İngiliz halkının AB'den çıkma kararının kendisi için sürpriz olduğunu belirten Kaleağası, "Hem Birleşik Krallık, hem dünya ekonomisi büyük bir belirsizlikle yeni bir güne başladı. Dünya ekonomisi için, Avrupa ekonomisi için kötü oldu. Onlar için kötü olan Türkiye ekonomisi için de kötüdür" dedi.
‘BELİRSİZLİK DÖNEMİ BAŞLADI'
TÜSİAD Temsilcisi şöyle devam etti: "Her şeyden önce belirsizlik dönemiyle karşı karşıya olunması var. Kısa vadede zaten başladı. İngiliz parasının değer kaybetmesi, büyük şirketlerin uluslararası iç planlarını gözden geçirme zorunda olması, küçük ve orta ölçekli şirketlerin içinde bulundukları hukuksal çerçeve konusunda kaygıya doğru gitmeleri, hem İngiltere'deki şirketler hem de İngiltere ile iş yapan şirketler açısından. Bilim kurumları, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları yani toplumun büyük bir kısmı için geçerli bu belirsizlik. İngiltere'de son derece olumsuz bir belirsizlik yönetimi olunca ister istemez diğer toplumları da etkileyecektir çünkü önemli bir ülkeden bahsediyoruz. Üstelik Avrupa Birliği'nin herhangi bir üyesi değil İngiltere. Ekonomik açıdan ve nükleer silahlar açısından önemli bir ülke."
‘KENTLİ NÜFUS ‘KALALIM' DEDİ'
Bahadır Kaleağası referandumda kentli nüfusun ve yüksek eğitimlilerin AB'de kalmaktan yana oy kullandığını belirterek, gelinen noktanın Avrupa siyasetini de etkileyeceğini kaydetti:
"Kentliler, gençler, eğitim düzeyi yüksek olanlar İngiltere'nin geleceğini oluşturacak veya oluşturmakta olan kesimler AB'de kalma yolunda oy verdiler. Çıkma süreci birkaç yıl sürecek, belki daha fazla sürebilir. Bu süreç içinde ülke tam aksi istikamette bir evrim içine girmiş olacak. İngiltere siyaseti karışacak. Bu da Avrupa siyasetini etkileyecek. Avrupa'nın kendini yeniden şekillendireceği bir döneme doğru gidiyoruz. Dolayısıyla Türkiye açısından dünyadaki konumunu dikkate aldığımızda Türkiye'nin yönetmesi gereken bir belirsizlik dönemi ve güçlenerek çıkması gereken yeniden şekillenen bir Avrupa siyaseti ve Avrupa ekonomik ve siyasi kurumsal bir coğrafyası söz konusu."
‘AB NE OLACAK?'
Bahadır Kaleağası şöyle devam etti: "Özellikle Fransa ve Almanya'nın, önderlik yaparak bu süreci kurumsallaştırmaya çalışacağı bir döneme gireceğiz. Çekirdek bir federal Avrupa Birliği oluşurken bunun da içinde yer aldığı geniş bir çember olacak. İngiltere'nin yapacağı yeni anlaşmalar olacak. Norveç, İsviçre gibi ülkeler Avrupa Birliği ile entegre fakat AB karar alma masasında yer alamayacak olan ülkeler için yeni anlaşmalar gündeme gelecek. Avrupa Birliği içinde olan ama euro bölgesine girmek istemeyen İsveç, Danimarka ve Polonya gibi ülkeler veya girmeye hazır olmayan Bulgaristan, Romanya ya da sonradan üye olabilecek Türkiye gibi ülkeler geniş bir AB çemberi oluşturacak. Değişken geometrili Avrupa'ya doğru gidişat var. Türkiye için bu önemli bir fırsat. Yeter ki Türkiye demokratik reformlar, hukuk devleti, özgürlük ortamı, sosyal kalkınma, kadın hakları, çevre, tüketici hakları gibi her alanda kendi standartlarını yükselten bir ülke konumuna gelebilsin."