Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Tersane Komutanlığı'nda düzenlenen Burgazada Korveti'nin denize indirilmesi ve Kınalıada Korveti'nin ilk kaynak törenine katıldı.
Savunma sanayi açısından çok önemli iki töreninin bir arada gerçekleştirildiğini ifade eden Erdoğan, hem Burgazada Korveti'ni denize indireceklerini hem de Kınalıada Korveti'nin kaynak töreninin yapılacağını söyledi.
‘ARTIK BU SÜRECİ HIZLANDIRMAMIZ GEREKİYOR'
İcra Konseyi'nin başında Başbakan Binali Yıldırım'ın gemi inşa yüksek mühendisi olarak bulunduğunu ifade eden Erdoğan, "Bu tersanelerle yağlı, paslı bayağı çalışmaları oldu. Az önce kendisine dedim ki, 'Bu süreler uzun değil mi?' O da katıldı. 'Süreler uzun' dedi. Artık bu süreleri bizim 1,5-2 yıla indirmemiz lazım. Çok daha seri olarak biz bu üretimlerimizi yapmamız lazım. Yapar mıyız? Evelallah yaparız. Bu imkana, bu güce artık Türkiye sahiptir. Biz artık yüzde 60'la falan yetinemeyiz. Şimdi tabii en önemli atmamız gereken adımlardan bir tanesi, ilk adımı attık ama bunu tamamlamamız lazım. Kendi gemilerimizdeki makinelerimizi de üretmek suretiyle artık bu süreci hızlandırmamız gerekiyor" diye konuştu.
‘İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ BÖLGE DEVLETLER MEZARLIĞI'
Tarih boyunca farklı medeniyetlere ve kültürlere ev sahipliği yapan bu bölgenin, insanlık tarihinin nüvelerini bünyesinde barındıran bir açık hava müzesi olduğunu vurgulayan Erdoğan, Anadolu'nun ve Ortadoğu'nun tarihi okunmadan dünya tarihinin anlaşılması ve tam olarak kavranmasının mümkün olmadığını kaydetti.
Erdoğan, içinde bulunulan bölgenin aynı zamanda bir devletler mezarlığı olduğunu ifade ederek, "Askeri, siyasi, kültürel ve toplumsal olarak güçlü olmayan nice devlet bu meşakkatli coğrafyada çok daha kısa sürede yıkılıp gitmiştir. Sadece kendilerini yenileyen, zamanın ruhunu iyi okuyan, geleceğe dair bir vizyonu, bir hedefi olan, en önemlisi cazibe merkezi olmayı sürdüren milletler bu coğrafyada asırlar boyu varlıklarını koruyabilmişlerdir. Osmanlı Devleti bunun en somut, en güzel örneğidir. Söğüt'teki 400 çadırlık bir uç beyliğini adım adım bir cihan devletine dönüştüren cevher ecdadımızın cengaverliği yanında coğrafyamızı siyasi, sosyal ve kültürel olarak tutmayı başarabilmeleridir" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle bir başka ifadeyi kullanmak istediğini belirterek, sert güç unsurlarıyla beraber yumuşak güç unsurlarına da sahip olan ülkelerin tarihte kalıcı izler bırakabildiklerini dile getirerek, bunların birini diğerine tercih etmek, hele hele sert güç imkanlarının öneminin hafife alınmasının felakete zemin hazırlamak olduğunu söyledi.
Hiç kimsenin "Ben kültürel ve siyasi olarak iyi bir yerdeyim. Askeri açıdan güçlü olmasam da olur" diyemeyeceğini vurgulayan Erdoğan, aynı şekilde züccaciye dükkanına giren fil misali her tarafı ezip geçmenin, yıkmanın da gerçek anlamda güçlü kılmayacağını anlattı.
‘GÜVENLİK GÜÇLERİMİZ 32 YIL BOYUNCA TERÖRİSTLE MÜCADELE ETTİ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son yıllarda iç ve dış politikada yaşanılan hadiselerin bu gerçeği çok net ve çarpıcı bir şekilde ortaya koyduğuna inandığını kaydetti.
Bugüne kadar ‘terör' sorununu ülkenin gündeminden kaldırmak, bu meseleye kalıcı bir çözüm bulmak için çok farklı yöntemlerin belirlendiğini aktaran Erdoğan, "Güvenlik güçlerimiz, askeriyle, polisiyle, istihbaratçısı ve korucusuyla hiçbir fedakarlıktan kaçınmadan, canları pahasına 32 yıl boyunca teröristle mücadele etti. Siyasi irade ve hükümetler de bu süreçte üzerlerine düşenin yapması çabası içinde oldu" dedi.
‘ÖRGÜT TARİHİNİN EN BÜYÜK HEZİMETİNİ YAŞADI'
Ancak son 1 yıldır yaşanan sürecin ‘terörle mücadele' tarihinin en kritik ve en önemli dönemini oluşturduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Askeri operasyonlar, kararlı şekilde sürerken halkın desteği de bugüne kadar görülmedik ölçüde devletin yanında yer almıştır. Bunun birkaç temel sebebi bulunuyor. Öncelikle 2009 yılından itibaren farklı isimler altında hayata geçirdiğimiz demokratikleşme adımları ve reformlar bölge halkına sorunun kaynağının örgüt olduğunu tartışmasız şekilde gösterdi. Bölge halkı bu süreçte devletin iyi niyetini, samimiyetini, bölgeye gerçekleştirdiği tarihi nitelikteki yatırımları bizzat tecrübe etti. Bölücü terör örgütünün ise hizmetleri ve yatırımları engellemek, bölgeyi karanlığa, cahilliğe, yokluk ve yoksulluğa mahkum etmek için çalıştığı iyice anlaşıldı. Bölge halkının 20 Temmuz'dan itibaren, tüm tehditlere ve baskılara rağmen örgütün yanında yer almamasının en büyük sebebi budur. Bunun yanında güvenlik birimlerimizin ilk günden itibaren büyük bir titizlikle koordinasyon ve hukuk sınırları içinde yürüttüğü operasyonlar örgüte büyük darbe vurdu. Böylece ülkemizin birliğine, bütünlüğüne, kardeşliğine yönelik en büyük saldırı boşa çıkarıldı. Örgüt, tarihinin en büyük hezimetini yaşadı. Yurt içinde ve yurt dışında icra edilen operasyonlar sonucunda 7 bin 600'ün üzerinde terörist etkisiz hale getirildi."
‘KANDİL'DEKİ CANİLERDEN EKOLOJİK KAHRAMAN VE CİCİ ÇOCUK ÇIKARMA PROJESİ HÜSRANA UĞRADI'
PKK'lıların yığınaklarının, mağaralarının, barınma alanlarının çok önemli bölümünün yok edildiğini belirten Erdoğan, "Örgütün medya ve siyasetteki uzantılarının gayretleri, Tanışık köyündeki vahşeti, İstanbul ve Ankara'daki canlı bomba eylemlerini, camilere, okullara, hastanelere yönelik kalleşçe saldırıları perdelemeye yetmedi. Bu çevrelerin Kandil'deki eli kanlı canilerden ekolojik kahraman ve cici çocuk çıkarma projesi büyük bir hüsrana uğradı. Ben bu vesileyle askerinden polisine istihbaratçısından korucusuna kadar bölgede destan yazan tüm güvenlik birimlerimizi gönülden tebrik ediyorum. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum. Gazilerimize şükranlarımı ifade ediyor, yaralılarımıza Rabbimden acil şifalar temenni ediyorum" diye konuştu.