Strasbourg’da devam eden AKPM Yaz Dönemi Oturumu'nda, İzleme Komitesi raportörleri Avrupalı Muhafazakarlar (EC) Grubu üyesi Norveçli parlamenter Ingebjorg Godskesen ve Sosyalist Grup’tan Sırbistanlı Natasa Vuckovic’in kaleme aldığı“Türkiye’de Demokratik Kurumların İşleyişi” başlıklı rapor ve karar tasarısı tartışıldı.
47 ülkeden üyelerin oluşturduğu parlamentoda Türkiye’nin teröre karşı mücadelesi ve sığınmacı krizinin çözümü çabalarının desteklendiği ifade edilirken, insan hakları, terörle mücadele yöntemleri, ifade hürriyeti gibi konularda eleştiriler sıralandı.
‘YOLSUZLUK İDDİALARI POLİTİK DEĞİŞİKLİĞİN BAŞLANGICI OLDU’
Karar metninde büyük ölçüde Güneydoğu’da terörle mücadele, milletvekili dokunulmazlığı, basın özgürlüğü ve hukuk devleti konuları ön plana çıkarıldı. Türkiye’de son zamanlarda ifade ve medya özgürlükleriyle ilgili gelişmeler, hukuk devletinin erozyona uğraması, insan hakkı ihlalleri ve Güneydoğu’daki terörle mücadele operasyonlarının ‘demokratik kurumların işleyişi’ konusunda ciddi şüpheler uyandırdığı not edildi. Kararda, “Dört bakan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu hakkındaki 17-25 Aralık 2013 tarihli yolsuzluk iddiaları ulusal politik süreçlerle ilgili değişikliklerin başlangıç noktası oldu” ifadelerine yer verildi.
‘YARGI SÜRECİ SAYGI ÇERÇEVESİNDE SÜRDÜRÜLMELİ’
Dokunulmazlıkları kaldırılan milletvekillerine yönelik yargı sürecinin, “Avrupa Konseyi normları ve ifade özgürlüğüne saygı çerçevesinde sürdürülmesi” istendi. Türkiye’nin son yıllarda IŞİD, PKK ve TAK gibi terör örgütlerinin saldırılarına maruz kaldığı ve terörle mücadele etmesi gerektiği belirtilmekle birlikte, bu mücadelenin ‘uluslararası hukuk ve orantılılık ve gereklilik ilkesine uygun şekilde yürütülmesi’ görüşü kaydedildi ve Ankara’dan terörle mücadeleyle ilgili yasal mevzuatını AİHM içtihadı ışığında Avrupa normlarına uyarlaması talep edildi.
PKK’YA ÇAĞRI
PKK’ya “terör eylemlerine son verme ve silah bırakma” çağrısı yapılan kararda, şiddetin tırmanmasını önlemek amacıyla “tüm taraflardan” siyasi yolla çözüm aramaları istendi.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ELEŞTİRİSİ
Karar metninde, Türkiye’de medya ve gazeteciler üzerindeki baskı da kınandı. “Gazeteciler ve basın organlarına yönelik saldırılar, mülkiyet hakkına aykırı biçimde medyalara el konulması, gazeteciler üzerindeki baskılar ve sadece işini yapan gazetecilerin cezalandırılması otosansüre yol açmaktadır” ifadeleri kullanıldı.
Kararda, Türk Ceza Kanunu'nun Cumhurbaşkanına Hakaretle ilgili 299 ve Türk Millet ve Devletini Aşağılama’yla ilgili 301’inci maddelerinin kaldırılması talep edildi.
‘YARGI, YÜRÜTMENİN KONTROLÜNE GİRDİ’
“Yargının yürütmenin kontrolüne girdiği” mesajı da verilen kararda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir Anayasa Mahkemesi kararına saygı duymayacağına ilişkin ifadeleri örnek gösterildi.
‘TÜRKİYE’Yİ İZLEME PROSEDÜRÜNE TABİ TUTMA ÇABASI REDDEDİLDİ’
40 değişiklik önergesinin verildiği ve oylandığı raporda dikkati çeken bir konu da Türkiye’nin tekrar izleme prosedürüne tabi tutulma çabaları oldu. Bu yöndeki değişiklik önergesi 64’e karşı 68 oyla reddedildi. Değişiklik önergelerinden sonra tasarı hakkında yapılan oylamada 96 kabul, 24 red ve 10 çekimser oyu kullanıldı. Böylece İzleme Komitesi’nin raporu ve tasarı kabul edilmiş oldu.
