Mustafa Kemal Atatürk'ün batılı ülkelerle savaşıp onları yense bile, Türklerin kendi tarihlerini unutmamaları, aynı zamanda batı medeniyetini Türklere alıştırmak gibi bir çabası olduğunu dile getiren Dündar, Türkiye'nin şimdi ise batıya doğru değil, doğuya doğru kayan bir kimlik üzerine inşa edildiğini savundu.
‘ERDOĞAN İÇİN TRENDEN İNME VAKTİ GELDİ'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Demokrasi bizim için amaç değil, araçtır; zamanı geldiğinde trenden ineriz" dediğini anımsatan Dündar, şöyle konuştu: "Tren doğuya doğru gidiyor, biz içinde batıya doğru koşuyoruz. AB üyeliği Türkiye demokrasisi için önemliydi. Biz hapishanede işkence görmediysek bu AB'nin etkileri sonucu oldu. Türkiye olarak Avrupa kapılarını koruduk yıllarca. Tam üyelik meselesine gelince Avrupa daha beklememiz gerektiğini söyledi. Oldukça da bekledik ancak iyi bir muamele görmedik. Şimdi de Cameron tarafından 3000 yılına randevu verildi. Bu, AB ile iplerin koptuğunu gösteriyor. Türkiye hızla doğuya doğru gidiyor. Aslında Erdoğan bunun böyle olduğunu çok önceden söylemişti. 'Demokrasi bizim için amaç değil, araçtır; zamanı geldiğinde trenden ineriz' demişti. Sanırım Erdoğan için trenden inme vakti geldi. Bu niyeti baştan biliyorduk. Erdoğan söyledikleriyle birçok Avrupalı lideri ve liberalleri kandırmayı başardı. Orduyu siyasetten uzaklaştırdı. Böylece hem Avrupa'nın desteğini aldı, hem de sorunu ortadan kaldırdı ve orduyu bertaraf ettikten sonra yerine polis gücünü koydu. Süngü yerine copla dayak yemeğe başladık. Şimdi Avrupa nasıl bir liderle müzakere ettiğini anlamıştır. Erdoğan'ın elinde şimdi çok önemli bir anahtar var. 'Kapıları açarsam gününüzü görürsünüz' diye Avrupa'yı tehdit ediyor. Avrupa Birliği de ‘aman açma parası neyse verelim' diyor. Vize serbestisi vermek istiyor. Türkiye'nin çoktan hak ettiği bir hak yeni bir şey gibi masaya sunuluyor. Vize özgürlüğü ne anlama gelir, bilemiyorum; kendisi özgür olmayan bir ülkenin vizesi özgür olsa ne olur, bilemiyorum. Baştan beri bu anlaşmanın yalan olduğuna inanıyorum. Ne Türkiye önemli yasaları değiştirmeye hazır, ne de AB bu serbestiyi vermeye razı. Bu iki yasa da Erdoğan'ın iktidarına hizmet ediyor."
Türk basını ağır baskılar altında olduğunu ve bu baskılar altında Cumhuriyet olarak seslerini duyurmaya çalıştıklarını da söyleyen Dündar, "Tehditler, şantajlar, saldırılar altında çalışma yürütmeye çalışıyoruz. Sansürlere rağmen yayınımıza devam etmeye çalışıyoruz" şeklinde konuştu.
Basın özgürlüğü konusunda uluslararası dayanışmanın önemini de vurgulayan Dündar, "Basın özgürlüğü çok önemli. Bunun için İngiliz meslektaşlarımızla da aynı zamanda dayanışma içinde olmak için onlarla görüşmeye geldim" dedi.