Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e, iki ülke arasındaki ilişkilerin yakın zamanda hak ettiği seviyeye gelmesini dilediğini belirten bir mektup göndermesi ‘normalleşme' için önemli bir adım olarak değerlendirildi. Ancak Rusya'nın özür dilenmesi ve tazminat ödenmesi taleplerinin yanı sıra Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne de (BMGK) taşınan, IŞİD'le petrol ticareti, Suriye'deki cihatçı gruplara destek konusu da krizin kolaylıkla atlatılamayabileceğine işaret ediyor.
‘UÇAK KRİZİNDEN FARKLI, CİDDİ SORUNLARLA KARŞILAŞABİLİRİZ'
Petrol ticaretine ilişkin görüntüler yayınladıktan sonra Rusya'nın önemli bir adım atarak BMGK'dan, IŞİD'in mali kaynaklarının araştırılmasıyla ilgili karar çıkarttığını anımsatan Türk-Rus Araştırmalar Merkezi (TÜRAM) Eş Başkanı Aydın Sezer, bunun Türkiye açısından tehlikeli ve ciddi bir sorun olduğunu belirtiyor. BM'nin çalışmalarını tamamlamasının ardından konunun daha ciddi bir boyut kazanacağını ifade eden Sezer'e göre Rusya ile ilişkiler bu nedenle bir an önce düzeltilmeli:
"Uçak krizinden daha farklı bir düzleme taşınmış ve çok daha ciddi sorunlarla karış karşıya geleceğimizi öngörebiliriz. İşte bu da bir an önce Rusya ile ilişkilerin düzelmesi gerektiğini gündeme getiriyor."
Türkiye'nin bu adımı atmaya artık mecbur hale geldiğini belirten Sezer, Ahmet Davutoğlu yerine Binali Yıldırım'ın başbakanlık görevine getirilmesi ile mektubun yazılması arasında bağlantı bulunduğunu düşünüyor ve bu adımı ‘Siyasi iradenin, acaba bir şeyler yapabilir miyiz, sorusu etrafında gelişen bir girişim olarak' değerlendirmek mümkün.
'TÜRKİYE'DE SOKAKTAKİ İNSANI BİLE ETKİLER HALE GELDİ'
Aydın Sezer, Suriye ve Ortadoğu dış politikasının çıkmaza girmesi nedeniyle Türkiye'nin adım attığını belirtiyor:
"Rusya'nın Suriye'de izlediği politika, bugün resmen Türkiye'nin Suriye'de geri adım atmasını ya da oyun dışında kalmasını beraberinde getirdi.
Sadece dış politika değil Türkiye'de özellikle ekonomik anlamda yaşanmakta olan krizin ve bu krize Rusya'nın etkisi bağlamında da içeride ciddi bir kamuoyu baskısı oluşmaya başladı. Sadece turizm, dış ticaret, karşılıklı yatırımlar anlamında değil, sokaktaki sıradan insanın etkileneceği bir hal almaya başladı. Bugün turizm sektörünün Antalya'da çökmüş olmasının arka planında mevsimlik de olsa binlerce kişinin işsiz kalması, tarım ürünleri ihracatında milyonlarca üretici ailenin gelirlerinde azalma meydana gelmesiyle de açıklayabiliriz. Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu durum çerçevesinde değerlendirildiği zaman (Rusya ile ilişkileri düzeltmek) bir tercih seçenek değil bir zorunluluk haline geldi."
‘TÜRKİYE KENDİ AYAĞINA KURŞUN SIKTI'
Sezer, ikili ilişkilerde sadece ticareti baz almamak gerektiğini, Rusya'nın Türkiye açısından AB pazarına alternatif olamayacağını ancak dış ticaret hacmine bakıldığında birinci sırada olduğunu ve iki ülkenin birbirini tamamladığını anımsatıyor:
"Bu açıdan Rusya'nın ağırlığı Türkiye ekonomisi acısından yadsınamaz. Türk ve Rus ekonomileri üretim boyutu ve çeşitliliği açısından baktığınızda birbirlerini tamamlar nitelikte. Bizim göreceli olarak üstün olduğumuz birçok sektörde, Rusya'da yerli sanayii yok. O nedenle ihracat ve yatırım olanakları çok fazla. Dolayısıyla Avrupa Birliği ile yaşanan kriz ya da küresel ekonominin içinde bulunduğu genel kriz; Türkiye'nin hatalı Ortadoğu politikasından dolayı komşularına yönelik iktisadi anlamda çıkarlarının zedelendiği; Körfez'e, Mısır'a, Afrika'ya inmede ulaşım imkânlarının kısıtlı hal aldığı bir ortamda Rusya'yı devre dışı bırakmak, Türkiye'nin kendi ayağına kurşun sıkması gibi bir şey. İşin enerji boyutu da var. Türk Akımı, doğalgaz. Projelerin geri kalması ya da ötelenmesi, Rusya'nın olduğu kadar Türkiye'nin de milli çıkarlarına zarar. Türk Akımı, Avrupa'ya gidecek bir doğalgaz hattı. Türkiye'nin buradan hem ekonomik kazancı olacak hem de ‘enerji hubı' olma yönünde stratejik bir yararı olacak."
‘TÜRKİYE ADIM ATMAK ZORUNDA'
Avrupa Birliği ile yaşanan kriz ve Almanya'nın soykırım kararının ardından Türkiye'nin ‘kaçış sahalarının' son derece sınırlı hale geldiği değerlendiren Aydın Sezer, bu nedenle de Türkiye'nin adım atmak zorunda olduğu kanaatinde.