Kelimelerin gücüne her zaman inandığını ifade eden ‘Kutsal B.k*/Vay Anasını: Küfretmenin Kısa Tarihçesi’ (Holy Sh*t: A Brief History of Swearing) kitabının yazarı Morh, “Dil, bir sürü şeyi başarabilir, insanları bilgilendirebilir ya da eğlendirebilir ama aslında küfürler çok daha doğrudan anlamlara sahip” dedi.
Totally me!! #swearing #politeness #dontjudgeme pic.twitter.com/NhMaQ55fdY
— Laura Testa (@Laurajtesta) 15 Haziran 2016
Küfür karşısında insanların sinirli ve aşağılanmış hissettiklerini ifade eden yazar, kişiyi buna yapmaya itenin ise ‘rahatlama duygusu’ olduğunu belirtti. Küfretmenin ağrıyı azalttığına dair çalışmalar olduğunu aktaran Mohr, şunları söyledi:
“Küfrediyoruz çünkü kelimeler istediğimiz şeyi yapıyorlar. Doğrudan beynimizdeki duygusal merkezlerle bağlantı kuruyorlar. Onları kızgın ama aynı zamanda mutlu ya da şaşırmış hissettiğimizde kullanıyoruz; bütün güçlü duygular en iyi küfür ederek ifade edilebilir.”
Following on from my post on swearing, I thought this was quite interesting… #swearing #language https://t.co/YvH9igm1CI
— Paula Marais (@Paula_Marais) 28 Haziran 2016
Tarihsel ilerlemeye birlikte kullanılan küfürlerin de değiştiğini kaydeden Morh, Orta Çağ’da dini kökenli kelimelerin daha yaygın kullanıldığını belirtirken, Viktorya döneminde ise cinselliğin ön plana çıktığını dile getirdi.