Konuyla ilgili Sputnik’e konuşan Ankara Ufuk Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı, Saadet Partisi Genel Başkan Danışmanı, eski milletvekili Prof. Dr. Oya Akgönenç Muğisuddin şunları söyledi:
"Haklısınız. Bu suali ben de kendi kendime sordum. Çünkü bize verilen anlaşmada şartlar belliydi. 72 maddenin 67’sini biz tamamladık, sadece 5 tane kaldı, o da terörle ilgiliydi. Tabi Türk Hükümeti haklı olarak o konuda Avrupa Birliği’ne şunu söyledi: ‘Ben halihazırda aktif olarak terörle mücadele ediyorum. Öyle bir durumdayken sizin ileri sürdüğünüz şartların uygulanması imkansızdır’. Onlar da, ‘evet, anlıyoruz’, yok ‘hayır, anlamıyoruz’, gibi çeşitli cevaplar verdiler. Fakat Almanya, ‘durumunuzu anlıyoruz, evet, siz bir mücadele ediyorsunuz, biz de bu durumu görüyoruz’ şeklinde daha olumlu bir cevap verdikten sonra Merkel, ‘Avrupa devletlerinin verdikleri sözlerini tutacağından eminim’, dedi. Çünkü Türkiye mülteciler konusunda ve diğer konularda verdiği sözlerinin hepsini yerine getirmiştir. Sadece verilen anlaşmanın 67’sini tamamlamıştır şeklinde.
Sizin sorduğunuz sual çok haklı. İş öyle kritik bir noktada ki. Bence Türk Hükümeti’nin, ‘biz umitliyiz’ demesi, olaya hala olumlu bakmalarını gösterir. Neden olumlu bakıyorlar? Çünkü biz şu anda bir terörle mücadele ediyoruz ve bu terör, uluslararası terörle mücadele kapsamında imzaladığımız bütün anlaşmalara uygun olarak yürütülüyor. Halbuki Avrupa Birliği’nin vermiş olduğu bu 72 maddenin içindeki tavsiye maddesi çok daha geniş ve ileriye matuf.
Şimdi Avrupa devletleri, ‘biz onu ilerisi için söylemiştik, durumunuzu biliyoruz ve anlıyoruz’ derlerse anlaşma yürür. Ama Avrupa devletleri şunu da diyebilirler: ‘Hayır, biz bu şartların hemen şu andan itibaren uygulanmasında ısrarlıyız’. İşte o zaman, Merkel’in umduğunun tem tersine, verdikleri sözü tutmamış olurlar. O zaman da, sözlerini tutmamalarının karşılığında gelişecek olan olaylardan da onlar mesul olurlar.
Yani Türkiye’nin herhangi bir mecburiyeti yok ki, efendim geri alımı kabul etsin, mültecileri kabul etsin. Mülteciler zaten Türkiye’de durmak istemiyorlar. Hepsinin gitmek istediği yer – Avrupa. Ve hatta buradan Türkiye üstünden geçemeyeceklerini anlayınca rotayı değiştirdiler, şimdi Mısır üstünden, Libya üstünden Avrupa’ya gidiyorlar.
Onun için ben Türk Hükümeti’nin tutumunu şöyle yorumluyorum: Hükümet olarak biz hala anlaşmanın olumlu ilerleyeceğine inancımızı devam ettiriyoruz. Ama bu demek değildir ki, ortada pürüzler yok, ortada pekçok pürüz var. Bu pürüzlerin başında da Avrupa devletlerinin tutumu veyahut da maddelerin yorumlanması geliyor. Eğer biz ikimiz, yani Avrupa devletleri veyahut da AB ve Türkiye benzer şekilde yorumlama yapamazsak o zaman tabi ki bu iş yürümez."