Demirtaş, partisinin Ağrı İl Teşkilatı'nca Ağrı Belediyesi bahçesinde düzenlenen iftar programında yaptığı konuşmada, en acil ihtiyaçlarının ve eksiklerinin barış olduğunu söyledi.
Milyonlarca Kürt'ün, yaşlının, gencin ve kadının vatan haini ilan edildiğini belirten Demirtaş, "Binlercesini cezaevine at sonra böyle yoksulluğa açlığa ve perişanlığa mahkum et. Yetmiyor canla başla çalışarak seçtikleri belediye başkanlarını tutup içeri at. Burada nasıl bir adalet olacak. Adalet dediğin yer eşitliğin olduğu yerdir. Bunlar birbiri ile bağlantılı kavramlardır. Bunlar olduğu zaman orada barış olur. Ülkede barış yoksa nedeni budur. Kimse suçu topu başka yere atmasın" diye konuştu.
'BU KADAR AÇIK YALAN SÖYLEYEN İNSANDAN KORKULMAZ MI?'
Demirtaş, dokunulmazlıkların kaldırılmasına da değinerek, şunları söyledi: "Bunlar, 'arabaların bagajlarında silah taşıyorlar' diyor. Bunu iddia eden tek bir savcı yok. Hakkımızda 550 fezleke var ama tek bir tanesi bile silah taşıdılar demiyor. Bizi öyle suçlayan savcı yok. Öyle bir şey yok çünkü. Ama her gün Cumhurbaşkanı da öbürü de söylüyor. Peki bile bile bu kadar açık yalan konuşan insandan korkulmaz mı? Bu kadar kul hakkı yiyip insanlara haksız yere bu şekilde suçlamalar yöneltip, milyonlarca insanın iradesine hakaret edenlerden korkulmaz mı? Onu yapan her şey yapar."
'MADEM PARALAR DAĞA GİDİYOR, MÜFETTİŞLER BULSAYDI BUNU'
Demirtaş, bir yıldır kendi partilerine ait belediyelerinden müfettişlerin çıkmadığını, partilerinin yönetiminde yaklaşık 100 belediyenin olduğunu ifade eden Demirtaş, "Hepsi teftiş ediliyor. Madem 'dağa para gitti' diyorsunuz bir tane müfettişiniz bunu bulsaydı. Zaten paranın büyük bir çoğunluğu personel giderlerine gidiyor. Çok az bir kısmı kalıyor onu da canla başla arkadaşlarımız güzel güzel hizmetler yapmaya çalışıyorlar" ifadelerini kullandı.
'ONLAR PKK'YI BEN HDP'Yİ BÜYÜTMEYE ÇALIŞIYORUM'
Savcılar tarafından PKK propagandası yapmakla 93 defa suçlandığını ifade eden Demirtaş, şöyle devam etti:
"Ben bugüne kadar hiçbir gencin dağa çıkmasını teşvik etmedim. Ben siyasi bir partinin eş genel başkanıyım, eğer bir genci teşvik edeceksem önce benim onu yapmam lazım. Ben buradaysam gençlerimizi partime çağırırım 'gelin siyaset yapın, birlikte bu partide mücadele edin' derim ve böyle söyledim. Ama bazı savcıların bu adaletsiz tutumu nedeniyle ya da hükümetin bu adaletsiz gaddar yaklaşımı nedeniyle binlerce genç dağa çıkıp PKK'ya katıldı. Benim hakkımda bu soruşturmayı açan savcılarla bu konuyu gerçekten de tartışmak isterim. Ben mi gençleri daha çok dağa gönderdim sen mi? Eğer dağa göndermek suç ise bu suçu siz işlediniz, ben işlemedim. Sizin bu adaletsizlikleriniz buna yol açtı. Gençlere biz imkan açtıkça siz tutuklayıp coplayıp, gazlayıp işkence yapıp dağın yolunu gösterdiniz. Benim hakkımda soruşturma açılacağına savcılar hakkında açılsın. PKK'yı büyüten de bunlardır ben değilim. Ben HDP'yi büyütmeye çalışıyorum. Silahı, şiddeti değil, demokratik siyaseti büyütmeye çalışıyorum, benim görevim budur. Ama hiçbir savcı kadar veya bu tür adaletsiz kararlar veren mahkemeler kadar, hiç kimse gençleri dağa göndermedi."