Türkiye’nin hem askeri kaynakları hem de Dışişleri Bakanlığı tarafından bu iddialar yalanlandıysa da Avrupa Komisyonu Sözcüsü Natasha Berto, Avrupa Birliği’nin Türk yetkililerinden bunların soruşturulmasını beklediğini söyledi.
Peki sınırda bu tür olayların gerçekleşme ihtimali konusunda Türk insan hakları savunucuları ne düşünüyor? Daha önce bu tür olaylar meydana gelmiş mi? Buna benzer konularla ilgili daha önce bir soruşturma yapılmış mı?
Konuyla ilgili Sputnik’e konuşan İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan şunları söyledi.
Türkiye’de temel problem şu: Türkiye’deki sınır hattı tamamen askerlerin kontrolünde. Yani doğrudan doğruya Genelkurmay’a bağlı kara hudut birliklerinin kontrolünde. Dolayısıyla bir askeri yasak bölgesi orası. Şimdi askeri yasak bölgesi olduğu için sivil savcıların orada soruşturma yapma yetkisi yok. Yani sivil makamlar orada soruşturma yapamıyor. Tamamen askeri makamlar orada soruşturma yapabiliyor. Yani Türkiye’de bu tip iddialarla ilgili incelemeler yapmak için elverişli bir hukuki ortam yok. Bu yüzden Türkiye’deki makamların bu tip iddiaları yalanlamasına şüphe ile yaklaşılmalı. Çünkü bağımsız, tarafsız kişilerin inceleme yapması bir yana normal savcılıklar orada inceleme yapamıyor. Dolayısıyla böyle bir sorun var. Öncelikle herkesin bunu bilmesi gerekiyor. Sınır hattı normal sivil savcıların, sivil makamların inceleme yapabileceği bir yer değil. Türkiye’nin ilk önce böyle bir sorunu var.
İkinci nokta ise şu. Bizim raporlarımıza da yansıdı bu, Af Örgütü’nün ve İzleme Örgütü’nün raporlarında da var. Sınır geçişlerinde zaten çok fazla ihlal yaşanıyor. Her sene çok sayıda sivil yaşamını yitiriyor. Ve bunlar sınırdaki askerler tarafından gerçekleştirilen ihlaller. Bugüne kadar bu ihlallerle ilgili hiçbir soruşturma yapılmadı. Dolayısıyla ben iddiaların ciddiye alınması gerektiğini ve mutlaka tarafsız heyetler tarafından, hatta uluslararası gözlemciler tarafından bunların soruşturulması gerektiğini düşünüyorum.