynaması gerektiğini söyledik. Bu görüşlerimiz 24 Kasım'dan bu yana yaşadığımız süreçte de hiç değişmedi. İsrail ile de görüşlerimizi normalleştirdik ama yarın İsrail, Gazze'de bir haksızlık yaparsa ya da bu yerleşimleri devam ettirirse biz yine sessiz kalmayız, o başka. Rusya ile ilgili de yine farklı görüşlerimizi diyalog yoluyla aşma konusunda çaba sarf edeceğiz. Çünkü yarından itibaren doğrudan bir diyalog tekrar tesis edilmiş olacak. (Rusya Dışişleri Bakanı) Lavrov ile de tüm bunları samimi bir ortamda görüşmeyi umut ediyorum."